Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Çözüm Komisyonu : ‘Kadın temsili yetersiz’

TBMM’de kurulan “Çözüm Komisyonu”, barış süreci için ilk adımı atmaya

TBMM’de kurulan “Çözüm Komisyonu”, barış süreci için ilk adımı atmaya hazırlanırken, komisyon yapısındaki cinsiyet dengesizliği kamuoyunda tepki topluyor. 47 üyeden yalnızca 9’unun kadın olması, kadınların barış sürecindeki yerinin hâlâ sembolik düzeyde kaldığını ortaya koyuyor.

Komisyon kuruldu, barış konuşulacak ama kadınlar yine dışarıda

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oluşturulan “Çözüm Komisyonu”, yarın ilk toplantısını gerçekleştirecek. Ancak, barış ve demokratikleşme süreci gibi tarihî önemde bir konu için toplanacak bu yapının kadın temsili açısından oldukça zayıf olması dikkat çekiyor. 47 üyeli komisyonda sadece 9 kadın milletvekili bulunuyor; bu da oran olarak sadece %17,6’ya karşılık geliyor.

Komisyondaki erkek milletvekili oranı ise %82,4’e ulaşmış durumda. Barışı konuşacak bu kurulda kadınların bu denli az temsil edilmesi, yalnızca istatistiksel bir dengesizlik değil, aynı zamanda yapısal cinsiyet eşitsizliğinin göstergesi.

MHP yine erkek egemen kadro gönderdi: Kadın yok sayıldı

Sürecin başlamasına öncülük eden açıklamaların sahibi Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Komisyon’a hiç kadın üye göndermemesiyle tepki çekti. MHP’nin komisyona verdiği dört milletvekilinin tamamı erkek. Kadının barış sürecindeki yerini görmezden gelen bu yaklaşım, parti politikası açısından da ciddi bir eleştiri konusu.

Diğer partilerde tablo nasıl?

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), komisyona 21 isim gönderirken bunlardan yalnızca dört tanesi kadın: Şengül Karslı, Ayşe Böhürler, Radiye Sezer Katırcıoğlu ve Cevahir Asuman Yazmacı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’den 10 isim içinde üç kadın yer aldı: Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Türkan Elçi ve Gökçe Gökçen.

DEM Parti ise toplam dört üyeden ikisini kadın olarak belirledi: Gülüstan Kılıç Koçyiğit ve Meral Danış Beştaş.

İYİ Parti, komisyona hiç üye vermemeyi tercih etti. Diğer partilerden TİP, EMEP, DSP, Yeniden Refah Partisi ve HÜDA PAR’dan birer temsilci gönderildi; bu isimlerin tamamı erkek.

Kadınların sesi barış sürecinde neden önemli?

Uzun yıllardır kadın hareketi, barış süreçlerinde sadece “mağdur” değil, aynı zamanda “kurucu aktör” olarak yer alınması gerektiğini vurguluyor. Ancak Meclis’in oluşturduğu bu komisyon, kadınların bilgi ve deneyimlerini dışarda bırakarak sürece eksik başlıyor.

Yakın Ertürk’ten uyarı: “Barışın her evresinde ataerki zayıflatılmalı”
Birleşmiş Milletler’in eski özel raportörlerinden Prof. Dr. Yakın Ertürk, barışın kadınlar için yalnızca silahların susması anlamına gelmediğini söylüyor. Feminist barış anlayışı, kadınların yaşadığı şiddetin sadece savaş zamanında değil, “barış dönemlerinde” de ev içi şiddet, ekonomik eşitsizlik ve politik dışlanma biçiminde sürdüğünü ortaya koyuyor.

El Salvador’da, savaş döneminde silahlı mücadeleye katılan kadınların barış sürecinde karar alma süreçlerinden dışlanması, kadınların yalnızca çatışma dönemlerinde hatırlandığını gösteriyor. Gana ise teknik olarak barış içinde bir ülke olsa da, kadına yönelik ritüel kölelik, çocuk yaşta evlilik ve toplumsal dışlama gibi uygulamalar, barışın kadınlar için ne kadar göreli bir kavram olduğunu ortaya koyuyor.

Kadınsız barış, eksik barıştır

Kadınların barış masasında yer alması sadece temsiliyet değil, aynı zamanda politik bir zorunluluktur. Barışın sürdürülebilir ve adil olabilmesi için, toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten bir perspektif şart. Kadınlar yalnızca savaşın mağduru değil; barışı inşa eden, adaleti talep eden ve direnç gösteren aktif öznelerdir.