Antakya’nın merkezinde, Asi Nehri kıyısında yer alan ve II. Abdülhamit dönemine uzanan geçmişiyle kentin simgelerinden biri olan Antakya Belediye Parkı, bugün adeta sahipsiz bırakıldı. Şehrin en geniş yeşil alanı olarak bilinen ve halk arasında “Büyük Park” ya da “Atatürk Parkı” olarak anılan bu alanın içler acısı durumu, bölge sakinlerinde derin bir üzüntüye neden oluyor.
Vatandaşlar, özellikle son yıllarda parkın bakımsız kaldığını, ağaçların kurumaya başladığını ve alanın bir şantiye görünümüne büründüğünü dile getiriyor.
Çevrecilerden sert tepki: “Yeşil hafızamız yok oluyor”
Antakya Çevre Koruma Derneği, parkın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından el konulmasının ardından tamamen kaderine terk edildiğini savundu. Dernek yetkilileri, parkta ağaçların düzenli sulanmadığını, altyapı çalışmalarının kökleri zedelediğini ve bölgede bulunan beton santralinin yarattığı yoğun toz kirliliğinin parkın ekosistemine zarar verdiğini belirtti.
Dernek sözcüsü, “Antakya’nın en önemli yeşil hafızası tehlikede. Ağaçlarımız kurumakta, alanın doğal dengesi bozulmakta. Park, halktan koparılıp beton yığınına çevrilmemeli” diyerek yetkilileri göreve çağırdı.

Halk parkını geri istiyor
Parkın halka kapatılarak şantiye alanına dönüştürülmesi, Antakya halkının tepkisini daha da artırdı. Yıllardır ailelerin dinlendiği, çocukların oynadığı, gençlerin buluştuğu bu alanın artık işlevini yitirdiğini dile getiren vatandaşlar, yeniden kamusal bir alan olarak düzenlenmesini talep ediyor.
Birçok kişi, sosyal medyada “Büyük Park bizimdir” etiketiyle tepkilerini dile getirirken, bazı sivil inisiyatifler parkın korunması için imza kampanyaları başlattı. Vatandaşların en büyük endişesi ise alanın ticari projelere açılması.
Dernekten çağrı: “Yeşil tükenirse, nesil tükenir”
Antakya Çevre Koruma Derneği, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bizler, Antakya halkı olarak bu sessiz yok oluşa seyirci kalmayacağız. Şehrimizin en değerli tarihi ve doğal alanlarından biri olan Antakya Parkı’nı geri istiyoruz. Unutmayın; yeşil tükenirse, nesil tükenir. Yetkilileri bu yanlıştan dönmeye davet ediyoruz.”

Asi kıyısında belirsizlik sürüyor
Parkın geleceğine dair net bir plan açıklanmaması, belirsizliği artırıyor. Bazı iddialara göre alanın ticari projelere devredileceği konuşulurken, yetkililerden bu yönde resmi bir açıklama yapılmadı. Antakya halkı ise kentin nefes alanı konumundaki bu tarihi parkın yeniden eski canlılığına kavuşmasını umuyor.
Uzmanlar, alanın korunması ve yeniden düzenlenmesi için sivil toplumla iş birliği yapılması gerektiğini vurguluyor. Aksi halde Antakya, hem tarihini hem de doğasını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir.

