Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Bu da Geçer

LGS sınavında oturum bitmeden soruların paylaşılması haberleri arka arkaya yayınlanmış ve Milli
Eğirim Bakan’ına kadar iddialar ulaşmış.
Bunun üzerine bakanın yaptığı açıklama, olayların üzerine tuz biber dökmüş ve daha da
büyümesine neden olmuştur.
Ne demişti bakan?
Soruları imam hatipte görevli öğretmenlerimiz hazırlıyor!
Bakanın açıklaması ve imam hatipli öğretmenlerin sorumlu gösterilmesi…
İşte soruların sınav bitmeden sızmasının açıklaması böyle yapıldı.
Doğumlar da, ölümler de kendi yolunda yürüyor.
İmam hatipliler sınav sorularını hazırlıyor, laik öğretmenler ayağa kalkıyor.
Böylesi bir ortamda etraf toz duman oluyor, kafalar karışıyor, işler daha da karmaşık bir hale giriyor.
Cehalet mülkün temeli oluyor birden bire.
Doğan Kuban şöyle demiş; “cehalet mülkün temeli oldu… kültür çölleşmesi yaşıyoruz…
sürüleştik… vurdumduymazlık hastalığına tutuldu toplum, çürüdü.”
Ne yazık ki bu sözler yıllar öncesine ait olsa da, bugünün gerçeğini acı bir şekilde yansıtıyor. Eğitim
geriye gidiyor, sorgulama yok oluyor, değerler birer birer kayboluyor.
Bilgiye erişimin bu kadar kolay olduğu bir çağda, cehaletin bu kadar yaygın olması komik ama
gerçek.
Toplumun gözü önünde oluyor bunlar. Sessizce, alışa alışa, kabullene kabullene…
Biz de çoğu zaman “Bu da geçer…” deyip duruyoruz. Oysa her şey geçiyor evet, ama geçtiği
yerleri de delip, yakıp yıkıyor bazen.
İşte böyle geçiyor zaman. Zaman iyi de geçiyor, kötü de geçiyor.
Kimi zaman umutla, kimi zaman hüsranla. Ama hep geçiyor. Ve biz, geçen zamanın ardından ne
bıraktığımıza bakmadan yaşamaya devam ediyoruz.
Bu nedenle dikkat edelim. Geçen zamanın iyi olmasın için çalışalım, gayret gösterelim.
Her birey, toplumun geleceği için bir tuğladır. Ve o tuğlalar sağlam olmazsa, üstüne kurduğumuz
her yapı çökmeye mahkumdur.
Eğer bunun için çaba sarfetmezsek işler sarpa sarar.
Sarpa sararsa da, bugün çözebileceğimiz meseleleri yarın on kat zahmetle çözmek zorunda kalırız.
Geri dönülmez noktaya gelmeden harekete geçmek zorundayız. Çünkü bilgiyle, bilinçle, emekle
inşa edilmemiş hiçbir gelecek sağlam değildir.
O halde ne yapmalı? Düşünmeli, sorgulamalı, üretmeli, öğrenmeli ve öğretmeliyiz.
Vurdumduymazlığa değil, sorumluluğa sarılmalıyız.
Dikkat edelim ve çok çalışarak iyiye doğru adımlar atalım…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER