Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Çalışma Durdurulsun

‘tarihe Sahip Çıkılsın’ Çok

‘tarihe Sahip Çıkılsın’

Çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan Hatay topraklarının Kırıkhan adresinde tespit edilen tarihi dokuya işaret eden Hataylı İşadamı Necmi Asfuroğlu, “Geçtiğimiz Ekim ayında İstanbul Beşiktaş’ta yapılan metro kazı çalışmaları sırasında tarihin akışını değiştirecek 3 bin 500 yıllık kurgan tipi 35 mezarın bulunmasının yankıları sürerken, Hatay’da, 655 hektar alanda ‘kurgan mezarlar, kaya mezarları, sarnıçlar, askeri kışla, kale, askeri gözetleme kuleleri ve buna benzer Hatay tarihinde bugüne kadar ilk defa tespit edilen tarihi dokular mevcuttur” dedi. Bölgede faal durumdaki taş ocağı işletmelerinin varlığına işaret eden ve bu yöndeki çalışmaların son tespit noktasında durdurulması gerektiğini söyleyen Asfuroğlu, tüm ilgili ve sorumlu kesimleri göreve çağırdı.
-KURGAN NEDİR?-
Kurgan veya Korgan, Türk ve Altay kültüründe kutsal mezar ya da türbe anlamına geliyor. Eski Türk geleneklerinde, genellikle yığma tepeler ve höyükler şeklindedir. Genelde devlet yöneticisi olanlar için yapılmışlardır.
-RAPORU YOK!-
Tarihi bölgede çalışma yürüten firmanın Çevresel Etki Değerlendirme Raporu’ndan muaf bulunduğunu söyleyen Necmi Asfuroğlu, “Firma, gereken izinleri almamış ve çevresel mevzuat açısından temeli olmayan altı boş hukukuyla da patlatmalı madencilik faaliyeti yapılıyor. Ancak alanda kaya mezarı, kurgan, sarnıç, askeri gözetleme kuleleri kamp yeri gibi tarihi dokular var” diye konuştu.
-PATLAYICI KULLANILIYOR-
Hatay Arkeoloji Müzesi yönetiminin de devreye girdiği öğrenilen bölgede çalışmalarını sürdüren Firma’nın çalışmaları kapsamında bölgede ‘patlayıcı’ madde kullandığının altını çizen ve bunun da mevcut tarihin ‘yok’ olması anlamına geldiğini ifade eden Asfuroğlu, bölgedeki tarihi dokunun bir bilim heyeti tarafından yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkarıldığını söyledi. Asfuroğlu, “Birinci derece sit alanı olması gereken yerde Çevre Etki Değerlendirme Raporu dahi yok, ki normal şartlarda ilgili kurumlardan izin alınması gerekiyor. Hatay’da eşi benzeri olmayan tarihi alan göz göre göre tahrip ediliyor” diye konuştu.
-BAKANLIĞA ÇAĞRI-
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın konuya el atması ve bütün bölgenin üç boyutlu taraması yapılarak yeniden gözden geçirmesi gerektiğinin altını çizen Asfuroğlu, “Bu rapordan sonra madencilik firmasına izin verilip verilmemesi tartışılmalı. Bölgede üç boyutlu taramadan sonra değişik üniversitelerden konusunda uzman bilim heyetinin oluşturacağı rapor ile Bölge Anıtlar ve Yüksek Kurulu’nun bu konuda bir sonuca gitmesi gerekiyor” diye konuştu.
-YANLIŞTAN DÖNÜLMELİ-
Hatay’ın tarihçesinde olmayan, bugüne kadar elde edilmemiş ve ilk defa rastlanılan bu alanın Hatay’a bambaşka bir hava katacağını ifade eden İşadamı Asfuroğlu, “Eğer gerekli çalışmalar yapılıp tarihi doku ortaya çıkarılırsa, bölgemizin turizm destinasyonu çok farklı bir yere gelecektir. Bu nedenle ‘bilim heyeti’ bura-da çok acil bir şekilde çalışma yapmalı. Zira burası birinci derece sit olarak bilinmesine rağmen dinamitli çalışma yapılması kabul edilemez. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da bu konuya el attı. İnşallah yakında bu yanlıştan tamamen vazgeçilir” dedi.
-Tamer Yazar-