Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Bir An Önce

Emekli direnişte.
Sağlıkçı iş bırakmakta.
Memur grevde.
Üç çocuk isteyenler arayışta.
İşte böylesi bir ortamda günleri geçiriyor ve yeni günlere başlamaya çalışıyoruz.
Emekli direniş yapıyor.
Haksız mı? Elbetteki haklı. Bir çay ve bir simit ile ailesinin gününü kurtarmaya uğraş veriyor.
Başarılı olusa mutlu olmaya çalışıyor.
Sağlıkçı işi belirli günler için bırakıyor.
Bir yandan kendini ama daha çok da hastalarını düşünerek hareket ediyor.
Sağlıkçının istediği sadece kendisi için değili başvuru yapacak olan hastaları içindir de.
Sağlıkçılar istediklerin de haklıdır ve bu istekleri yerine getirilmelidir.
Memur grevde.
Memurların istekleri var.
Yine sadece kendileri için değil.
Memurun istedikleri de karşılanmalı ki huzur içinde görevini yapsın ve bu suretle doğru bir iş
çıkartsın.
Öğretmen bekleyişte ve arayışta.
Öğretmenin haklı olan talepleri karşılanmalı ki öğrencileri ile huzurlu bir çalışma içine girsin ve yüz
akı ile görevini yapsın.
Üç çocuk isteyenler ise kara kara düşünüşte.
Önce nasıl ev kuracaklar?
Sonra çocuklarını nasıl besleyecek ve eğitecekler?
Bu ve buna benzer sorunlarla günler geçiyor.
Günler geçiyor ama bir çözüm bulunamıyor. Aksine çözüm yerine çözümsüzlük karşılarına çıkıyor.
Emekçinin, sağlıkçının, öğretmenin, memurun, üç çocuk isteyenin durumu böyle de geri kalanın
durumu çok mu iyi?
Elbette iyi değil.
İyi olmayınca da herkes mutsuz ve umutsuz bir durumda.
Temel yaşam sorunları ile mücadele eden insanları başkalarının işleriyle uğraşmaya mecbur
bırakmamak gerekir.
Kendi temel yaşam sorunuyla uğraşan insalar, doğal olarak işlerine yeterince özeni gösteremez.
Böyle olunca da işler düzeleceğine aksine bozulur.
İşler çözümsüzlük yumağına dönüşür.
Etrafınıza bakınız!
Yüzü gülen, mutlu olan, işini huzur içinde yapan kaç kişi var?
Hemen her gün bir cinayet, bir kavga, bir tartışma haberi ile karşılaşıyoruz.
Sorunlarını çözemeyenler sinirli olur.
Bu sinirli hal durumu çevreye yayılır.
Böyle olunca da toplumda gerginlik giderek artar ve sorunlar da buna paralel artış gösterir.
Bunun için ne yapmak gerek?
Sorunları çözmek gerek.
Herkes eşit şekilde elini taşın altına koymalıdır.
Herkes gücü oranında elini taşın altına koyarsa yüzlerde gülücükler oluşmaya başlar.
Sorunlar belki birden bire çözüme ulaşmaz ama böyle yapılırsa eleştiri ve mutsuzluk toplumda
azalır.
Bunları düşünerek harelet etmeli ve herkes gücü oranında elini taşın altına isteyerek ve severek
koymalıdır ki sorunlar daha çabuk çözülsün ve bu sıkıntılı durumdan bir an önce çıkılsın.
Bir an önce…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER