Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Özgecan Aslan’ın katledilişinin 9. yılı

Tarsus’ta okuldan çıktıktan sonra

Tarsus’ta okuldan çıktıktan sonra evine gitmek için bindiği minibüste katledilen Özgecan Aslan, ölümünün 9. yılında hala Türkiye’nin yüreğinde acısı tazeliğini koruyor. Birçok siyasi figür başta olmak üzere bugün herkes Aslan için kadın cinayetlerine karşı mesaj atıp rahmetle anıyor. 9 yıl geçti ama sadece isimler değişti. Her gün yeni bir kadın cinayeti haberine uyanıyoruz ne yazık ki…

Özgecan Aslan’ın cinayeti nasıl olmuştu?
Cinayetin yaşandığı 11 Şubat 2015 tarihinde Özgecan Aslan, okuldan çıktıktan sonra Tarsus’ta bir alışveriş merkezinde arkadaşıyla birlikteydi. Alışveriş merkezinde arkadaşından ayrıldı ve ikamet ettiği Mersin’e gitmek için şehirlerarası sefer yapan minibüse bindi. O saatten sonra Özgecan Aslan’dan haber alınamayınca 11 Şubat 2015’te ailesi tarafından polise kayıp olduğu yönünde dilekçe verildi.[9] Bu tarihten itibaren, kayıp olan Özgecan Aslan’ı arayan jandarmanın, kendilerine yol soran bir minibüsten şüphelenmesi üzerine yapılan aramada minibüsün içinde kan izlerine rastlandı. Jandarma bu kişileri yakaladı. Ancak yapılan sorguda bir sonuca varılamadı ve şüpheliler serbest bırakıldı.

Minibüste bulunan kadın şapkasının Özgecan Aslan’a ait olduğunun Özgecan’ın babası tarafından teşhis edilmesi üzerine Jandarma, minibüsü yeniden incelemeye aldı. Yeniden sorguya alınan iki şüpheli, (Suphi Altındöken’in babası ve arkadaşı) cinayeti itiraf ettiler ve 3. bir kişinin de kendilerine yardım ettiğini söylediler. Böylece 3. kişi olan Suphi Altındöken’in aranması süreci başladı.

Minibüs şoförünün ifadesinde yer alan bilgilere ilişkin haberlere göre, şoför Suphi Altındöken, Mersin’e D-400 karayolundan gitmesi gerekirken güzergâh değiştirerek Tarsus – Mersin Otoyolu’na doğru saptı. Sürücünün güzergâhını değiştirmesinden ‘kaçırılıp başına kötü bir şey geleceğini’ anlayan ve tepki gösteren Özgecan, şoförle tartıştı. Tecavüz girişiminde bulunan Suphi Altındöken’e Özgecan biber gazı kullanarak engel olmaya çalıştı. Ancak bunun ardından Suphi Altındöken tarafından birkaç kez bıçaklandı ve demir çubukla öldüresiye dövüldü. Tarsus’a geri dönen zanlı olayı babasına ve bir arkadaşına anlattı ve yardım istedi. Üç kişi olay yerine döndüler ve Özgecan Aslan’ın cesedini ormanda ateşe verdiler. Özgecan’ın direndiği sırada zanlı Suphi Altındöken’in yüzüne tırnaklarını geçirmesi nedeniyle bu üç kişi Özgecan’ın ellerini keserek, olası bir DNA tespitinde bir eşleşmenin önüne geçmek istediler. Özgecan’ın tecavüze uğrayıp uğramadığı hakkında Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan otopsi raporuna göre, maktul Özgecan Aslan’a tecavüz edilmediği belirlendi.

Zanlıların tümünün yakalanmasından sonra polise verdikleri ifadeler sonucu Özgecan’ın cesedi, Cinderesi yatağında yüzünün ve vücudunun bir bölümü yanmış halde bulundu. Tarsus Devlet Hastanesi’ne kaldırılan ceset yandığı için kimlik tespiti Özgecan’ın kıyafetleri üzerinden yapılabildi.

