Hatay’da 6 Şubat depremlerinde yüzlerce kişinin ölümüne neden olan binaların müteahhidi Hikmet Günsay’ın birer birer tahliye edilmesi, mağdur ailelerin tepkisine yol açtı. Aileler, Günsay’ın son tutuklu bulunduğu Akademi City dosyasından da salıverilmemesi için Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, hakim ve savcılara çağrıda bulundu.
6 Şubat depremlerinde yerle bir olan Hatay’daki binaların müteahhidi Hikmet Günsay, açılan davalarda peş peşe tahliye edilmeye başladı. Günsay, şu anda sadece Akademi City dosyasında tutuklu bulunuyor. Ancak aileler, “Son dosyadan da serbest kalmasın” diyerek adalet çağrısı yaptı.
Öz Burak İnşaat ve Tartışmalı Geçmişi
2005 yılında Hikmet Günsay ve eşi Nurhan Günsay tarafından kurulan Öz Burak İnşaat, Hatay’da birçok konut projesiyle öne çıktı. Firma, reklamlarında “En iyi teknoloji, en iyi malzeme” ve “Yaşlanılacak konutlar” sloganlarını kullandı.
Ancak bu projelerden Atilla Eren Apartmanı, Buket Apartmanı, Alya Uçar Apartmanı, Elçiler Apartmanı ve Akademi City gibi yapılar, 6 Şubat depremlerinde tamamen yıkılarak yüzlerce can aldı.
“Sadece Beş Binam Yıkıldı, Vicdanım Rahat” Savunması
Tutuklandığı 22 Ağustos 2023’ten bu yana yargı önüne çıkan Hikmet Günsay, duruşmalarda dikkat çeken ifadeler kullandı.
Alya Uçar Apartmanı iddianamesinde, “Sadece 5 binam yıkıldı, vicdanım rahat” diyen Günsay, “Her şeyi yasal yaptım, beton ve demir kalitesi yeterliydi” şeklinde savunma yaptı.
Buket Apartmanı davasında ise, “Bu işi ehli insanlarla yaptım, bir kusurum olduğuna inanmıyorum” sözleriyle kendini savundu. 10 Nisan’da görülen duruşmada “Niye tutukluyum anlamıyorum, tahliyemi istiyorum” demesinin ardından tahliye kararı çıktı.
Benzer şekilde, Atilla Eren Apartmanı davasında da “Ben balçık zemine bina yapacak kadar vicdansız değilim” diyerek suçlamaları reddetti. Bu dosyadan da 26 Eylül’de tahliye edildi.
Ailelerden Adalet Çağrısı: “Kamu Vicdanı Yaralanıyor”
Depremde yakınlarını kaybeden aileler, Günsay’ın tahliyelerine sert tepki gösterdi.
Anne ve babasını Akademi City enkazında kaybeden Özgecan Uz, adaletin yara aldığını söyledi:
“O gün sadece sevdiklerimi değil, bir ömürlük güvenimi kaybettim. Tahliyeler adalete olan inancı sarsıyor, kamu vicdanını derinden yaralıyor. Müteahhitten denetçiye, belediyeden bakanlıklara herkesin sorumluluğu var. Biz intikam değil, gecikmeden tecelli eden adalet istiyoruz.”
“Serbest Kalırsa Kaçacağından Eminim”
Alya Uçar Apartmanı’nda oğlunu kaybeden Alev Demirok, gözyaşları içinde konuştu:
“11 yaşındaki oğlumu bu insanların yaptığı usulsüz binalarda kaybettim. Bu adam aylarca kaçtı, serbest kalırsa yine kaçacak. O, gün yüzü görmemeli. Benim çocuğum toprağın altında; o da özgür olmamalı.”
Demirok, Adalet Bakanlığı ve yargı organlarına seslenerek, “Eğer bugün ayakta durabiliyorsam, onun hâlâ hapiste olmasından dolayı” dedi.
“Deprem Davalarında Cezasızlık Algısı Derinleşiyor”
Atilla Eren Apartmanı davasında mağdur vekili olan Avukat Ecevit Alkan, yargı sürecinin ağır işleyişine dikkat çekti:
“Sanıklar uzun tutukluluk süreleri nedeniyle teker teker tahliye ediliyor. Oysa yargılama hızlansa bu durum yaşanmazdı. Mahkemelerin iş yükü fazla; bu yüzden her dosya ayrı ayrı değerlendiriliyor. Böylece deprem yargılamalarında cezasızlık algısı oluşuyor.”
Alkan, Adalet Bakanlığı’na çağrıda bulunarak, depremle ilgili ceza davalarına bakan mahkeme sayısının artırılması gerektiğini vurguladı.
“Adaletin Tecellisi İçin Son Dosyada Tutukluluk Sürsün”
Hataylı mağdur aileler, Hikmet Günsay’ın Akademi City dosyasından da serbest kalmaması gerektiğini belirtiyor. Onlara göre bu, sadece bir müteahhit davası değil; adalet sisteminin sınavı.
Aileler, hakimlere, savcılara ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a seslenerek, “Bu dosyalarda rakamlar değil, insanlar var” diyerek adaletin yerini bulmasını istiyor.

