Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, 6 Şubat depremlerinin birinci yıl dönümünde Hatay’daki temel atma töreninde yaptığı konuşmada, iktidarı iliştirdi. Cumuhurbaşkanı Erdoğan’ın Hatay’a yönelik konuşmalarını anımsatan Özel “Dünya siyaset tarihinin en utanç verici şantajı” tanımlaması yaptı.
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Jeoloji Mühendisleri Odası, Şubat 2021’de Hatay kent merkezinde, Antakya, Defne, Hassa, Kırıkhan, Reyhanlı, Dörtyol, Erzin’de 25 mahallenin doğrudan diri fay hattı üzerinde olduğunu ve derhal taşınmaları gerektiğini söylemişti. Bu konuda önlem almak yerine imar affı çıkarmayı tercih ettiler. Hatay’da 56 bin, Malatya’da 22 bin, Kahramanmaraş’ta 39 bin yapı, temel mühendislik hizmetleri aldığı şüpheli oldukları halde toplamda 294 bin yapı imar affından yararlandı, affedildi ve denetim dışında bırakıldı. Sonra bu deprem yaşandı. Bu deprem yaşanmadan önce 21 yıl bu iktidarın süresi ve imkanı vardı. Toplanan para vardı. Ama tercihlerini bu yönde kullanmadı” dedi.
Erdoğan’ın merkezi yönetimle aynı partiden olmadığı için Hatay’a yeterli yardımın yapılmadığına yönelik sözlerini de değerlendiren Genel Başkan Özel, “Dünya siyasi tarihinin en utanç verici şantajını milletimizin yüreğine, vicdanına havale ediyorum. Yazıklar olsun” ifadelerini kullandı.
En büyük acılardan biri
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Hatay’da yapımını İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) üstlendiği İBB Emekçileri Lisesi’nin temel atma törenine de katıldı. Özel burada yaptığı konuşmada, “6 Şubat 2024, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Cumhuriyetimizin tarihinde yaşanmış en büyük acılardan bir tanesi. 86 milyon yüreğimizin bir yanında, geçen sene bugünü ve devamındaki birkaç ayı yaşayan, tanık olan herkesin yüreğinin bir yanında taşıyacağı bir ateş olarak, yüreğimizi yakmaya devam eden bir yas olarak, her birimizin hayatındaki yerini aldı. Öncelikle depremde hayatını kaybeden hem Hataylı, hem tüm şehirlerimizdeki tüm vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve tüm milletimize başsağlığı diliyorum” ifadesini kullandı.
Depremden hemen sonra bölgeye geldiklerini anımsatan Özel “Buraya genel başkan yardımcılarımız, grup başkanvekillerimiz ve parti meclisi üyelerimizle geldik. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin değerli Başkanı Ekrem İmamoğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yöneticileri ile birlikte geldik. Bir yandan İstanbul Büyükşehir Belediyemiz Hatay ile AFAD üzerinden ilişkilendirildi. Bütün büyükşehirlerimiz çeşitli iller ile ilişkilendirildiler.
Milletvekillerimiz 90 gün boyunca gece ve gündüz 10 ilimizde nöbet tuttular. Sonra büyük hasar alan 5 ilimizde düzenli nöbet tutmaya devam ettiler.” dedi.
Yeni dönemde milletvekilleri ile birlikte deprem bölgesinde olduklarını kaydeden Özel, “Dün gece 973 ilçemiz, deprem saatinde ışıklarını açtılar, 81 ilde 973 ilçede CHP’liler saygı duruşunda bulundular, anma programındaydılar. Bu tip olayların anılması, unutulmaması için, hatırlanması için, bir daha yaşanmaması için yapılması gerekenlerin düşünülmesi, üzerimize düşen ödevlerin hatırlanması ve paylaşılması için son derece önemli.
Ancak depremin iki gün sonrasında, 8 Şubat günü ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı ‘Hiç kimse merak etmesin, deprem konutu ihtiyacı 600 binin üzerinde, hepsini 1 yıl içinde herkese teslim edeceğim. Bu devletin sözüne güvenin’ diyerek hem devlet gücünü bir siyasi partinin çıkarlarına tahvil etmeye, hem devletin gücünü olduğundan farklı göstererek, hem de bir yıl sonrası ile ilgili tutamayacağı sözler vererek, aslında depremi muhalefet partileri siyasete alet etmiyorken ilk günden niyetinin ne olduğunu, birkaç ay sonra yaklaşan bir seçimi gözeterek göstermişti” diye konuştu.
21 yıldır ülkeyi yönetiyor
İktidarın 21 yıllık yönetiminden dersler çıkarmadığını kaydeden Özel şöyle devam etti:
Aslında o güne baktığımızda, ‘Ülkeyi nasıl bir iktidar yönetiyordu’ dediğimizde, Cumhuriyet tarihinde kolay kolay kimseye nasip olmayan bir iktidar yönetiyordu. 21 yıldır yönetiyordu. Meclis’te çoğunluğu vardı. Yürütmenin her kademesindeydiler, kadrolaşmalarını tamamlamışlardı. Ayrıca öyle hazin bir durumdur ki 1999’da yaşanan büyük deprem, onun yarattığı toplumsal sarsıntı, buna karşı en acımasız eleştiriler… ‘Depremin üçüncü günü hala çadır yok’ diyerek, öyle bir depremin müsebbibini adeta siyasi iktidarmış gibi göstererek, en acımasız eleştirileri yaparak iktidara gelmişlerdi.