Soruşturma ve dava aşaması
Yakalanan Suphi Altındöken, Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre suçunu itiraf etti ve babası ile arkadaşının kendisine yardım ettiğini söyledi. Altındöken sorgu sırasında çok soğukkanlı ve sakin bir tavır sergiledi.

Türk hukuk sistemine göre davanın başlayabilmesi için şüpheliyi savunacak bir avukat olması gerekmektedir. Ancak, Mersin Barosu’nun 1.600 avukatı “böyle bir caninin yanında olmak istemediklerini” beyan etti ve baro da davaya avukat vermeyi reddetti. Sorgulama aşamasında yer alan iki avukattan birisi şüphelilerin akrabası, diğeri de olayın iç yüzünü öğrendikten sonra desteğini çeken bir avukat olunca şüpheliler mahkemeye gönderilemedi.

16 Şubat 2015 günü şüpheli Suphi Altındöken, ifadesinde değişikliğe giderek cinsel saldırı niyeti olmadan ve alkol etkisi altında bu suçu işlediğini söyledi. Altındöken, amacının Özgecan Aslan’ı kısa yoldan eve götürmek olduğunu, ancak Özgecan kendisine saldırınca onunla konuşmak için aracın arkasına doğru gittiğini söyleyerek ifadesini değiştirdi.

Özgecan’a ait otopsi raporu olduğu iddia edilen bilgiler 22 Şubat 2015 tarihinde basında yer almıştır. Hazırlanan iddianamede katil zanlıları için ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenmiştir. İddianame 14 Nisan 2015 tarihinde Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Davaya bakan savcı iddianamede cezada indirim yapılmamasını ve alt sınırdan uzaklaşılarak, üst sınırdan ceza verilmesini istedi.

İlk duruşma 12 Haziran 2015 tarihinde gerçekleştirildi. Duruşma Tarsus Adliyesi’nin konferans salonunda yapıldı. 10 saat süren duruşmada alınan ara kararda sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, Fatih Gökçe’nin cinsel saldırısı hakkında ek iddianame talebinin kabulüne, avukat sanıkların sonraki ifadelerinin tutuklu kaldıkları cezaevlerinden görüntülü alınmasına ve bir sonraki duruşmanın 9 Eylül 2015 tarihine ertelenmesine karar verildi.

3 Aralık 2015’te gerçekleşen son duruşmada mahkeme, Suphi Altındöken’e “nitelikli cinsel saldırı ve canavarca hisle öldürme”, Fatih Gökçe’ye “canavarca his ve nitelikli cinsel saldırıyla kasten öldürme”, Necmettin Altındöken’e ise “Canavarca his ve eziyetle kasten öldürme” suçundan, 3 zanlıya da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme üç sanığa verdiği bu cezaların yanı sıra, tecavüz ve diğer suçlardan, Suphi Altındöken’e 27 ve arkadaşı Fatih Gökçe’ye 24 yıl hapis cezası daha verdi.

Katilin akıbeti
Özgecan Aslan’ın katillerinden Ahmet Suphi Altındöken, 11 Nisan 2016 tarihinde Adana Kürkçüler E tipi kapalı cezaevinde Gültekin Alan tarafından uğradığı silahlı saldırıda kalbine isabet eden mermi sonucu öldü. Silahı cezaevine sokan kişinin İnanç Meçul olduğu öğrenildi. Babası Necmettin Altındöken karın boşluğu ve kalçasından yaralandı. Adalet Bakanlığı olayı soruşturmak için 2 müfettiş görevlendirdi. Hükûmet sözcüsü Numan Kurtulmuş, olayla ilgili olarak “Cezaevinde kim olursa olsun birinin öldürülmüş olması asla kabul edilemez” açıklamasını yaptı. Gültekin Alan, ağırlaştırılmış müebbet ve 29 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. Altındöken’in cenazesi Mersin’de adı açıklanmayan bir mezarlığa defnedildi. – Adil Yeşildağ-