Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bu kent için üretmek güzel

Sanatımızı anlatmak da… 2011’de

Sanatımızı anlatmak da…

2011’de başlayan Suriye’deki iç çatışmaların Hatay’a yansıyan bir çok yönü oldu. Bu noktada belki de en büyük sıkıntıyı, ciddi darbe yiyen turizmin beklentisindeki Sanatçılar oldu. Ancak onlar üretmeye de bu kent için fahri turizm elçiliği yapmaktan da vazgeçmedi.

Büyük Rus Ressam Brullof, bir defa talebesinden birinin eserini tashih etmiş. Talebe, bu tashih yüzünden, büsbütün değişen levhaya hayretle bakmış ve “Siz bir tek noktaya dokundunuz; fakat eser ne kadar değişti?” demiş. Brullof da şu cevabı vermiş: “Sanat o küçük noktanın başladığı yerde başlar.”
Antakya gibi, dünü bugüne taşırken oldukça yorgun düşen bir kentin birçok noktasında bu dokunuşlar mevcut. Bu kentin sanatçıları da bu kentin ayakta kalışına dair çok şey üretmeye devam ediyor ve bu kenti olduğu kadar kendilerini de var etmeye çalışıyor. Gereken destekler onlara ne kadar veriliyor bilinmez ama, el emeği göz nuru sanatın yorgunları olarak asla vazgeçmiyor. Bu vazgeçmeyen isimlerden biri, aslında ikisi, Zeynep-Naim Gülbol çifti…
-GÖNÜLLÜ ELÇİLERİZ-
Ahşap yakma sanatının usta iki ismi, bu işi yıllardır birlikte yapıyor. Yaparken de, ‘Bizler, bu kentin fahri turizm elçileriyiz aslında’ demeyi de ihmal etmiyor. Çünkü eserlerinin ağırlığını bu kent ve bu kentin düne dair emanetleri oluşturuyor. Tarihi evleri, mozaikleri, gündelik yaşamı, insan yüzleri ve daha niceleri… Peki, bu kadar mı? Hayır!
Onlar, Antakya’nın tarihi Kurtuluş Caddesi üzerindeki 2 katlı atölyeleri içinde sık sık öğrencileri de misafir ediyor. “Bu sanat yaşamalı, en çok da çocukların kalplerinde” diyen Zeynep Gülbol konuşsun buna ve diğer her şeye dair…
“Biz, Hatay’da, eşimle beraber gönüllü elçilik de yapıyoruz. Buraya gelen ziyaretçilerimize, bazen gitmek istedikleri yere kadar ben de eşim de eşlik ediyoruz. Niye biliyor musunuz? Çünkü buraya kadar gelen misafirlerin bu kente dair güzellikleri görmeden dönmesini arzu etmiyoruz. Çünkü hepimizi şunu çok iyi biliyoruz ki, Antakya’ya dair son dönemde ciddi bir önyargı var ve insanlar bazen buraya gelmekte tereddüt ediyor. Hatay Günleri kapsamında standımıza uğrayanlara da bunu söylüyoruz aslında. ‘Siz gelin, bizler sizi gezdireceğiz’ diye. Hatta geçen gün buna dair bir şey oldu. Mustafa Kemal Üniversitesi Turizm ve Otelcilik öğrencileri geldi ve onlara, Antakya’nın görülmesi gereken yerlerini gezdirdik. Bundan da büyük bir keyif duyduk. Çünkü bu kenti seviyoruz, bu kent için bir şeyler yapmak da o anlamda çok özel ve çok anlamlı.”
-ÇOCUKLAR ENERJİMİZ-
Sık sık atölyelerinde misafir ettikleri çocuk gruplarına dair de konuşan Zeynep Gülbol, şunları söyledi:
“Geçtiğimiz günlerde özel bir rehabilitasyon merkezinde eğitim gören çocukları misafir ettik, onlarla ahşap yakma örnekleri yaptık. İnanın, onların mutluluklarına ortak olmak ve gülümsemelerine neden olmak inanılmaz keyif verdi bana da eşime de.
Bu, okul tarafından düzenlenen ve amacı kaynaştırma-sosyalleştirme olan bir ziyaretti. Özel bir ziyaretti. Çünkü bu tür zamanlarda, çocukların sevgiye ve ilgiye ihtiyacı olduğunu o kadar net görüyorsunuz ki, bu anlara ortak olmak o anlamda bizleri de mutlu etti.”
Konuya ilişkin konuşan Naim Gülbol ise şöyle konuştu:
“Burada oldukları sürece hepsi o kadar keyif aldı ve gülümsedi ki, hatta beraber şarkı bile söyledik. Onlarla ahşap yakma denedik ve hatta beraberce yaptığımız şeyleri onlara hediye ettik. Mesela bir tahtaya hem okullarının ismini hem de orada olan çocukların her birinin isimlerini yazdık. Bu da günün anısı oldu, onlar ve bizler için. Burada önemli olan nedir biliyor musunuz? Çocuklarımıza yaşam adına rehberlik edebiliyorsak, ne mutlu bize. Onların o gün yaşadığı mutluluk ve yüzlerindeki tebessüm bizler için dünyalara bedel. Böyle bir şeyin maddi bir karşılığı olabilir mi? Hayır. Bundan sonra da bu ev sahipliğimiz devam edecek.”   -Tamer Yazar-