U.T.A.N.D.I.R.A.N HİZMET!
Bu evler kaç yüzyıllık? Peki, bizler için, bu kentin kadim geçmişi adına neden önemliler? Ne anlatıyorlar? Dünün yaşam kültürü adına nasıl bir zenginlik biriktiriyorlar? Soruların net olduğu bir Antakya’da, bizlerin onlara verdiği cevap mı? Siyah, ruhsuz, anlamsız bir asfalt yol…
Aldığımız bilgiye göre, Kurtuluş Caddesi’ne yakın bir noktada bulunan Hatay Gazi Evi tarafından, derneğe inen ‘yolun bakımsızlığının’ düzeltilmesi yönünde Antakya Belediyesi yönetimine talepte bulunulmuş, talep edilen ‘yol onarımı’ için harekete geçen Antakya Belediyesi’ne bağlı ekipler ise çalışmalara başlayıp, tarihi Kurtuluş Caddesi’nden başlayan kısımdan Gazi Evi’ne inen yere kadar uzanan bölümün onarımını gerçekleştirmiş… Sorun da, ‘gerçekleştirmiş’ kısmı ile başlamış ama!
Hemen birkaç adım solunda ‘Prof. Dr. Ataman Demir’ isminin çakılı olduğu sokağın olduğu yerde talep edilen yol çalışmasını ‘geciktirmeksizin’ hayata geçiren Antakya Belediyesi’nin yol yapım ekiplerinin tarihi Antakya noktasındaki tercihi, ne eldeki tarihin geçmişine uygun bir malzeme olmuş ne de o malzemeye yakın her hangi bir şey… Ekipler, buradaki esnafın da şaşkın bakışları altında, metrelerce kısma siyah asfaltı döküvermiş! Binlerce yıllık bir kentin son birkaç yüzyılına ev sahipliği yapmış bu evlerin ahşap ve taş bedenleri arasına bu asfaltı dökerken tereddüt bile etmemiş. Ama bunu yaparken de ‘düne ne kadar sadığız’ sorusunu bir kez daha gündeme taşımış. Bu yol çalışmasının hemen karşısındaki Hatay Mimarlar Odası’nın ‘olana-bitene’ ekli sessizliğini de bu asfalt gerçeğinin Antakya’sı ile beraber ‘YAPTIK’ ama ‘OLMADI’ kısmına etiketlemiş. Antakya’nın kadim geçmişine sadakatin ‘ihanetine’ ise şapka çıkarttırmış…
-CEVAP VERİR Mİ?-
“Bu bir restorasyon çalışması değil, ama…” diye konuşmaya başlayan bir esnafın tepkisi ise oldukça net:
“Normal bir yol mu burası? Değil… Şehrin içinde trafiğin aktığı bir yer mi? O da değil… Önce nerede yaşadığını fark edeceksin. Nasıl bir kent yönettiğini de! Burası nasıl bir kent? Tarihi mi? Kültürel mi? Her ikisi de mi? Peki, o zaman hizmetini de buna göre ayarlaman gerekmez mi? Hatta o hizmetin içeriğini de ayarını da o tarihin ve kültürün orijinaline sadık kalarak yapman gerekmez mi? Burası, taş evlerin, ahşap evlerin olduğu bir yerse eğer, bu dar sokağa ekleyeceğin hizmeti de bu evlerin yapısına uygun hale getirmen gerekmez mi? Hepsine de ‘evet’ mi? O zaman bu ne? İnsan utanır… Ciddi ciddi insan utanır. Bu asfaltı buraya dökerken hem utanır hem de vicdanı sızlar.
Yahu merak ediyorum… Buraya o kadar gelip giden insanlarsınız. Biraz masraf yapıp, buraya taş zeminden bir yol döşemek zor mu geldi? Gelmiş olmalı ki, hizmet diye yaptıklarını ‘döküp’ gitmişler. Ama öylesine ‘salla-paça’ yapmışlar ki, mazgalın yerini gördünüz mü? En az 15 santimlik derinliğe koymuşlar. Kardeşim, akşam buradan biri yürürken o mazgalı yerleştirirken oluşturduğunuz çukura düşse bir yerini kırar. Bunu da mı düşünemediniz? Yok, belli ki düşünemediniz. Ama yazık etmişsiniz. Yazık ediyorsunuz. Bu şehre ve bu şehrin emanetlerine yazık ediyorsunuz.”
Dar sokağın içerisinde ilerleyip, Antakya Belediyesi tarafından hayata geçirilen hizmeti sorduğumuz vatandaşlar isim vermek istemese de, onlar da ortaya konan hizmetin ‘asfalt’ içeriğinden memnun değil. Bu konuda konuşanlardan birinin yorumu esnaftan çok farklı değil:
“Yapılacak o kadar şey var ki bu sokaklarda… Bir de bizim evlere yardımcı olsalar ya… Aslında iyi etmişler. Yol gerçekten de kötü durumdaydı. Ama bu kadar kısa sürede gelip yapmaları da ilginç. Çünkü normal şartlarda, mesela bir şey olur, günlerce ararsın, yetkili ararsın, bulamazsın. Sorununu iletirsin, ‘tamam’ derler… O ‘tamam’ zaman içinde unutulur gider. Sen de unutursun, onlar zaten unutmuştur. Ama bu defa adamlar hemen gelmiş ve yapmış. Ama ‘yapılırken’ böyle olacağını düşünmemiştik. Asfalt yapmışlar. Siz bilmezsiniz, eskilerin yolları çok güzelmiş. Ama ne o yollar kaldı ne de bu evler dünün evleri… Yok, artık kalmadı! Zaten kalan yerler de ‘yama’ yapıla yapıla bozuldu. Bari şu mazgalı halletseler. Çocuklar da geçiyor bu sokaktan. Allah korusun, çok derin bırakmışlar. Böyle olur mu? Bari gelip düzeltsinler. Göz var nizam var… İş böyle mi yapılır? Hadi yaptın, yaparken yanlışını fark etmedin mi?”
-SÖKÜLSÜN!-
Antakya Belediye Başkanı İsmail Kimyeci ortaya konan hizmetin kalitesini, içeriğini, yapılma şeklini ‘yerinde gördü mü’ bilinmez ama… Yapılan, OLMAMIŞ! Yapılmış, ama OLMAMIŞ! O yüzden de, taşın ve ahşabın şehrine olan sadakatimizi daha fazla zorlamadan, buradaki siyah asfaltı buradan söksek mi? Utancımızı buradan kaldırsak ve bir daha geri getirmesek mi? Olur mu? Bizce olur… Sizce? -Tamer Yazar-