Cumhuriyet tarihi boyunca, 79 yılda Cumhuriyet hükümetlerinin topladığı toplam verginin 4 katını toplamışlardı. 3 trilyon dolar. Ayrıca bir önceki deprem için çıkarılmış olan ve deprem vergisi diye bildiğimiz, adına sonra Özel İletişim Vergisi denilen vergi ile 40 milyar dolarlık deprem vergisi tahsil etmişlerdi. Depreme karşı hazırlık yapmak için. Ama yapmadılar. Öyle 21 gün, 21 ay değil. 21 yıldır iktidardaydılar, ellerinde inanılmaz bir kaynak vardı. Ama gömleğin ilk düğmesini yanlış ilikleyerek başlamışlardı. Kaynakları depreme karşı dirençli kentler yaratmak için, gerçek anlamda bir kentsel dönüşüm için harcamak yerine bambaşka yerlere harcadılar. Tam 8 kez imar affı çıkardılar. Çıkardıkları imar aflarından aldıkları 26 milyar lira ile övündüler ama o parayı bile deprem için harcamadıkları kurulan komisyonların raporlarında açıkça ortaya çıktı” diye konuştu. “6 Şubat’ta 04.17’de ilk deprem, 13.24’te ikinci deprem yaşadığında gördük ki bu ülke 21 yıldır kendisini yöneten hükümet eliyle depreme karşı son derece korunaksız ve terk edilmiş bir haldeydi.
Ardından biraz önce büyükşehir belediye başkanımızın ifade ettiği 3 gün yaşandı. O 3 gün büyük bir koordinasyonsuzluk, büyük bir panik, hatta görevi ihmale varabilecek yanlış kararların alındığı günlerdi. Bütün belediyeler, AKP’li, MHP’li, CHP’li. Bütün belediyeler yollara düştüler, koştular. Aman iktidar yapamıyor da belediyeler mi yapıyor görüntüsü olmasın diye şehirlerin girişinde TIR’lar bekletildi. Şehirlerin girişlerinde vinçler bekletildi. Yapılabilecekler birkaç gün geciktirildi. Silahlı kuvvetler, alarm verildiğinde dakikalar içinde birlikten çıkmaya hazır, teçhizatı tam silahlı kuvvetler tam 3 gün boyunca yoktu. Sonradan öğreniyoruz ki ‘Orduyu çıkar, dediklerinde orduyu çıkarması kolay, geriye sokması zor’ diyordu birisi. Bir darbe paranoyası ile yahu bu büyük bir deprem, toplumsal olaylar olur, ordu yönetime el koyar, iktidar elden gider gibi korkunç bir paranoya ile en kıymetli 24, 48, 72 saati bu müdahalenin imkanından bu ülkeyi mahrum bırakan bir iktidar ile karşı karşıyaydık.
Ama madem ki yıl dönümüdür. Şunu da hatırlamadan geçmemek lazım. ‘Çadır, çadır’ diye insanlar perişandı ilk günlerde, çadır yoktu. Ama o günlerde Kızılay’ın çadır sattığını sonradan öğrendik. Öyle süreç yaşadık ki herkes yardım beklerken depremzedelerin cep telefonlarına bile IBAN attılar.
Konut vaat ettiler. ‘650 bin konut olacak. Bir yılda vereceğiz’ dediler. 15 Mart gelince ‘650 bin konutun 319 binini bir yılın sonunda vereceğim’ dedi. Bugün bir yıl bitti, sözü 319 bin konut. Bugün itibariyle 18 bin 19 konut vermiş durumda. Bugün verilen konut sayısı toplam konut ihtiyacının yüzde 2,7’si. Kendisinin ‘2 ay içinde 75 bin konut vereceğim’ sözü doğru bile olsa, ihtiyaç olan konutların sadece yüzde 5’ini teslim etmiş olacak. Yüzde 5,6’sını. 100 depremzededen 95’i verilen devlet sözüne, seçim sathı mahallinde kullanılan o büyük propaganda aygıtının en kullanışlı söylemine rağmen 100 depremzededen 95’i ya konteynerde ya halen çadırda bu memlekette. Görünen o ki bu sorun yıllara sari devam edecek bir sorun olmaya devam ediyor.
CHP’li belediyeler 9 bin 600 araçla burada oldular. 28 bin 500 personel, bütün deprem bölgesinde. 7 bin 200 TIR. 4 uçak. 6 gemi. 155 mobil mutfak gelip kurdular buraya. 163 ikram aracı, 18 mobil fırın, 3 milyon battaniye, 266 bin ısıtıcı, 49 bin 931 çadır, 1809 konteyner ile ilk 2 ay içinde CHP’li belediyeler bu bölgeye yaptıkları. Bunu belki Tayyip Erdoğan görmüyor olabilir. Ama bunu sadece Hataylılar değil. Malatyalılar, Adıyamanlılar, Gaziantepliler, Kahramanmaraşlılar, depremden yıkıma uğrayan her yerdeki her siyasi görüşten insan gördü.
6 Şubat Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en karanlık gecesiydi, gidenler geri gelmeyecek, yüreğimizdeki o ateş sönmeyecek ama yavaş yavaş her şey daha iyiye gidecek. Eninde sonunda iyiler kazanacak. Hiçbir zaman karanlık aydınlığa galip gelmez. İnsanların eski mutlu günlerine kavuşacağı yarınlar için size CHP ailesinin ve yönettiğimiz kentlerdeki herkesin en sıcak dayanışma duygularını iletiyorum. Başımız sağ olsun. Bundan sonra hep beraber kötülükleri yeneceğiz. Kötü kalplileri, taş kalplileri yeneceğiz, iyi yürekliler kazanacak. Sevgi kazanacak, Hatay kazanacak.”(Haber Merkezi)