Hatay’ın Antakya ilçesinde doğup büyüyen depremden sonra İskenderun’da yaşamaya başlayan görme engelli Sergen Salmanoğlu, sanata olan tutkusu ve yapay zekâ desteğiyle yarattığı eserleriyle ilham veriyor. Küçük yaşta görme yetisini kaybetmesine rağmen hayallerini resimlerle ifade eden Salmanoğlu, azmiyle herkese örnek oluyor.
Görme engelli bir sanatçının hayal yolculuğu
Hatay’ın Antakya ilçesinde yaşayan 33 yaşındaki Sergen Salmanoğlu, görme engeline rağmen sanatla kurduğu güçlü bağ sayesinde dikkatleri üzerine çekiyor. Çocuk yaşta gözlerini kaybeden Salmanoğlu, bugün yapay zekâ teknolojisini kullanarak zihnindeki düşleri resimlere dönüştürüyor.
Çocuk yaşta başlayan sağlık mücadelesi
Antakya doğumlu olan Salmanoğlu’nun hayatı, dört yaşında geçirdiği ateşli hastalık sonrası yanlış ilaç kullanımıyla değişti. Havale geçirerek görme yetisini kaybeden Salmanoğlu, beş yaşında geçirdiği kornea ameliyatı ile yeniden görmeye yaklaşsa da, ilerleyen yıllarda gelişen göz tansiyonu nedeniyle tamamen görme kaybı yaşadı.
Küçük yaşlardan itibaren tedavi için şehir şehir dolaşan Salmanoğlu, 15’in üzerinde ameliyat geçirmesine rağmen gözlerini kurtaramadı. Bu zorlu süreç, onun hayatında hem derin izler bıraktı hem de mücadele gücünü artırdı.
Eğitimle gelen bağımsızlık
Eğitim hayatında çeşitli engellerle karşılaşan Salmanoğlu, liseye kadar okuyabildi. Daha sonra İstanbul’da bulunan Türkan Sabancı Görme Engelliler Okulu’nda eğitim aldı. Burada Braille alfabesi öğrenen ve görme engellilerin bilgisayarı nasıl kullanabileceğini keşfeden Salmanoğlu, kendi ayakları üzerinde durabilmenin ilk adımlarını attı.
Yapay zeka ile sanata yeni bir kapı
Sanata olan ilgisini teknolojinin sunduğu imkânlarla birleştiren Salmanoğlu, 2009 yılında İstanbul’da yapay zeka uygulamaları sayesinde düşlerini görsel sanatlara dönüştürmeye başladı. Zihninde şekillendirdiği hayalleri teknoloji yardımıyla resim haline getiren sanatçı, bu eserlerini sosyal medya üzerinden paylaşarak geniş kitlelere ulaştırdı. X’te siyah düşer ( @dijitalfirca ) sayfasını kurarak çalışmalarını oradan paylaşmaya başladı.
Onun için sanat, sadece bir hobi değil; aynı zamanda hayata tutunma biçimi oldu. Resimlerinde çocukluk hayallerini, yaşadığı zorlukları ve umutlarını yansıtan Salmanoğlu, eserleriyle engellerin aşılabileceğini gösteriyor.
“Düşlerimi insanlarla paylaşmak istiyorum”
Sanat yolculuğunu sürdürürken en büyük motivasyonunun başkalarına ilham vermek olduğunu dile getiren Salmanoğlu, “Düşlerimi insanlarla paylaşmak istiyorum” diyerek hayallerini evrensel bir dil olan sanatla anlatıyor.
Antakya’dan tüm dünyaya yayılan bu hikâye, yalnızca görme engellilerin değil, tüm insanlığın hayallerine sahip çıkması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.

