Orman Kanunu’nun 16’ncı maddesinde yapılan değişiklikle, ormanlarda maden arama ve işletme izinleri için yeni düzenlemeler getirildi. Ruhsat sürecinden saha rehabilitasyonuna kadar birçok alanda önemli yenilikler yürürlüğe girdi.
Ormanlarda maden arama süreçlerinde yeni düzenleme
Orman Kanunu’nun 16’ncı maddesinde yapılan değişiklikle, devlet ormanlarında maden arama ve işletme faaliyetleri için uygulanan kurallar yenilendi. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan düzenleme, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yeni düzenleme, hem ruhsat süreçlerini hem de saha kullanımını daha kontrollü hale getirmeyi hedefliyor.
Ruhsat ve izin süreçleri yeniden şekillendi
Artık maden arama ve işletme izinleri, bakanlık tarafından ruhsat veya rödövans süresi dikkate alınarak uygun görülen firmalara verilecek. Böylece, maden ruhsatı ve işletme izni alan şirketlerin faaliyetleri daha sıkı denetim altına alınacak.
İzin sahipleri, her yıl haziran ayı sonuna kadar bir önceki yıla ait rehabilitasyon ve toprak dolgu raporlarını bakanlığa sunmakla yükümlü olacak. Bu raporlar, madencilik faaliyetlerinin çevreye etkisini kontrol etmek ve orman sahalarının korunmasını sağlamak amacıyla kritik önem taşıyor.
Kum, çakıl ve kayaç madenlerinde sınırlar değişti
Yeni düzenlemeye göre, kum, çakıl ve kayaç gibi I, II-a, II-b ve II-c grubu madenlerin arama ve işletme izinlerinde toplam 10 hektarlık bir sınır getirildi. Bu sınır aşıldığında, mevcut sahaların rehabilite edilip bakanlığa teslim edilmesi zorunlu olacak. Teslim edilen sahaların ardından, aynı büyüklükte yeni alanlarda faaliyet için izin verilecek.
Bu uygulama, madencilik faaliyetlerinin çevresel etkilerini azaltmayı ve orman ekosisteminin sürdürülebilirliğini sağlamayı hedefliyor.
Tuz, gaz ve özel mineraller için 150 hektar sınırı
Tuz, gaz ve bazı mineralleri kapsayan III. ve IV. grup madenler için de benzer bir düzenleme yapıldı. Bu gruptaki madenlerde, toplam izinli alan 150 hektarı geçtiğinde mevcut sahaların rehabilite edilmesi ve teslim edilmesi zorunlu olacak.
Ancak, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınacak “rezervin bitmediği ve faaliyetin sürdüğü” yönündeki resmi yazı, bu teslim yükümlülüğünü ortadan kaldırabilecek. Böylece, üretimin sürdüğü sahalarda kesintisiz faaliyet imkânı tanınacak.
Çevresel denetim ve sürdürülebilirlik ön planda
Getirilen düzenlemeler, orman sahalarının korunması ve madencilik faaliyetlerinin daha sürdürülebilir bir çerçevede yürütülmesi amacı taşıyor. Yeni sistemle birlikte, hem ruhsat sahiplerinin sorumlulukları arttı hem de devletin denetim mekanizması güçlendirildi.
Bu değişiklik, özellikle çevre koruma bilincinin yükselmesi ve madencilik sektöründe daha disiplinli bir çalışma düzeninin oluşturulması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

