1997 yılında Antakya ve çevresi deprem felaketlerinden birini daha yaşadı. 22 Ocak günü, büyüklükleri 5.2, 5.3 ve 5.5 arasında değişen üç büyük deprem, bölgedeki halkı derinden sarstı. Antakya halkı o dönemde depremin korkusuyla sarsılmış, ancak büyük yıkımlardan nispeten az etkilenmişti. Can Kaydı da yaşanmamıştı.
O dönemde yaşanan deprem, Antakya halkı için büyük bir korku kaynağıydı. Çevre binalar yıkılmadığı için, halkın en büyük endişesi, deprem sırasında güvenli bir alanda olamamaktı. Yıkılacak binalar ve hasar görmüş yapılar, insanların sağlıklı bir şekilde hayatta kalmalarını engellemişti. Yaşanan korku, onlarla birlikte çadırda geçen 10-15 günlük zor zamanları getirdi. O dönem evlerinde kalanlar, dışarıda çadırda kalmaya çalışanlar, bir şekilde birbirlerine destek oluyordu. Ancak zaman, o acıları iyileştiremedi. Çünkü daha büyük bir acı 6 Şubat’ta yaşandı. Asrın Felaketi olarak nitelendirilen 2023 depremi, şehri bir kez daha yerle bir etti. O dönemde yaşananlar, 1997’deki depremi anımsatan bir iz bıraktı, ancak bu sefer daha büyük bir felaketti. Yıkılan yapılar, kaybolan hayaller, dağılan şehir ve hayatını kaybeden insanlar… Yaşanan bu felaket, tüm bölgeyi derinden etkilemiş ve Antakyalıların bir kez daha ne kadar zor günlerden geçtiğini gözler önüne serdi.