Uçtu uçtu, ne uçtu?
Böyle bir tekerleme var. İşte bunun gibi bir yığın özlü söz.
Özel okulların ücretleri de bu minval üzerine uçuyor.
Erken kayıtta açıklanan rakamlar velileri düşünmeye ve ne olacak bizim halimiz diye sorgulamaya
sevk etti.
Hakikaten sormak ve yanıtını almak gerekiyor.
Ne olacak halimiz?
Yemek parası da almış başını yukarı doğru hızla yükseliyor.
Böyle giderse sefer tasları yeniden ortaya çıkacak.
Asgari ücretli ise bir simit ve çaya muhtaç duruma geldi.
İşsiz sayısı giderek artıyor.
İşsizlerin pek çoğu bir yıla yakın bir süredir iş bekliyor.
İşsiz sayısındaki artış ürkütücü boyuta ulaşmış vaziyette.
Açlık sınırı da asgari ücreti aşmak üzere.
Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 21.000 lira civarında.
Buna göre asgari üretle açlık sınırı arasında bir fark kalmamış oluyor.
Bu gidiş umutları kırıyor ve COVİD-19’lu günleri hatıra getiriyor.
Umutlar kırılıyor!
Umutlar kırılınca da insanlar karamsar bir şekilde ne yapacaklarını düşünür hale geliyorlar.
Başta hekimler olmak üzere yurtdışına gidişler giderek artıyor.
Hemen herkes yurt dışına gitmek istiyor. Bunun yolunu bulmaya çalışıyor ve bulan da tasını
tarağını alıp gidiyor.
Mücbir sebebi uzatmak bir işe yaramıyor.
Depremden zarar görenlerin zararları az da olsa gideriliyor ama yapılan zamlar bu mücbir sebebin
faydasını alıp götürüyor.
Tüm bunları bir araya getirdiğimizde önümüze karanlık bir tablo çıkıyor.
Bunu aydınlığa çevirmek için çok çalışmak ve çaba sarfetmek gerektiğini bir kez daha yineliyoruz.
Emekli işe ve aşa muhtaç.
Asgari ücretli işe ve aşa muhtaç.
İşsiz, iş arayan dönme dolap gibi bir o yana bir bu yana koşturuyor ama iş bulamıyor.
Böyle bir ortamda umut nerede bulunuyor ve kimden alınıyor.
Umut Kafdağı’nın arkasında.
Onu bulmak için önce Kafdağı’nı bulmak ve sonra da bulduğumuz bu dağı aşmak gerekir.
Kafdağı’nı bulacağız, bulduğumuz bu dağı aşacak ve sonra da umudu yakalayacağız.
Bunun için çalışacak, çabalayacak ve sonunda umudu bulacağız.
Umudu elimizden kaçırmayacak, aksine ona sımsıkı sarılacağız.
YORUMLAR