Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bizim derdimiz mutfaktaki yangın

CHP Genel Başkanı Özgür

CHP Genel Başkanı Özgür Özel dar gelirli ve emeklilerin maaşlarının yükseltilmesi için mücadele ettiklerini ama AKP ve MHP’nin oylarıyla  TBMM’ye verdikleri  önergenin reddedildiğini söyledi.

Partisi’nin TBMM Grup toplantısında konuşan Özel 2 ay sonra yerel seçim yapılacağını anımsatarak  “Birileri siyaseti sertleştirmenin, kutuplaştırmanın, hakaretler ederek esas meselelerinin konuşulmamasının hesabında. Bunu Erdoğan’dan, Bahçeli’nin açıklamalarından görüyorsunuz. Hani kızıp da söylese bir şey değil prompterdan okuyor. Bu Meclis’te iki prompter kullanılıyor. Birini Tayyip bey diğerini Devlet bey kullanıyor. İkisinin kablosunu takip eden Saray’daki bir odaya çıkıyor. Onlar istedi diye kavga edecek değiliz, seviyesine inecek değiliz. Mazallah çıkarken vurgun yeriz. Bizim derdimiz emeklilerin hesaplarına yatan aylık. Yoksulların tencerelerin kaynayıp kaynamadığı. Bizim derdimiz mutfaktaki yangın. Evladının barınma sorununun çözülemeyeceği için evladı memleketine geri dönen ananın babanın derdi. TÜİK’in rakamları doğru değil ama doğru varsayalım, durumun ne kadar içler acısı olduğunu gösteriyor.” dedi

Emeklilerimizin en düşük maaşı en az asgari ücret kadar olmasını istediklerini anlatan Özel şunları söyledi:

Bu halk her şeyi görüyor. Sizin bu gayretiniz önünde sonunda sandığa gidince karşılığını bulacak. En zengin yüzde 20 toplamın yarısını alıyor kalan yüzde 80 diğer oranı paylaşıyor. Yoksuldan almış zengine vermişler. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinde en düşük emekli maaşı bugünkü asgari ücretti. Milletimiz görüyor. Emeklilerden oy alıp 10 bin liraya el kaldıranlara yazıklar olsun. Ama bu millet kendisini yoksul bırakanlardan hesap soracak. Ona sırtına dönenlerden hesap soracaktır.

Bir emekliye verdikleri 10 bin lirayı Saray’da 27 saniyede harcıyorlar. Bir dakikada harcadıkları para da 23 bin lira. Bir buçuk asgari ücret neredeyse. CHP servete zengine düşman değildir ama gelir adaletini gözetir.

Erdoğan yola çıkarken ‘Benim hesabım simit çay hesabı başkasına bakmam’ dedi. O güne baktığında verilen maaş simit çay hesabına göre 5 kişilik ailenin gelirinin yarısıydı. Bugün, Ankara’da bir tane simit 10 lira. Hafta içi 15 yaptılar, ‘Seçime kadar yakarsın beni’ demiş. 10 liraya geri aldılar. Tayyip beyin sinirli telefonu ile geri çektiler. Çay 15 lira toplam 25 lira. 5 kişilik bir ailenin 30 gün 3 öğünden 11 bin 250 lira oluyor. Tayyip bey hesap yaparken maaşın yarısını tutuyor diye ‘Yazıklar olsun’ diyordu. Şimdi en düşük emekli maaşı 10 bin lira.

En zengin yüzde 20 toplamın yarısını alıyor kalan yüzde 80 diğer oranı paylaşıyor. Yoksuldan almış zengine vermişler. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinde en düşük emekli maaşı bugünkü asgari ücretti. Milletimiz görüyor. Emeklilerden oy alıp 10 bin liraya el kaldıranlara yazıklar olsun. Ama bu millet kendisini yoksul bırakanlardan hesap soracak. Ona sırtına dönenlerden hesap soracaktır.

Bir emekliye verdikleri 10 bin lirayı Saray’da 27 saniyede harcıyorlar. Bir dakikada harcadıkları para da 23 bin lira. Bir buçuk asgari ücret neredeyse. CHP servete zengine düşman değildir ama gelir adaletini gözetir.

