Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Dilencinin Cebinden Para Aktı

Antakya’nın Harap Arası Mahallesi’nde

Antakya’nın Harap Arası Mahallesi’nde zabıta ekipleri tarafından yakalanan bir dilencinin cebinden çıkan para miktarı dikkat çekti. Orhan K. adlı şahısın üzerinden toplam 12.980 TL çıktı ve ayrıca devletten aylık 9000 TL destek aldığı da ortaya çıktı. Hatay Büyükşehir Belediyesi Zabıta ekipleri, aynı günde toplandığını belirledikleri yaklaşık 13 bin TL’ye el koydu ve halkın duygularını sömürerek dilencilik yöntemiyle para toplayan kişi hakkında yasal soruşturma başlattı. Yasal gereklilikler doğrultusunda, ele geçirilen paraya el konuldu.

Konuşma ve Zihinsel Engelli İmiş!

Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin gazetelere gönderdiği yakalama haberi üzerine Antakya’da turizmci ve Turizm Derneği Başkanı Hakan Boyacı, üzüntülerini dile getiren bir yorumda bulundu. Boyacı, yakalanan kişinin dilenci değil, konuşma ve zihinsel engelli bir birey olduğunu savundu. Boyacı’nın dikkat çekici açıklaması şöyle:

“Mahallemizin sıradan günlerinde karşımıza çıkan, çoğumuzun ismen bildiği ya da selamlaştığı sempatik karakterler, deprem sonrası dağılan hayatların sembollerinden biri haline geldi. Her ne kadar aynı mahallelerde yaşıyor olsak da, o alıştığımız yüzler artık etrafta yok veya yeni görevliler onları tanımıyor. Bu değişim, toplumsal hafızanın ve empati bağlarının kopmasına sebep olurken, bazı yanlış anlamalara da yol açabiliyor.

Son dönemde yerel basına yansıyan bir haber de bunun örneklerinden biri. Zabıta ekiplerinin geniş çaplı dilenci operasyonu kapsamında yakalanan ve “bir günde 12.500 TL topladığı” iddia edilen şahıs, aslında hepimizin tanıdığı, semtin ruhunu oluşturan akli dengesi bozuk bir birey. Saray Caddesi çevresinde dolaşan bu kişi, dilenci olarak etiketlense de, yardımseverlerin uzattığı paralarla aslında ne yapacağını bilmeyen biri. En büyük korkusu, dövülerek parasının çalınması. Paraya takıntılı, ancak bu parayı harcamayı bilmeyen, banyo yapacak ve üstünü değiştirecek melekeleri olmayan bir profil çiziyor.

Bizim ofisimiz Saray Caddesi’ndeyken, sık sık çayımızı ve yemeğimizi onunla paylaştık. O, toplum tarafından dışlanan bir insan değil, aksine yardımlarla desteklenen ve sevilen biri olarak biliniyordu. Onunla ilgilenenler de bu gerçeği bilerek yardımda bulunuyordu. Ancak bu haber, durumu yanlış yansıtarak bu kişiyi “dilenci” gibi lanse etmiş ve onun gerçek hikâyesini göz ardı etmiştir.

Bu tür operasyonlar sırasında insanların arka planlarına dair bilgi eksikliği, toplumsal bağların zedelenmesine yol açabilir. Yanlış anlamalar ve etiketlemeler, toplumun en korunmasız üyelerine zarar verir. Aslında bu durum, sadece bir kişiyi değil, mahalle kültürünü, dayanışmayı ve insani değerleri sorgulatan bir duruma işaret ediyor.

Bu olay, sadece bir haber değil, aynı zamanda bir hatırlatma niteliğinde olmalı: Mahallemizdeki ve çevremizdeki insanlar, anılar ve bağlarla örülmüş bir toplumsal dokunun parçasıdır. Onları anlamadan yapılan her müdahale, bu dokuyu zayıflatır. Tabii ki, insanların duygularını sömüren dilencilik işine karşıyız. Ancak bu iki durumun birbirleriyle karıştırılmaması gerektiğini vurgulamak önemlidir.