Hatay Aile Hekimleri Derneği (HAHED) Başkanı Dr. Nihat Fahlıoğulları, 6 Şubat depremi sonrasında konteynerlerde hizmet vermeye devam eden Aile Sağlığı Merkezleri’nin (ASM) ödeneklerinin İl Sağlık Müdürlüğü tarafından düşürüldüğünü açıkladı. Fahlıoğulları, alınan kararın yaklaşık 700 bin vatandaşın sağlık hizmetine erişimini tehlikeye sokacağını vurguladı.
“Sorunları Çözmek Yerine Ödenekler Düşürülüyor”
Dr. Fahlıoğulları, depremden bu yana zor koşullarda hizmet veren ASM’lerin halen yeni binalara taşınmadığını belirterek şunları söyledi:
“Hatay İl Sağlık Müdürlüğü, 27 Ağustos itibarıyla yaptığı denetimlerde, şartlar sağlanmadığı gerekçesiyle konteyner aile sağlığı merkezlerinin gruplarını ve ödeneklerini bir bir düşürdü. Depremin getirdiği nüfus kaybı, kötü bina koşulları ve diğer sıkıntılar ortadayken meslektaşlarımız fedakârca hizmet veriyor. Ancak sorunları çözmek yerine ödenekleri daha da düşürmek en hafif tabirle vicdansızlıktır.”
“Sorumluluk Bakanlıkta”
Yaşanan sorunların aile hekimlerinin sorumluluğuna yüklenemeyeceğini vurgulayan Fahlıoğulları, şöyle devam etti:
“Depremin etkilerini ortadan kaldırmak, sağlık hizmetlerini iyileştirmek aile hekimlerinin değil, Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü’nün sorumluluğundadır. Aile sağlığı merkezlerini çalışılabilir hale getirmek ve vatandaşın nitelikli sağlık hizmeti almasını sağlamak için gerekli adımlar acilen atılmalıdır. Aile hekimliği çalışanlarına ceza vermek yerine destek olunmalıdır.”
230 ASM Kapanma Tehlikesiyle Karşı Karşıya
Fahlıoğulları, mevcut şartlarda ödenek kesintisinin ciddi sonuçlar doğuracağını dile getirerek, “Eğer bu yanlıştan dönülmezse 230 aile hekimliği birimi kapanacak ve yaklaşık 700 bin vatandaş sağlık hizmetinden mahrum kalacaktır. İl genelinde 70’e yakın ASM aylardır boş kalmış ve tercih edilmezken, bu anlamsız tavır halk sağlığını daha da tehlikeye atacaktır” dedi.
“160 Çalışan İşsiz Kalabilir”
Alınan kararın yalnızca vatandaşları değil, sağlık çalışanlarını da olumsuz etkileyeceğini ifade eden Fahlıoğulları, şunları söyledi:
“İdare ya asgari fizik şartları karşılayan binalar temin edip konteynerde görev yapan hekimleri oraya taşısın ya da koşullar oluşana kadar bu anlamsız uygulamaya son versin. Grubu düşürülen birimler nedeniyle gruplandırma personeli olarak çalışan 160 vatandaş işinden olacak. Deprem bölgesinde güç bela ayakta kalabilen bu insanların hayatı daha da zorlaşacaktır. Denetlerken her şey normalmiş gibi davranıp ‘bize insanca koşullarda bina temin edin’ dendiğinde afet bölgesi olduğumuzu hatırlatmak ama insanları konteynere mahkûm etmek akıl ve vicdan dışı bir uygulamadır. Ya her şeyin normalleştiğini varsayacağız (ki öyle bir gerçeklik yok) ya da depremden en çok etkilenen bölge olarak burayı afet bölgesi kabul edip, şartlar iyileşene kadar aile hekimliği birimlerinin gruplarına ve ödeneklerine dokunulmamalıdır.”

