Yaşamımız anlamlı mı? Bu soruyu sorun özünüze. Eğer yemek içmek, sabahı akşam, akşamı sabah etmekse kaygılansanız yeridir. Bu toprak sıradan insanı kaldırmaz; her zaman söylerim. İlla sıradan olacağım diye tutturursanız, diğer öyle olmayanların başına belasınız demektir. Acılarımızın özetidir bu biraz da… Atatürkçü aydınlarımız, kullanılan maşalar ne olur olsun, ABD+Birleşik Krallık+Avrupa emperyalizmi tarafından öldürüldüler. Yüreği ulusu için çarpan, gönlü her an halkıyla birlikte aydınları, Atatürkçülüğü bilinçlerden silmek için tek tek öldürdüler. Tersini savunanlar başka kapıya. Çünkü gerçek değil.
Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Bedrettin Cömert, Cavit Orhan Tütengil, İlhan Erdost, Doğan Öz, Abdi İpekçi, Akın Özdemir…ve daha niceleri.
Uğur Mumcu özellikle Rabıta, Kürt Dosyası, Suçlular ve Güçlüler, Tarikat Siyaset Ticaret, Türkiye’nin Yapısal Özellikleri, Çıkmaz Sokak adlı kitapları başta olmak üzere araştırmalarıyla ortaya koyduğu gerçeklerle bugünü açıklar. Rabıta’da kanıtladığı olaylar, adı geçenler bugün ne aşamaya gelmiştir, nerededirler, sorusunun yanıtlarıysa dostu Gazeteci Işık Kansu’nun Rabıta’nın Zabıtası adlı kitabındadır (Telgrafhane Yay., 2019).
Çok güçlü söylevci olduğu gibi, müthiş bir araştırmacı gazetecidir Uğur Mumcu. İç savaşı, emperyalizmin tuzaklarını tek tek kanıtladı. Bulgar Kintex şirketi, CIA Suudi bağlantılı Aramco, kaçakçılar İbrahim Telemen, Bekir Çelenk hâlâ belleğimdeki adlardır. Almanya odaklı Metin Kaplan cihatçı yapılanmasını açığa çıkardı. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını idam ettiren Savcı Baki Tuğ’un Abdullah Öcalan’a ne de şefkatli davrandığını görünce şaşırdı. Ve çok sürmedi, arabasına konan bombayla öldürüldü.
Uğur Mumcu, yazdığı gibi, Atatürkçü, toplumcu, halkçı, laik, aydınlanmacı, emperyalizme karşı cepheden savaşımı görev bilen, tam bağımsızlıkçı eşsiz aydındır.
Uğur Mumcu’ya Avrupa’daki hukuk firmasından iş teklif edildiğini, Mumcu’nun ret ettiğini, anacığından öğrenmiştim. İsteseydi gider, dolgun ücretle çalışırdı. Bugün gençlerin yurtdışı sevdasını görünce acı acı gülümsemekten kendimi alamıyorum.
24 Ocak 1993 günü karlı Ankara’ya Uğur Mumcu’nun kanı düştü.
Öyle bir kitle Cebeci Gömütlüğüne götürdü ki Mumcu’yu, artık hiçbir kötülük varlık gösteremez derdiniz. Ne ki öyle olmadı. Olmadı olmadı…
“Vurulduk ey halkım, unutma bizi!
YORUMLAR