Hatay’ın kalbinde, Antakya’da, 6 Şubat gecesi gökyüzü yıkılırken 97 insan Özkan Gold City Blokları’nın altında kaldı. Oysa o binalar birer yuva, birer sığınak olmalıydı. Bugün ortaya çıkan görüntüler, o yuvaların nasıl birer mezara dönüştüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor.
Müşteki avukatı Furkan Gülistan, kuzeni ve henüz hayata gözlerini açmış bir bebeği için mücadele ediyor. Elinde bir video kaydı… O görüntülerde çuval çuval taşınan molozlar, kulakları delen gürültü. Duruşmalarda “Tadilat yapılmadı” diyenler karşısında ise gerçek, soğuk ve acımasız bir şekilde karşımıza dikiliyor. Gülistan’ın sözleri, aslında tüm Hatay’ın haykırışı:
“Bu videoda tadilat yapıldığı aşikâr. Kuzenim ve bebeği için mücadele ediyorum, olası kasttan yargılanmalarını talep ediyorum.”
Kolonların Gölgesinde
Aileler her duruşmada aynı gerçeği dile getirdi: Binanın alt katında atış poligonu genişletildi, masaj salonu yapıldı, kolonlar kesildi. Ve o bina, 6 Şubat’ta tam da o yönde yıkıldı. Yıkımın altında sadece beton değil, ihmaller, çıkar hırsı ve vurdumduymazlık da vardı.

Savunmalar Yaraları Sarabilir mi?
Geçtiğimiz hafta görülen duruşmada Mehmet Özkan’ın avukatı bilirkişi raporuna itiraz etti. Özkan’ın avukat kızı Fethiye Özkan ise şu sözleri sarf etti:
“Babam beni kolon kestiği yerde oturtmaz.”
Oysa enkazın altında kalan 97 insanın oturduğu yerde kimse yok artık. O insanlar için söylenen her kelime, vicdanları daha da kanatıyor.

Hatay’ın Küllerinden Yükselen Adalet Arayışı
Özkan Gold City’nin hikâyesi, yalnızca bir bina değil; kentin hafızasına kazınan bir yara. Tüm Türkiye’ye, “adalet betonun altında kalmasın” diye haykıran bir dava. Bu dava, yalnızca Gülistan ailesinin değil, kaybettiklerimizi unutmayan herkesin davası.

