Türk Böbrek Vakfınca (TBV), obezite, böbrek hastalıkları ve diyabet başta olmak üzere birçok durumla ilişkili olan hipertansiyonun, hayat tarzı önlemleriyle kontrol altına alınabileceği belirtildi. Vakıftan “17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü” kapsamında yapılan açıklamaya göre, dünya genelinde hipertansiyon hastası yaklaşık 1,5 milyar insan bulunuyor ve her yıl 9 milyonun üstünde kişi bu nedenle hayatını kaybediyor. Baş ağrısı, susuzluk, sık idrara çıkma ihtiyacı, gece idrara daha sık çıkma, zayıflık, yorgunluk, bulanık görme gibi belirtilerle seyreden hipertansiyon, birçok hastada belirti göstermeden de ortaya çıkabiliyor. Bu belirtilerin yanında idrar ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına daha sık yakalanma, yaraların ve enfeksiyonların iyileşmesinin uzun sürmesi de dikkat çekebilen farklılıklar arasında yer alıyor.
“Türkiye’de her 3 yetişkinden biri tansiyon hastası”
Açıklamada görüşlerine yer verilen TBV Başkanı Timur Erk, öğrenciler başta olmak üzere ailelerini de düşünerek çok sayıda insana ulaştıkları “Sağlıklı Beslenme ve Hayat Tarzı Önerileri” eğitimleri ile sağlıklı nesiller yetiştirmeyi, hayat tarzı değişimleriyle beslenme kaynaklı hastalıkların önüne geçebilmeyi hedeflediklerini ifade etti.
Hipertansiyonu, “kalbin kanı pompalarken damarda oluşturduğu basıncın normal değerlerin üzerinde olması” şeklinde tanımlayan Erk, şu bilgileri paylaştı:
“Büyük tansiyonun 140 mmHg ve üzeri, küçük tansiyonun 90 mmHg ve üzerinde olması yüksek tansiyon (hipertansiyon) olarak nitelendirilir. Erkeklerde görülme sıklığı yüzde 27,5 iken kadınlarda bu oran yüzde 36,1 olarak görülmüştür ve Türkiye’de her 3 yetişkinden biri tansiyon hastasıdır. ABD’de yapılan son araştırmalarda ise hastaların tansiyon kontrol becerilerinin gün geçtikçe azaldığına ve buna bağlı hipertansiyon ilişki kalp-damar hastalıkları nedenli ölümlerin arttığına dikkat çekiliyor. Tansiyon kontrol becerisi oranları ise kadınlarda yüzde 23, erkeklerde yüzde 18 civarında olarak ortaya çıkıyor.
Vücudumuz muazzam bir işleyiş halinde ve bir yerde yolunda gitmeyen bir şeyler olduğundan bunun etkisi tahmin edilenden daha ciddi olabiliyor. Obezite, böbrek hastalıkları ve diyabet başta olmak üzere birçok durumla ilişkili olan hipertansiyon, hayat tarzı önlemleri ile kontrol altına alınabiliyor.”
“Tedavilerin ana hedefi kalp damar hastalıklarının ortaya çıkışını azaltmaktır”
TBV Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aydın Türkmen de hipertansiyonun her geçen gün artış gösteren küresel bir sağlık sorunu olduğuna dikkati çekti.
Yaşla birlikte hipertansiyonun görülme sıklığının arttığını aktaran Türkmen, birçok hastada başlangıç belirtilerinin çok ağır göstermediğini, bunun da doktora zamanında başvurulmasını geciktirerek, hayati tehlikeye neden olan hastalıklara davetiye çıkardığını belirtti.
Prof. Dr. Türkmen, 60 yaş üstü kişilerin yüzde 60’ından fazlasını etkileyen hipertansiyonun, damar ve diğer uç organ hasarlarına neden olduğunu aktararak, “Genellikle kronik böbrek hastalığı, diyabet ve obeziteyle ilişkili olarak ortaya çıkması, kalp damar hastalıkları riskini de arttırır. Dolayısıyla hipertansiyona yönelik tedavilerin ana hedefi, böbrek ve kalp gibi uç organ hasarlarını sınırlamak, böylece kalp damar hastalıklarının ortaya çıkışını ve buna bağlı ölümleri azaltmaktır.” ifadelerini kullandı.
Diğer özelliklere bakılmaksızın, kan basıncı sürekli olarak 140/90 mmHg veya daha yüksek olan hastalarda, yaşam tarzı önlemleri etkisiz ise ilaç tedavisinin başlatılması gerektiğinin altını çizen Türkmen, şunları kaydetti:
“Her ne kadar çoğu hasta tarafından sıklıkla kullanılmasa da yaşam tarzını değiştirmek ve kişisel tedbirler almak, tansiyon kontrolünde çok önemli bir rol oynar. Bu önlemler arasında aşırı kilolu veya obez kişiler için kilonun azaltılması, düşük sodyum diyeti, sigaranın bırakılması, alkol ve kafein sınırlamaları ve düzenli fiziksel aktivite yer alıyor. Bununla birlikte, dünya çapında eğitim ve teknolojinin bir araya gelmesi sayesinde kan basıncı kontrolünde hastalar lehine önemli ilerlemelerin sağlanması mümkün olacaktır.”
“Hipertansiyon çocuklarda da her yaşta görülebiliyor”
Prof. Dr. Aydın Türkmen, hipertansiyonun yalnızca yetişkinlerde değil çocuklarda da her yaşta görülebildiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu durum doğuştan gelen etkenler sonucu ortaya çıkabileceği gibi obeziteye bağlı olarak daha büyük yaştaki çocuklarda veya ergenlerde de ortaya çıkabilir. Çocuklarda hipertansiyon belirtileri hipertansiyona sebep olan bir hastalığın varlığına ve hipertansiyonun düzeyine göre farklılık gösterir. Bulantı, kusma, baş dönmesi, burun kanaması, halsizlik, bulanık görme gibi belirtiler, çocuklarda hipertansiyonu düşündürmelidir. Obezitenin son yıllarda tüm ülkeleri tehdit eder hale gelmesi, özellikle Türkiye’nin en obez ülkeler arasında yer alması ile çocuklarda hipertansiyon vakalarında artış görülmektedir.”
(AA)