Bir gencin ölümüne ve üç kişinin yaralanmasına neden olan Fatma Zehra Kınık, 4 yıl 2 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi için mahkemeye başvurdu. Kınık’ın bu talebi, kazada hayatını kaybeden gencin annesinin tepkisine yol açtı.
Mahkemeden yeni talep: hapis yerine para cezası
Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatma Zehra Kınık, geçtiğimiz yıl İstanbul’da meydana gelen ve 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin hayatını kaybetmesine yol açan kazayla ilgili aldığı 4 yıl 2 ay hapis cezası için yeni bir girişimde bulundu. Avukatları aracılığıyla İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dilekçe sunan Kınık, cezanın adli para cezasına çevrilmesini talep etti.
Dilekçede, Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, taksirli suçlarda uzun süreli hapis cezalarının dahi sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu ve duyduğu pişmanlık dikkate alınarak para cezasına çevrilebileceği vurgulandı. Avukatlar, Kınık’ın “derin üzüntü yaşadığını” belirterek bu yönde karar verilmesini istedi.
Şikâyetlerin bir kısmı geri çekildi
Kazanın ardından, Barlasçeki’nin babası Serdal Barlasçeki ile kazada yaralanan motosiklet sürücüsü Yavuz Selim Öztürk şikâyetlerinden vazgeçti. Ancak hayatını kaybeden gencin annesi Hasret Doğan, hukuki süreci sonuna kadar sürdüreceğini ve Kınık’ın en ağır cezayı alması gerektiğini ifade etti.
Olayın geçmişi: bir gece gözaltı, tutuksuz yargılama
9 Temmuz 2024’te yaşanan kazada Batın Barlasçeki hayatını kaybederken, üç kişi de yaralandı. Fatma Zehra Kınık yalnızca bir gece gözaltında kaldı ve 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan raporda, kazada Kınık’ın asli kusurlu olduğu belirtildi. Buna rağmen, ailenin tutuklama talebi kabul edilmedi. Barlasçeki ailesi, süreç içinde Kınık ailesinin kendilerine para teklif ettiğini de kamuoyuna açıklamıştı.
Mahkeme kararı ve cezai yaptırımlar
26 Mayıs’ta görülen duruşmada Kınık’a 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Mahkeme heyeti, ceza miktarı nedeniyle erteleme veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulamalarını uygun bulmadı. Ayrıca Kınık’ın 2 yıl süreyle ehliyetine el konulmasına karar verildi ve adli kontrol tedbirlerinin devamı kararlaştırıldı.
TCK 50. madde üzerinden yapılan savunma
Savunma dilekçesinde, Kınık’ın kişisel durumu, yaşadığı pişmanlık ve mağdurlara yapılan ödemeler öne çıkarıldı. Avukatlar, “Müvekkilimizin kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu ile derin üzüntüsü dikkate alınarak cezanın para cezasına çevrilmesi adaletin gereğidir” ifadelerine yer verdi.
Bu talebin kabul edilip edilmeyeceği, önümüzdeki günlerde mahkemenin vereceği kararla netleşecek.

