Türkiye siyasetinde son günlerde yaşanan operasyonlar, yalnızca adli süreçlerle sınırlı kalmıyor. AKP, MHP ve bürokrasi hattında ortaya çıkan gerilim, farklı kliklerin çatışmasını gün yüzüne çıkarıyor. Bahçeli’nin çıkışları, Özgür Özel’in yanıtları ve yargı dosyaları üzerinden yürüyen tartışmalar, iktidar bloğunda çatırdamaların giderek derinleştiğini gösteriyor.
Bahçeli’nin çıkışı iktidara mesaj mıydı?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, suikast planı iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Selahattin Yılmaz için “ülküdaşım ve dava arkadaşımdır” ifadelerini kullanarak sahip çıktı. Bahçeli’nin açıklamalarında hedefte doğrudan CHP lideri Özgür Özel görünse de kulislerde bu çıkışın asıl adresinin Cumhur İttifakı ortağı AKP olduğu yorumları yapılıyor.
Bahçeli, davaların hızla sonuçlanması gerektiğini vurgularken, geciken soruşturmaların “siyasi istismar ve kutuplaşma” riskini artırdığını dile getirdi. Bu çıkış, MHP’nin yargı süreçlerindeki memnuniyetsizliğini de açık biçimde ortaya koydu.
Özgür Özel’in yanıtı: “Mesaj ortağına”
Balıkesir’de konuşan Özgür Özel, Bahçeli’nin açıklamalarına “Ben kimseye kiralık katil demedim” diyerek karşılık verdi. Özel’e göre Bahçeli, doğrudan CHP’ye değil, aslında ittifak ortağına mesaj gönderiyor:
“Özgür’üm sana söylüyorum, iktidar ortağım sen anla.”
Bu sözler, MHP–AKP hattındaki gerilimin giderek su yüzüne çıktığının yeni bir işareti oldu.
İktidar klikleri ve operasyonların gölgesi
AKP içerisinde uzun süredir farklı ekipler arasındaki çekişmeler biliniyor. T24 yazarı Tolga Şardan, bu gerilimi “AKP’de turnusol operasyonlar” başlıklı yazısıyla gündeme taşırken, olayların parti tabanı ile Erdoğan’ın yakın çevresi arasındaki krizden beslendiğini savundu.
Özellikle İBB borsası iddiaları, avukat Rezan Epözdemir’in tutuklanması, Mücahit Birinci’nin istifası ve Selahattin Yılmaz’ın gözaltına alınması, birbirinden bağımsız olaylar olarak değil, iktidar bloğu içindeki güç savaşlarının parçası olarak değerlendiriliyor.
Epözdemir dosyası: Kulislerde neler konuşuluyor?
Şardan’ın iddiasına göre, ünlü avukat Rezan Epözdemir hakkında yürütülen soruşturmaya MİT desteği verildi. Epözdemir’in dosyasının uzun süredir takipte olduğu belirtilirken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın çekimser kaldığı, ancak “yukarıdan” gelen talimatla sürecin hızlandığı aktarıldı.
Adalet Bakanlığı boyutunda da tartışmalar var. İddialara göre, bakanlıkla bağlantılı isimlerin dosyada etkili olması, Ankara–İstanbul hattında yeni bir gerilimi beraberinde getirdi.
Mücahit Birinci’nin istifası ve MHP bağlantısı
AKP’li avukat Mücahit Birinci, hakkında çıkan tartışmalar sonrası istifa etti. Bu süreçte gözler, İBB soruşturmasında adı geçen iş insanı Murat Kapki’ye çevrildi. Kapki’nin MHP’ye yakınlığı kulislerde konuşulurken, gözaltı sırasında “fazla bunaltılmaması” yönünde telkinler yapıldığı öne sürüldü.
Birinci’nin istifası, yalnızca bir kişisel karar değil, AKP içinde süren güç mücadelesinin yeni bir raundu olarak yorumlanıyor.
Selahattin Yılmaz operasyonunun perde arkası
Yeraltı dünyasının bilinen isimlerinden Selahattin Yılmaz’ın tutuklanması, hem AKP hem MHP üzerinde tartışma yarattı. Yılmaz’ın MHP’ye yakınlığı bilinirken, operasyonun zamanlaması dikkat çekti.
Kulislerde, Yılmaz’ın tasfiye edilmesi gerektiği, zira İstanbul’daki suç örgütleri arasındaki güç dengelerinin değiştiği konuşuluyor. Bu nedenle operasyon, yalnızca bir adli süreç değil, aynı zamanda siyasi bir mesaj olarak değerlendiriliyor.
Herkesin herkese operasyon yaptığı dönem
Gazeteci İsmail Saymaz ise MHP ile Çağlayan arasında soğuk rüzgarlar estiğini yazdı. Saymaz’a göre, yargısal süreçlerde MHP’nin talepleri karşılık bulmuyor ve bu da partide rahatsızlık yaratıyor.
Sahte diploma skandalından altın kaçakçılığına kadar birçok davada MHP’li isimlerin adının geçmesi, partiyi zor durumda bırakırken, kulislerde “siyasette ve bürokraside herkesin herkese operasyon yaptığı” yorumu giderek güç kazanıyor.

