Nöbetçi Eczaneler
Hatay’da 2006-2010 yılları arasında MKÜ rektörlüğü yapmış Prof. Dr. M. Şerefettin Canda, Antik Antakya’nın güncel Antakya altında bulunduğunu anlattığı bir makale yazdı. Antik Antakya’nın yeniden keşfi ve korunması konusunda bir çağrı yapan eski rektör Canda, eserlerin gün yüzüne çıkarılıp koruma altına alınmasının unutulmaması gerektiğini anlattı.
Asi Nehri üzerindeki Küçük Dalyan (Asi Adası), Haraparası, Meşuklu ve Kurtuluş (Herod) Caddesi gibi alanların, antik dönemde önemli yerleşim merkezlerini makalesinde belgeleyen Prof. Dr. Canda bu belgeler ile belirlenen bölgelerde Devlet yönetiminde politik ve siyasal açıdan kullanılan Hipodrom gibi yerlerin önemli olduğunu ifade etti. Aynı yerde görkemli yapılar olarak Hamamlar, Tapınaklar, Devlet Sarayları ve Törensel alanların da bulunduğunu anlatan Antakyalı Canda, deprem sonrası yapılaşma sürecinde korunması ve yeni kazılarla keşfedilmesi gerektiği vurguladı.
Antakya’nın antik kalıntılarının korunması ve turizme kazandırılması, bölgeye ekonomik ve kültürel olarak büyük katkı sağlayacağını aktaran Prof. Dr. Canda, Antakya’nın Pergamon ve Ephesus gibi UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dahil edilmesi gerektiğini savundu.
Canda’nın makalesine göre Antik Antakya Nerede?
Günümüze ışık tutan çok değerli bilgileri Princeton Üniversitesi Sanat ve Arkeolojji Bölümü dijital arşiv belgelerinden alan Canda, Antik Antakya’nın güncel Antakya’nın altında olduğunu işaret ederek yer alan ilk 4 mahalleyi açıkladı.
Antik Antakya’nın ilk kurulan 4 mahallesi
–
1. Mahalle Harabarası, Hacıkürüş (Parmenios), Soğuksu Seleukos I İÖ 300
2. Mahalle Küçük Dalyan: Asi Adası 2. Seleukos II Callinicus İÖ 246-226
3. Mahalle Küçük Dalyan: Asi Adası Antiokhos III İÖ 223-187
4. Mahalle Affan: Epiphaneia, Tarihî kent, Kurtuluş (Herod)
Makalede detaylarına yer verdiği bölgelerin bu adımla turizm potansiyelini artırarak yerel ekonomiye büyük canlılık getirebileceğine işaret eden Canda, yeni yapılaşma süreçlerinde bilimsel ve teknolojik verilere dayalı olarak antik mirasın korunması gerektiğinin altını çiziyor. Antik Antakya’nın bir kısmının dahi olsa gün yüzüne çıkarılıp, koruma altına alınması ve müzede gösterime koyulması konusunda çağrı yapan Canda’nın yazdığı makalenin tüm detaylarına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. – Duygu Ertaş-
