Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bugün 24 Temmuz : İktidarın gözleri üzerimizde

Türkiye’de basın özgürlüğü, siyasal müdahaleler ve yargı baskısıyla tarihinin en

Türkiye’de basın özgürlüğü, siyasal müdahaleler ve yargı baskısıyla tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. İktidarın doğrudan hedef göstermeleriyle gazeteciler tutuklanıyor, medya organları sansürleniyor. Bugün 24 Temmuz, Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü olarak anılırken, yaşananlar bu özgürlüğün ne denli tehdit altında olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.

Basın özgürlüğü için mücadele gününe kara tabloyla giriliyor

Türkiye, bugün kutlanıyor olan 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü öncesinde, ifade ve basın özgürlüğü açısından karanlık bir manzarayla karşı karşıya. İktidarın en üst düzey temsilcileri, gazetecilere yönelik doğrudan hedef göstermelerle tutuklamalara zemin hazırlıyor, bu da medya üzerindeki siyasal baskının boyutlarını gözler önüne seriyor.

İktidar destekli yargı baskısı yeni bir evreye geçti mi?

*Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını kapsayan BİA Medya Gözlem Raporu, Türkiye’de medya üzerinde artan baskıların kapsamını belgelerle ortaya koydu. Rapora göre, son altı ayda en az 20 gazeteci, foto muhabiri ve çizer tutuklandı. Ayrıca, en az üç gazeteci ev hapsine alındı, onlarcası da yurtdışı çıkış yasağı gibi kontrol tedbirleriyle susturulmak istendi.

Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) tarafından hazırlanan 2025 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye, 180 ülke arasında 159. sıraya geriledi. Bu gerilemenin arkasında ekonomik baskılar, RTÜK cezaları, kamu kaynaklarına erişimde ayrımcılık ve medyanın kırılgan yapısı gibi nedenler bulunuyor.

Gazetecilere yönelik davalarda artış sürüyor

BİA raporuna göre, son üç ayda 153 gazeteci ceza davalarıyla karşı karşıya kaldı. Bunlardan yedisi, “devlet kurumlarını aşağılama”, “örgüt propagandası”, “kişisel veri ifşası” gibi gerekçelerle toplamda 10 yıl 9 ay 4 gün hapis cezasına çarptırıldı. Aynı dönemde 6 gazeteci ve 1 karikatürist beraat etti.

Fatih Altaylı ve LeMan çalışanları nasıl tutuklandı?

Gazeteci Fatih Altaylı, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Oktay Saral’ın “Altaylııı! Suyun ısınmaya başladı” şeklindeki paylaşımı sonrası aynı gün gözaltına alındı ve ertesi gün “Cumhurbaşkanını tehdit” suçlamasıyla tutuklandı. Yine LeMan dergisinin dört çalışanı, dini içerikle ilgisi olmadığı belirtilen bir karikatür nedeniyle tutuklandı. Her iki olayda da yetkililerin doğrudan müdahalesi dikkat çekti.

Bu dönemde yedisi kadın olmak üzere en az 16 gazeteci ve çizer gözaltına alındı. Bunlar arasında gazeteci Semra Pelek ve tercüman Melisa Efe, örgüt soruşturması kapsamında İstanbul’dan Artvin’e götürülerek adli kontrole tabi tutuldu. Tuğçe Yılmaz ise bir haberinde geçen “Ermeni Soykırımı” ifadesi nedeniyle gözaltına alındı.

Saldırılar ve tehditler tırmanışta

İstanbul ve Muğla’da haber takibi yapan üç gazeteci saldırıya uğrarken, LeMan dergisi de radikal bir grubun hedefi oldu. Alican Uludağ, İsmail Arı ve Fatih Altaylı, sosyal medya üzerinden gelen ciddi tehditlere maruz kaldı.

Son üç ayda 16 gazeteci ve karikatürist, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla açılan davalarda yargılandı. İsveçli gazeteci Joakim Medin, bu suçlamayla 27 Mart’ta tutuklanarak 11 ay 20 gün hapis cezası aldı. Bu süreçte Barış Pehlivan ve Ozan Alper Yurtoğlu ise beraat etti.

Online sansür ve erişim engelleri artıyor

Anayasa Mahkemesi, 2024 yılında “kişilik hakları” gerekçesiyle yapılan sansürlerin iptaline karar vermiş olsa da, Nisan-Haziran 2025 döneminde sansürler “millî güvenlik” bahanesiyle sürdürüldü. bianet, KaosGL, ve gazeteciler Altan Sancar, Furkan Karabay gibi isimlerin sosyal medya hesaplarına erişim engeli getirildi. 1993 yılında öldürülen gazeteci Uğur Mumcu’nun faili olduğu belirtilen Oğuz Demir’in davası 32 yıl sonra dahi sonuçlanmadı. Mehmet Ağar’ın tanık olarak dinlenmesi beklenen duruşma, 22 Eylül’de Ankara’da devam edecek.

RTÜK’ten rekor para cezaları yolda

Son üç ayda RTÜK, televizyon kanallarına toplam 26 milyon 972 bin TL idari para cezası kesti. Bu cezaların büyük kısmı, Halk TV ve Sözcü TV gibi iktidarı eleştiren yayın organlarına yöneldi. Ayrıca Cafer Mahiroğlu hakkında da yakalama kararı çıkarıldı. Anayasa Mahkemesi, gazeteci Hayko Bağdat hakkında ifade özgürlüğü ihlali kararı vererek 65 bin TL tazminat hükmetti. İsveçli gazeteci Medin için de AYM’ye başvuru yapıldı. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), bu dönemde Türkiye’deki gazetecilere yönelik ihlallere dair bir karar açıklamadı.