Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Söyledik, ama Dinletemedik!

İktidara seslenen Yarayıcı: “Cemaatin

İktidara seslenen Yarayıcı: “Cemaatin devlet içinde devlet olduğunu, onlarla işbirliği içinde olmanızın ülkemizi bir felakete sürükleyeceğini söyledik. Sonra ne oldu? O yol arkadaşlığı yaptığınız cemaat döndü, bu ülkede darbeye kalkıştı” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda devam eden Anayasa görüşmelerinde söz alan, CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı, “Anayasa değişikliği ile bir ülkenin tüm kaderini tek bir adamın emrine vermek için cansiperane bir şekilde mücadele eden iktidara sormak istiyorum. 14 yıllık iktidarınız boyunca aldatılmadığınız, kandırılmadığınız veya sonu felaketle bitmemiş tek bir politikanız var mıdır? Buna samimiyetle cevap verebilecek tek bir kişi var mı aranızda merak ediyorum” dedi.

-Dünü sorguladı-

Tartışmalı görüşmelerin gerisinde kalan Türkiye tablosuna da işaret eden Yarayıcı, konuşmasına devamla şöyle konuştu: “Ergenekon, Balyoz davalarına bakalım. Burada faili meçhullerden, cinayetlere imza etmiş kontrgerillanın yargılanmadığını, yargılananların salt AKP karşıtlığından dolayı yargılandıklarını, bu yargılamalar yapılırken kumpaslar kurulduğunu, hukukun ayaklar altına alındığını söyledik. Siz, bu itirazı dillendirenlerin neredeyse hepsini Ergenekoncu olarak suçladınız. Cemaatle ilişkilerinizi ele alalım mesela. Cemaatin devlet içinde devlet olduğunu, onlarla iş birliği içinde olmanızın ülkemizi bir felakete sürükleyeceğini söyledik. 2010 referandumu sonrası, HSYK aracılığıyla yargıyı cemaate teslim etmenizin hukuku bitireceğini söyledik. Siz ne yaptınız? Bizleri ‘din düşmanı’ vatan hainleri olarak suçladınız. Sonra ne oldu? O yol arkadaşlığı yaptığınız cemaat döndü, bu ülkede darbeye kalkıştı. Ne dediniz? ‘Kandırıldık’ dediniz… ‘Allah affetsin’ dediniz. Yine hesap vermeden işin içinden çıktınız. ‘Cemaatle Mücadele’ adı altında, KHK’larla yıllardır cemaatle mücadele eden devrimcileri, demokratları, yurtseverleri, gazetecileri, aydınları ya mesleklerinden ettiniz ya da ihraç ettiniz, hapse attınız. Ya Suriye politikanız… Ona ne demeli? Bizim komşu Suriye halklarıyla bir sorunumuzun olmadığını, Suriye’de oluşacak bir istikrarsızlığın tüm bölgemizi etkileyeceğini söyledik. Söylediklerimiz bir kulağınızdan girdi, öbüründen çıktı. Üstüne üstlük, katil çetecilerle iş birliği yapıp meşru bir hükûmeti devirmeye önayak oldunuz. Bu yaptığınızın, yanlışların en büyüğü olduğunu, bu teröristlerin günü geldiğinde silahları bize doğrultacağını söyledik, umursamadınız bile. Sonuç: Moskova Deklarasyonu’yla, bugüne kadarki Suriye politikanızın yanlış olduğunu dünyaya siz ilan ettiniz. Şimdi Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş çıkmış, Suriye politikasının baştan sona kadar yanlış olduğunu bir kez daha itiraf etmiş durumda ama, tüm bunlar, cihatçı örgütlerin ülkemizi kana buluyor olmalarına engel olmuyor ne yazık ki. Yanlış politikalarınız elbette bunlarla da sınırlı değil… Irak politikalarınız, İsrail politikanız, Rusya politikanız, Mavi Marmara politikanız da öyle. Hangi birini sayayım ki? 4+4+4 eğitim sisteminden Anayasa değişikliklerine kadar, üzerinde uzun uzun tartışılması gereken hangi konu varsa, siz bir şekilde yangından mal kaçırırcasına oldu-bittiye getirme peşindesiniz.”

 -Anlatmaya çalıştık-

Benzer ‘anlatma’ çabasını, tartışmaları günlerdir süren Anayasa değişikliği sürecinde de ortaya koyduklarını dile getiren Hilmi Yarayıcı, şu tespiti paylaştı: “Günlerdir Anayasa değişikliğinde de bunu anlatmaya çalıştık. Sanki hiç böyle bir eleştiri olmamış, yapmamışız gibi, ‘Millî Eğitim’de de reform yapıyoruz’ diyerek, müfredat değişikliğini oldu-bittiye getirmeye çalışıyorsunuz. 13 Ocakta açıklama yapıyorsunuz, önerilerin 6 Şubat’a kadar getirilmesini şart koşuyorsunuz. Siz dinlemeyeceksiniz biliyorum ama, bir kez daha tarihe not düşmek adına uyarmak istiyorum… Yanlış yapıyorsunuz. Yapmayın. Bu ülkenin geleceğiyle bu kadar oynamayın. Kendi siyasi ve ideolojik tercihlerinizi, eğitimde reform olarak yutturmaya kalkmayın. Laik bilimsel eğitim bizim tek çıkar yolumuzdur. Bizim, bilimden uzaklaşma değil, daha fazla bilime ihtiyacımız var. Eğitim sistemimizi bilimden uzaklaştırdığınız ölçüde bizi Orta Doğu’ya daha da yakınlaştırırsınız ve Orta Doğu’ya çevirirsiniz. Bu ülkeyi kan ve gözyaşıyla, büyük mücadelelerle kuran kurucu değerlerimize bu kadar düşman olmayın. Yargıyı, yasamayı, yürütmeyi tek bir adamın emrine vermek, ülkeyi söylediğiniz gibi bir esenliğe kavuşturmayacaktır. Emin olun, halkı bölmekten ve kardeşi kardeşe düşman etmekten başka bir işlevi olmayacaktır. Kutuplaştırıcı politikalarınızla ve bizi bölmekle, iktidarınızı pekiştireceğinizi sanıyorsanız. Büyük bir yanılgı içine girersiniz.” Tamer Yazar