İki gün kaldı. İki gün sonra her şey belli olacak.
Muhalefetin elinde olan büyükşehirler yine kazanıldı mı?
Kazanılmakla kalmayıp üzerlerine önemli yerler ilave edildi mi?
İlave edilen yerler önemli mi?
Bu ve bunun gibi söylemler söylenecek ve bunların yanıtları aranacak?
Gerçi, bu bir yerel yönetimler seçimi. Genel seçim değil.
Bu nedenle yerel etkenler elbette ağır basacak.
Ama iktidar kanadı, bu seçimde bir genel seçim havasına soktuğu için değerlendirme de bu
doğrultuda yapılacak ve kazanç ile zarar haznesi de buna göre hesaplanacak.
Pazartesi günü güneş bakalım nasıl doğacak?
Çağdaş bir anlayış ülkenin dört bir yanında varlığını gösterecek mi?
Yoksa, geriye gidişin ayak sesleri daha net mi duyulacak?
İşte pazartesi günü bunları görecek, duyacak ve hissedeceğiz.
Bekleyeceğiz ve göreceğiz.
Bu iki gün içinde çok çalışmak ve varsa kayıpları telafi etmek gereğini anlayarak, ona göre bir yol
çizmek icap eder.
Çok çalışmak gerekir.
Son iki gün!
Bu iki günde, hatalar ile sevapların ortaya konması gerekir ve hesaplaşma yapılmalıdır.
Kırgınlıklar son bulmalı,
Küskünlükler giderilmeli,
Ayrılma yerine birleşme,
Kopma yerine kenetlenme,
Yollarına gidilmelidir.
Bu bağlamda da herkes kendine düşen görevi bilmeli ve ona göre de kendine bir yol çizmelidir.
İşte bunları yapmak için de zaman geçmek üzeredir.
Zaman geçmek üzeredir ama geçmemiştir.
Herkes elinden geleni yapmak suretiyle bu seçimden başarılı çıkabilmek için büyük bir gayret
içinde olmalıdır.
Gayret içinde olunduğu takdirde sonunda başarılı olunur.
Bu yolda gidenler kaybetmez, kazanır.
Bunu böylece bilmek ve adımları da bu doğrultuda atmak için herkes kendine düşeni yapmalıdır.
Bir tarafta iktidar, öbür tarafta muhalefet kanadı vardır.
İktidar kanadı elinde güç olduğu için daha şanslı ve kuvvetlidir.
Bu nedenle muhalefetin bunu görerek ve bilerek hareket etmesi icab eder.
İşte iki kanadın da bunları bilerek adımlar atması için iki günlük bir süre vardır.
Bu iki günün değerini bilmek ve ona göre de hareket etmek zorunludur.
İki günün değerini bilen ve gereğini yerine getirenler, 1 Nisan’da gülecek ve gülmekle kalmayıp
çağdaş bir gelecek için önlerinin açıldığını göreceklerdir.
O halde;
Birlik olalım,
Çağdaş gelecek için çalışalım,
Kırgınlığı, küskünlüğü, bir yana bırakalım,
Aydınlık bir güne uyanabilmek için elimizden geleni yapalım.
Eğer bunları yaparsak 1 Nisan’da yüzlerde gülücükler açacak, gelecek günler aydınlık olacak,
atılan adımlar sağlam olacak ve gelecek güzel günler bizlerin olacaktır.
Haydi, birlik olalım, aydınlık geleceğe kucak açalım.
YORUMLAR