Depremin üzerinden 32 ay geçti fakat Hatay’ın sağlık sistemi hala enkaz altında. Saadet Partisi heyetinin Hatay Tabip Odası’nı ziyareti, bu acı gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Doktorların çığlığı, hastaların çaresizliği ve sistemin tükenmişliği, Hatay’ın adeta “zorunlu hizmet bölgesi”ne dönüştüğünü ortaya koyuyor.
Saadet Partisi’nden Sağlık Çıkarması
Saadet Partisi Hatay İl Başkanı Fadıl Koçak ve yönetim kurulu üyeleri, Hatay Tabip Odası’nı ziyaret etti. Görüşmede Tabip Odası Başkanı Dr. Sevdar Yılmaz, yönetim kurulu üyeleri ve TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Ali Kanatlı hazır bulundu.
Koçak, çözüm için kararlı olduklarını vurguladı:
“Halkımızın sağlık hakkını savunmak için elimizi taşın altına koymaya hazırız. Toplum sağlığına katkı sunacak her girişimin yanında olacağız.”

Taş Ocakları ve Sessiz Tehlike
Toplantıda sadece sağlık çalışanlarının değil, halkın yaşamını tehdit eden çevresel sorunlar da gündeme geldi. Dr. Ali Kanatlı, taş ocaklarının neden olduğu astım, nefes darlığı, kanser ve erken ölümlere dikkat çekti. “Bu sessiz tehlike, Hatay’ın geleceğini karartıyor” diyerek yetkililere seslendi.
Beyin Göçü Alarmı
Dr. Sevdar Yılmaz’ın sözleri ise ülke genelinde derin bir yaraya işaret ediyordu:
“ASELSAN gibi kritik kurumlarda çalışan bilim insanları yurtdışına gidiyor. Bu, sadece beyin göçü değil, ülkenin geleceğini ipotek altına alan bir kayıptır.”
Depremin 32. Ayında Sağlık Sistemi Enkazda
6 Şubat depremlerinin üzerinden aylar geçti, fakat sağlık sistemi ayağa kalkamadı.
– Acil Servisler: Günlük 5-6 hasta 8 saatten fazla bekliyor. Yoğun bakım hastaları 72 saat acilde kalabiliyor.
– Yenidoğan Krizi: Üniversite hastanesinde yenidoğan yoğun bakım ünitesi yok. Tüm riskli doğumlar HEAH’a yönlendiriliyor.
– Aile Hekimliği: 281 aile hekimi hâlâ konteynerlerde hizmet veriyor. Açılan kadrolara başvuru yapılmıyor.
– Üniversite Hastanesi: Birçok bölümde sadece 1-2 öğretim üyesi var. Yan dalların çoğu boş. Eğitim ve hizmet aksıyor.
İlçeler Doktorsuz, Hastaneler Çaresiz
Defne’de plastik ve çocuk cerrahı yok.
Samandağ’da kardiyoloji, nöroloji ve beyin cerrahisi uzmanları istifa etti.
Reyhanlı’da nöroloji ve cildiye uzmanı bulunmuyor.
İskenderun’da üç bina yetmiyor, doktor sayısı yetersiz.
Dörtyol’da kalp damar cerrahisi ve çocuk cerrahisi kadroları boş.
Liste uzayıp gidiyor, Hatay’ın sağlık sistemi her ilçede alarm veriyor.
Malzeme ve Personel Krizi
Ameliyathanelerde ilaç ve malzeme eksikliği yaşanıyor. Personel yetersizliği, hastaların tedavisini aksatıyor. Üstüne barınma ve ulaşım sorunu eklenince, Hatay’da kalan hekimler de her gün büyük bir mücadele veriyor. Yoğun iş yükü, kötü koşullar ve yönetim desteğinin olmaması, sağlıkta şiddeti artırıyor. Son saldırılar, sağlık çalışanlarının güvenlikten bile mahrum bırakıldığını gösteriyor.
“Hatay Kaderine Terk Edildi”
Tabip Odası’nın sözleri, aslında her şeyi özetliyor:
“Deprem sonrası şehri terk etmeyen hekimler direniyor. Ama mecburi hizmetle gelen, hiçbir şekilde desteklenmeyen hekimler ayrılıyor. Hatay, kaderine terk edilmiş bir zorunlu hizmet bölgesine dönüşmüş durumda.”
Saadet Partisi’nin ziyareti, Hatay’daki sağlık çığlığını bir kez daha duyurdu. Tabip Odası, uyarısını net bir şekilde dile getirdi:
“Kalıcı çözümler üretilmezse telafisi imkânsız sonuçlar doğacak.”

