Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Emekli Tuğgeneral Dr. Naim BABÜROĞLU

Atatürk’ün en büyük eseri, Cumhuriyet mucizesi

Milli Mücadele sonrası en çok sorulan soru. Vatan düşmandan kurtarıldı, Kurtuluş Savaşı bitti, peki devletin şekli olacak? Bu sıkıntıda, yoklukta ne yapacaksınız? Yabancılar dahil herkes bu soruyu soruyordu.

İstiklal Savaşı, Ankara’dan Meclis’ten yönetilmişti. Mustafa Kemal Atatürk’ün oturduğu Çankaya’ya bile doğru dürüst yol yoktu. Mahkemeler kurulmuş, yüksek mahkeme Eskişehir’den Ankara’ya getirilemiyordu. Bunun için Ankara’nın başkent ilan edilmesi ve kentte devlet kurumlarının çalıştığının ispat edilmesi gerekiyordu.

13 Ekim 1923’te, Ankara başkent yapıldı. Kentin nüfusu 25 bindi.

Mustafa Kemal: ¨Ankara hükümet merkezidir. Ve ebediyen hükümet merkezi kalacaktır.¨ dedi.

Sıra devletin şeklinin ilan edilmesine gelmişti. Atatürk’le, İsmet İnönü özel görüşmelerinde zaman zaman Cumhuriyet konusunda sohbet ederlerdi. Fakat içinde bulunulan koşullar gereği, bu düşünce fazla açığa vurulmuyordu. Gerçi, açık bir meclis vardı ve yönetim şekli Cumhuriyetten başka bir şey değildi. Ancak adı henüz konmamıştı. Başbakan Fethi Okyar’dı. Bu dönemde, bir hükümet bunalımı ortaya çıktı ve kriz çözülemedi.

28 Ekim 1923’te Atatürk bazı arkadaşlarını akşam yemeğine davet etti. Tarihi yemekte, Fethi Bey (Okyar), İsmet Paşa (İnönü), Kazım Özalp Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Paşa, Fuat Bulca ve Ruşen Eşref Ünaydın vardı.

Yemek sonrası hükümet krizi görüşüldü. Mustafa Kemal, planını çok önce kararlaştırmıştı. Ortaya çıkan sorunu kökünden çözecek şu cümleyi söyledi: ¨Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz.¨ Sonra, İsmet Paşa dışındakiler yemekten ayrıldılar. Atatürk ve İsmet Paşa Anayasa değişikliği üzerinde çalıştılar.

29 Ekim 1923 Pazartesi günü saat 20.30’da, Anayasa Değişikliği onaylandı. “Yaşasın Cumhuriyet” nidaları ve alkışları ile Cumhuriyet kabul edildi. 15 dakika sonra 20.45’te, oylamaya katılan 158 üyenin oybirliği ile Ankara Milletvekili Gazi Mustafa Kemal Paşa ilk Cumhurbaşkanı seçildi.

Atatürk, bunun üzerine bir konuşma yaptı: ¨… Hep beraber ileriye gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.¨ dedi.

Cumhuriyet’in ilanı günlerinde, kurucu kadronun yaşadığı sevinç, büyük zafer günlerinde yaşanılan sevinci aratmıyordu.

Atatürk, İsmet İnönü’ye Başbakanlık teklif etti ve ilk hükümet kuruldu. İlk hükümetin iç politikadaki hedefi şuydu: Huzurun, emniyetin, yükselme ve gelişmenin sağlanması. Dış politikadaki hedef şöyleydi: Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğünü ve bağımsızlığını hiçbir şekilde zedelemeyecek dostluk ilişkilerinin kurulması.

Türkiye’nin nüfusu 13 milyondu. Okuma yazma oranı erkeklerde yüzde 7, kadınlarda binde 4. Harf Devrimi’nden yedi yıl sonra, 1935’te yapılan sayımda nüfus 17 milyon oldu; okuma yazma oranı yüzde 19,2’ye yükseldi. Nüfusun %80’i kırsalda yaşıyordu, önemli bir bolümü göçebeydi. Düşmanların yaktığı köy sayısı 830’du, 930 köy de kısmen yakılmıştı.

