Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Diyanet, kadınların mirasına da göz dikti

  Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 15 Ağustos tarihli Cuma hutbesinde, kadınların

 

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 15 Ağustos tarihli Cuma hutbesinde, kadınların mirastaki eşit pay hakkına yönelik ifadeler büyük tartışma yarattı. Hutbede, kız çocuklarının Türk Medeni Kanunu’ndaki haklarına karşı “Allah’ın takdir ettiği hakka razı olması” gerektiği vurgulandı.

Cuma hutbesinde miras tartışması yeniden alevlendi

Diyanet İşleri Başkanlığı, 81 ildeki camilerde okunan 15 Ağustos tarihli Cuma hutbesinde, kadınların miras hakkı ile ilgili ifadeler dikkat çekti. “Kul Hakkı Ateşten Gömlektir” başlıklı hutbede, mirasın paylaşımında Türk Medeni Kanunu yerine İslam miras hukuku esas alınarak “kız çocuklarının Allah’ın takdir ettiği paya razı olması” gerektiği mesajı verildi.

“Allah’ın takdir ettiği hak” vurgusu tepkilere neden oldu

Hutbede yer alan ifadeler, kadın hakları savunucuları ve hukukçular tarafından eleştirildi. Metinde, şu ifadelere yer verildi:

“Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahî adalete aykırıdır. Dolayısıyla kişinin; kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır…”

Bu açıklamalar, eşit miras paylaşımı ilkesini savunan çevrelerce, kadınların yarı pay aldığı İslam miras hukukunun teşvik edilmesi olarak yorumlandı.

Türk Medeni Kanunu ile İslam miras hukuku arasındaki fark

Türk Medeni Kanunu, mirası kız ve erkek çocuklar arasında eşit şekilde paylaştırırken, İslam miras hukukunda erkek çocuklar kız kardeşlerinden iki kat fazla miras alıyor. Yani, bir erkek çocuğun payı kız çocuğunun payının iki katına denk geliyor.

Hutbede dile getirilen “Allah’ın takdir ettiği hak” ifadesi, Medeni Kanun’un eşitlik ilkesine aykırı olan bu sistemin referans alındığını gösteriyor.

Kadın örgütlerinden sert tepki

Birçok kadın örgütü ve hukukçu, hutbede yer alan sözleri “anayasal eşitlik ilkesine aykırı” olarak nitelendirdi. Tepkilerde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın devletin resmi kurumlarından biri olmasına rağmen laiklik ilkesine uygun hareket etmesi gerektiği vurgulandı.

Ayrıca, kadın hakları savunucuları, miras paylaşımında eşitlik ilkesinin sadece yasal bir hak değil, toplumsal adaletin de gereği olduğunu belirtiyor.

“Kul hakkı” ifadesi üzerinden tartışma

Hutbede “kul hakkı” kavramının kullanılması, bazı hukukçular tarafından, dini argümanların hukuk normlarının önüne konulması şeklinde eleştirildi. Özellikle, kız çocuklarının yasal haklarını talep etmelerinin “kul hakkına razı olmamak” olarak tanımlanması, kamuoyunda sert tartışmalara yol açtı.

Siyasi ve toplumsal yansımalar

Bu tür hutbelerin, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine zarar verdiğini savunanlar, devlet kurumlarının müfredat ve kamu söylemlerinde eşitlikçi politikalar benimsemesi gerektiğini dile getiriyor.

Ayrıca, tartışmalar sadece hukuki boyutla sınırlı kalmayıp, laiklik ve kadın hakları konularında geniş bir toplumsal reaksiyon doğurmuş durumda.