Erdoğan yola çıkarken ‘Benim hesabım simit çay hesabı başkasına bakmam’ dedi. O güne baktığında verilen maaş simit çay hesabına göre 5 kişilik ailenin gelirinin yarısıydı. Bugün, Ankara’da bir tane simit 10 lira. Hafta içi 15 yaptılar, ‘Seçime kadar yakarsın beni’ demiş. 10 liraya geri aldılar. Tayyip beyin sinirli telefonu ile geri çektiler. Çay 15 lira toplam 25 lira. 5 kişilik bir ailenin 30 gün 3 öğünden 11 bin 250 lira oluyor. Tayyip bey hesap yaparken maaşın yarısını tutuyor diye ‘Yazıklar olsun’ diyordu. Şimdi en düşük emekli maaşı 10 bin lira. Bahçeli DEM diyor, Tayyip Bey koyun etini yapmış 150 lira. Bir kilo etin fiyatı 600 liraya dayanmış

Bizim her siyasi partiyle ne kadar ilişkimiz varsa DEM Parti ile de o şekilde ilişkimiz var. Göz önünde buluştuk. Özgür Özel’in ve CHP’nin DEM Parti ile ilişkisi göz önünde neyse arkada da odur. Milletin derdi DEM DEM değil zam zam zam.

Haftaya bu salon bomboş olacak. Bu saatlerde biz burada yokuz. Haftaya 6 Şubat… Büyük depremin yıldönümü. Biz haftaya 50 bin 783, resmi kayıtlara göre vatandaşımızın hayatını kaybettiği, Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi etkileyen, büyük depremin yıldönümünde, bütün grup olarak, önceki CHP grubu olarak, bütün parti yöneticilerimizle deprem bölgesinde olacağız. Bir kez daha bu büyük felakette hayatını kaybeden resmi rakamlara göre 50 bin 783 ama her geçen gün rakam artıyor. Bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, bütün yaralılara tedavisi süren var, onlara acil şifa diliyoruz.

Ve yakınlarına kaybeden herkesin, milletimizin başı sağ olsun.

Tabii bu büyük deprem büyük mağduriyetler yarattı. BU deprem nasıl bir Türkiye’de yaşandı. Bunu bir görmek lazım. Bu deprem 21 yıldır tek başına bir iktidarın hüküm sürdüğü bir ülkede yaşandı. Bu deprem kendisinden önceki 79 yılda Cumhuriyet hükümetlerinin topladığı, toplam verginin 4 katını toplayan, 3 trilyon dolar vergi toplayan hükümetin iktidarının 21’inci yılında yaşandı.

Bütün yetkileri tek başına kullanan, Meclis’te çoğunluğu olan, yürütmede çoğunluğu olan, yargıdaki atamalarla yargıyı bile kendisine bağlamış olan yani mazereti olmayan imkanları tam olan, hatta olanın üzerinde kullanan bir iktidarın döneminde yaşandı.

Kendisinden önceki iktidarı, depreme yeterince hazırlık yapmadı diye eleştiren, depremde 3 saatte sokağa çıkamadılar, depremde 3’üncü günün sonunda hala çadırı olmayanlar vardı diye eleştiren bir iktidarın döneminde yaşandı.

Kendinden önceki iktidarın geçici olarak çıkardığı deprem vergisini, başka isimde kalıcı kılan, buradan 49 milyar dolar deprem vergisi tahsil eden, 8 kere imar affı çıkaran, 8 imar affından da 26 milyar lira gelir elde eden ama depreme dirençli kentler yaratmak için depreme dayanıklı evler yaratmak için, deprem riski olan bölgeleri boşaltmak için kullanmayan, bu kaynakları, kendi iktidarını sürdürmek için kullanan ve yandaşlara peşkeş çeken, TOKİ’yi zenginlere villalar yaptırmak için kullanan ama deprem konutları yaptırmak için depremin 10 şehri yerle bir etmesini bekleyen bir iktidarın döneminde yaşandı.

15 Mart’ta depremden 5 hafta sonra, toplamda 650 bin konut ihtiyacı var, 1 yıl içinde, 319 bin konutu inşa edeceğiz dedi. 1 yıl gelecek hafta doluyor. Temeli atılan konut sayısı 250 bin. Şu ana kadar teslim edilen 47 tane köy evi var. Gerçekleşme oranı yüzde 0,01.

2019 yılında, artık canına tak edenler, İstanbul’un üstünde uçan helikopterden, yanında karşısında İstanbul İl Başkanı bir tarafından İstanbul Valisi, bir tarafında şehircilik bakanı. “Bu arsa kimin? Efendim İETT’den kalmış. Bunu Katarlılara söz verdim. Bu arsa kimin? Bunu Arap şeyhine söz verdim. Not alıyor. Her boş arsayı Katarlılara veren, artık verecek arsa kalmayınca, “Yahu buraya bir boğaz daha yapsak da etrafını mı satsak” diyen. Söylemeden satan ve sonra da İstanbul’un boğazına hançeri dayayıp, Kanal İstanbul’u açacağım diyen birine şükürler olsun ki İstanbullular dur dedi.