Türk Kızılay, Türkiye’nin kan torbası ithalatına bağımlılığını sona erdirmek için hayata geçirdiği projeyle dikkat çekiyor. Yıllık 3 milyon adet kan torbası üretim kapasitesine sahip olacak tesisin 2025 sonunda tam kapasite faaliyete geçmesi hedefleniyor.
Yerli üretimle 800 milyon liralık tasarruf sağlanacak
Kan bağışında Türkiye’nin lider kuruluşu olan Türk Kızılay, yerli üretim hamlesiyle sağlık sektöründe önemli bir açığı kapatmayı planlıyor. Türkiye’de her yıl kullanılan yaklaşık 3 milyon kan torbası, bugüne kadar yalnızca yurt dışından temin ediliyordu. Yeni tesis sayesinde hem dışa bağımlılık sona erecek hem de ülke ekonomisi yıllık 800 milyon liralık yükten kurtulacak.
Türk Kızılay Genel Başkanı Fatma Meriç Yılmaz, kan torbası üretim tesisinin, ulusal tedarik güvenliği açısından kritik bir adım olduğunu vurguladı. Yılmaz, “Kan, sadece bir sağlık hizmeti değil, aynı zamanda bir milli güvenlik meselesidir. Afetlerde veya olağanüstü durumlarda kan tedarikinin kesintisiz olması hayati önem taşır” dedi.
2026’da tamamen yerli üretime geçilecek
Kan torbası üretiminin önemine dikkat çeken Yılmaz, “Türkiye’de yerel üretim denemeleri olsa da bu kapasite ihtiyacı karşılamakta yeterli değildi. 2026 yılının ilk çeyreğinde tüm kan torbalarını tamamen yerli imkanlarla üretiyor olacağız. Bu süreç, ulusal sağlık politikalarımız açısından da büyük bir dönüm noktası olacak” ifadelerini kullandı.
Türk Kızılay’ın yalnızca kan torbası üretimiyle sınırlı kalmayacağını belirten Yılmaz, gelecekte sağlık sektörüne yönelik daha kapsamlı projelerle de ülke güvenliğine katkı sağlayacaklarını müjdeledi.
Kök hücre bağışlarında rekor artış
Kan bağışında olduğu gibi kök hücre bağışında da başarılı çalışmalara imza atan Türk Kızılay, Sağlık Bakanlığı iş birliğiyle yürütülen TÜRKÖK projesinde 1 milyon bağışçı adayını geride bıraktı. 2024 yılında 107 bin 214 kişi daha kök hücre bağışı için başvuru yaparak projeye destek verdi.
Afetlere dayanıklı altyapı çalışmaları
Türk Kızılay, 6 Şubat depremlerinde zarar gören 11 ildeki kan bağış merkezlerini hızla onararak yeniden hizmete açtı. Deprem gibi olağanüstü durumlara hazırlık amacıyla altyapı çalışmalarına ağırlık verdiklerini belirten Yılmaz, 2025 yılı itibarıyla afetlere dayanıklı yeni projelerin hayata geçirileceğini açıkladı.