Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İsim tabelası yok… Çatı ise hala kırık!

Osmanlı mirasının ayakta kalabilmiş ender yapılarından biri olan, Antakya Uzun

Osmanlı mirasının ayakta kalabilmiş ender yapılarından biri olan, Antakya Uzun Çarşı içindeki Kurşunlu Han’ın restorasyonu bitti, Han dışındaki dükkanlar ise açıldı. Ancak Han’ın isim tabelası hala asılmadı. Dışarıdaki kırık-dökük hal ise devam ediyor.

400 Yıla yaklaşan geçmişi ile ayakta kalabilmiş ender Osmanlı hanlarından biri olan Kurşunlu Han, kadim kent Antakya’nın tarihi Uzun Çarşısı içindeki restorasyon hazırlıklarını sonlandırdı. Han içindeki dükkanlardan bazıları çalışmaya ve gelen misafirlerine hizmet etmeye dahi başlarken, Han’ın dışarıdaki dükkanları ise faaliyete geçti. Çarşı’nın geleneksel yapısına uygun içerikteki dükkanları ile yarattığı renklilik vatandaşı da keyiflendirirken, Han’a dair bazı eksiklerin ne zaman tamamlanacağı ise merak konusu.
-İSİMLİK-
Esnaf ve vatandaşların ara ara sorduğu eksiklerden biri, restorasyonu tamamlanan Han’ın girişine eklenmesi gereken isimliğin ne zaman asılacağı oldu. Söylenenler mi? Bu meraka dair:
“Tek kelimeyle muhteşem oldu. Dışarıdaki dükkanlar, çarşının bu kısmına renk kattı. İçerisi ise ayrıca güzel. İsimliği merak ettik o yüzden. Dükkanlar çalışmaya başladı. İçeride de benzer şekilde. Buraya yakışır bir tabela bekliyoruz hala. Ama Sadece isim tabelası da değil! Bir de burayı anlatacak güzel bir bilgilendirme tabelası daha. Gelene burayı anlatsın. Hatta eskisinden fotoğraf versin ve ‘nereden nereye geldik’ diye eklesin. Çünkü burası daha fazlasını hak ediyor.”
-TAMİR GEREK!-
Vatandaş-ların, Han’ın dışındaki durum için söyledikleri ise farklı tonda…
“Çok emek var burada. Bir o kadar da masraf. Ama aynı özenin Han’ın dışı için de olması gerekmez mi? Çatının haline bakın! Kırık içinde. Yakışıyor mu? Yakışmıyor… Belediyelerin de bu işe bir el atması ve onlara düşen ne ise yapması gerekiyor. Han güzel, ama dışının da buna uygun olmasını sağlamak gerek. Yoksa ‘içi seni dılşı beni yakar’ deyip geçip gidelim yanından…”
-ÇÖZÜM BULAMADIK!
Beklentilerin yüksek olduğu böylesi bir restorasyonda, yaklaşık 400 yıllık bir yapının taş bedenine eklenen demir merdivenlerin tartışması ise bitmiyor. Restorasyon çalışması biten bu görkemli alanın ikinci katından inen taş merdivene eklenen demirden merdiven için konuşanlar, biraz da bu yüzden “uygunluk” tartışması yapmaya devam ediyor, ama haklı olarak da soruyor ve sorguluyor… “Neden, taş yapıya ekli daha uygun bir taş seçilerek, görselin devamı sağlanmadı ?”
Biz de soralım mı? Ama bu soruyu, hem Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtlulmuş’a hem de, aslen Hataylı olan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman’a soralım. Cevap verirler mi?
-HİKAYESİ-
Kurşunlu Han, 1660 yıllarında Köprülü Mehmet Paşa tarafından, her yıl Recep ayının on ikisinde Hicaz´a gitmek üzere törenle yola çıkarılan ve padişahların armağanlarını taşıyan Surre Alayı´nın ağırlanması için inşa ettirildi. Kente gelen yabancılar, o zamanın ulaşım araçlarından at, deve ve eşekleriyle geldikleri Kurşunlu Han´da, o çağ için oldukça lüks sayılacak bir hizmet anlayışı ile ağırlandı. Hayvanların dinlendiği, yem verildiği, insanların tüm ihtiyaçlarını giderdiği handa, konukların, havuz başında nargile sefası, yemen kahvesi ve hamamda terleyerek yorgunluklarını attıkları, ertesi gün de sabah kahvaltısıyla dinç bir şekilde yolculuklarına devam etmesinin sağlandığı belirtiliyor.
Tamer Yazar