37 bin köyde okul, posta, yol yoktu. Ülkede 72 ortaokul, 23 lise ve yüksek medrese düzeyinde eğitim veren sadece bir üniversite vardı. Arapça, Farsça, Fransızca Türkçeyi istila etmişti.

337 doktor, 434 sağlık memuru, 60 eczacı bulunuyordu. 150 ilçede doktor yoktu. 40 bin köye karşılık, diplomalı ebe sayısı sadece 136 idi. Trahomlu insan sayısı üç milyondu; sıtma, tifüs, verem, frengi, tifo salgın durumdaydı.

Kadınlar ikinci sınıf sayılıyordu. Kadının avukat, hakim, profesör, pilot, sporcu ya da milletvekili olması hayal bile değildi.

Türk kadını 1934’te seçme ve seçilme hakkını kazandı. İtalya’da 1946’da, İsviçre’de 1971’de bu haklar verildi.

Türkiye, kadınlara seçme seçilme hakkı verilmesinde Avrupa’da yedinci; dünyada 12’nci sırada yer aldı. 1935’te yapılan seçimlerde 18 kadın meclise girdi. 1935’teki meclisteki kadınların temsil oranına, 2000’lere kadar ulaşılamadı. Cumhuriyet bu yüzden mucize…

1918-1945 yıllarında iki Dünya Savaşı sırasında Avrupa’da beş, Amerika’da beş olmak üzere toplam 10 ülkenin meclisi açıktı. Türkiye, bu 10 ülkeden biriydi. 1938’de dünyada 17 ülkenin seçilmiş hükümeti vardı ve bu ülkelerin içinde Türkiye de vardı. Atatürk’ün, Cumhuriyetin mucizesidir bu…

600 yıllık Osmanlı döneminde görev yapan 288 sadrazamdan, yaklaşık 70’i kendi halkından; 210’dan fazlası ise Yahudi, Hristiyan kökenliydi. Yani Türkler dışlanmıştı. Padişahlık, babadan oğula devredilirdi. Yani, ümmet ve kul vardı.

Atatürk’ün, ¨Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.¨ sözü Cumhuriyet’in tanımıdır. Irk, din, mezhep, cins gözetilmez. Ulus devlet, etnik ve mezhepsel temellere dayanmaz. Cumhuriyet’le, ümmet, millet; kul birey oldu.

Cumhuriyet, doğudaki yoksul bir köyden Aziz Sancar’ı Nobel bilim ödülüne taşıyan; batıdaki fakir bir köyden Süleyman Demirel’i Cumhurbaşkanlığı makamına çıkaran rejimin adıdır. Atatürk’ün mucizesidir Cumhuriyet…

Yani, Cumhuriyet olmasaydı, devletin yüksek kademelerinde bulunanlardan hiç biri o makamda olamayacaktı…
Tarihçi Arnold Toynbee: ¨…Biz batılıların 400 yılda kurduğumuz uygar kurumları Atatürk, ülkesinde dört yılda kurmayı başardı.¨ diye yazar.

¨Benim en büyük eserim Türkiye Cumhuriyeti’dir¨ diyen Atatürk, Cumhuriyeti Türk gençliğine emanet etti. Kendisinin ölümünden sonra ne olacağı endişesini taşıyanlara da, ¨Mustafa Kemaller artık 20 yaşında¨ yanıtını vermişti.

Hatay’ı tek kurşun atmadan vatan toprağına katmaktır Cumhuriyet…

Cumhuriyet’in mucizesi budur… Cumhuriyet insanı yücelten, çevreyi koruyan, tarihe sahip çıkan, gelecek kuşakları düşünen, vatan ve millet sevgisiyle sarılı çağdaş yaşamın adıdır. Kadının adıdır cumhuriyet… Dünya toplumlarında bağımsız, onurlu ve başı dik yaşamaktır Cumhuriyet… Barış ve huzurdur Cumhuriyet…

Özet Kaynakça:
İsmet İnönü, Hatıralar, Yayına hazırlayan: Sabahattin Selek, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2009.
Özer Ozankaya, Cumhuriyet Çınarı, Ankara, 1994.
Hamza Eroğlu, Türk İnkilap Tarihi, Savaş Yayınları, Ankara, 1990.
Sinan Meydan, Akl-ı Kemal, İnkilap Kitabevi, İstanbul, 2014.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER