CHP’de uzun süredir devam eden hizipleşmeler ve istifalar, parti içi krizi derinleştiriyor. Siyasi atmosferde meşrulaştırılan “parti değiştirme” furyasına sessiz kalınması, koltuk kavgası ve ilkesizlik tartışmalarını daha da görünür hale getiriyor.
CHP’li Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in tutuklanmasının ardından Belediye Başkan Vekili seçilen Özlem Vural Gürzel, geçtiğimiz gün partisinden istifa ettiğini açıkladı. Gürzel’in istifası, parti içinde büyük yankı uyandırdı.
Gürzel, tutuklu Köseler ve bazı meclis üyelerinin kendisine iftira attığını, hakaret ettiğini ve psikolojik baskı uyguladığını öne sürerken, bu süreçte AKP ve MHP tarafından destek gördüğünü dile getirdi. Gürzel’in ardından Beykoz Belediyesi’nde 2 meclis üyesi daha istifa etti ve CHP Meclis’teki çoğunluğunu kaybetti.
İstifa edenlerden Murat Uzun ilçe başkanını suçlarken, Uğur Gökdemir ise CHP İstanbul İl Kongresi davasında adı geçen ve “oyunu satmakla” itham edilen isimlerden biriydi.
Gürzel’in Siyasi Geçmişi
Özlem Vural Gürzel, siyasete Kemal Kılıçdaroğlu döneminde Beylikdüzü İlçe Ana Kademe Yönetim Kurulu Üyeliği ile başladı. Üç dönem ilçe başkan yardımcılığı yaptı, Beylikdüzü Belediyesi Kent Meclisi kadın meclisi üyeliği görevini yürüttü. Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde aktif rol aldı.
Daha sonra Beykoz’da görev üstlenen Gürzel, hem Kılıçdaroğlu’nun hem de Özgür Özel’in hem de Ekrem İmamoğlu’nun desteğini almış isimlerden biriydi.
Konya’da AKP’ye Geçiş
İstifa dalgası yalnızca İstanbul’la sınırlı kalmadı. Konya Seydişehir Belediye Başkanı Hasan Ustaoğlu, CHP’den istifa ederek AKP’ye geçti. Aynı zamanda Yeniden Refah Partisi’nden seçilen Emirgazi Belediye Başkanı Mesut Mertcan da AKP’ye katıldı.
Son yıllarda CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar, parti içi kırılmaları hızlandırdı. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, hakkındaki yolsuzluk dosyalarının raftan indirilmesi tehdidinin ardından sansasyonel bir şekilde AKP’ye geçti. Çerçioğlu, CHP’yi suçlarken, partinin süreci yönetememesi dikkat çekti.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da AKP’li bakanlarla sık sık temas kurması, selefi Tunç Soyer hakkındaki dosyaları savcılığa sunması ve “siyaseten iki tarafı da eleştirdiğini” açıklamasıyla tartışma yarattı.
Benzer şekilde Hatay’da deprem suçlarıyla eleştirilen Lütfü Savaş, tüm itirazlara rağmen aday gösterildi. Seçim sonrası CHP Hatay’ı kaybetti, Savaş ihraç edildi ancak bu süreç, partinin aday tercihlerindeki tutarsızlıkları gözler önüne serdi.
Çatlağın Derinleşmesi
CHP’deki kriz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi soruşturmaları ve kurultay davasıyla daha da büyüyor. Kılıçdaroğlu’nun yeni bir hizip hazırlığında olduğu kulislerde konuşulurken, Antalya’nın Elmalı ve Korkuteli belediye başkanlarının da AKP’ye geçebileceği iddia ediliyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP’ye yönelik sert açıklamaları ise iktidar blokunun iç çatlaklarını örtme girişimi olarak değerlendiriliyor.
İlkesizlik Tartışması
CHP’de yaşanan istifaların yalnızca iktidar baskısı ve operasyonlarla açıklanamayacağı belirtiliyor. Parti içinde “diğer partilere giden yolları döşeyen düşünce ve eylemlere” karşı herhangi bir yaptırım uygulanmaması, çürümenin temel nedeni olarak öne çıkıyor.
Siyasetin ilke ve programlardan çok kişisel kahramanlık hikâyeleri üzerinden yürütülmesi, parti içi istikrarsızlığın devam edeceği sinyalini veriyor. Dün kahraman ilan edilen isimlerin bugün AKP saflarında görülmesi, CHP’deki siyaset tarzının değişmediğini gösteriyor.