Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Antakya trafiğine ‘çakar’ darbesi

6 Şubat depremlerinin ardından Hatay’da yaşam koşulları her geçen gün

6 Şubat depremlerinin ardından Hatay’da yaşam koşulları her geçen gün zorlaşıyor. Ulaşım sorunları vatandaşın sabrını taşırırken, şimdi de bu çileye ‘çakar’ kaosu eklendi. Toplu taşıma seferleri aksıyor, acil araçlar ilerleyemiyor. Vatandaşlar yetkililerden acil müdahale ve sıkı denetim talep ediyor.”

Bozuk yollar, kapanan kavşaklar, saatler süren trafik

Şehirde pek çok cadde ve kavşak uzun süredir ya tamamen kapalı ya da tek şeride düşmüş durumda. Altyapı çalışmaları nedeniyle açılan çukurlar, daralan yollar ve yönlendirme eksikliği, kent içi ulaşımı felç etti. Alternatif güzergâhların yetersizliği ve anlık yol kapatmalar, özellikle iş giriş ve çıkış saatlerinde trafiği kilitliyor. Toplu taşıma da bu durumdan ciddi şekilde etkileniyor; seferler aksıyor, duraklarda bekleyen vatandaşların sabrı tükeniyor.

“Çakar” ayrıcalığı: Trafikte yeni bir adaletsizlik

Vatandaşın tepkisini çeken bir diğer sorun ise bazı özel araç sahiplerinin yasa dışı biçimde taktığı “çakar”lar. Resmî araç izlenimi vererek trafikte öncelik sağlamaya çalışan bu araçlar, zaten sıkışık olan akışı iyice zorlaştırıyor. Siren veya çakar kullanarak yol isteyen bu kişilerin çoğunlukla kamu görevlisi olmadığı, hatta bazı araçların lüks otomobiller olduğu gözlemleniyor.

Hataylılar bu duruma tepkili:

“Gerçek acil araçlar bile ilerleyemezken, bazıları çakar takıp kendi yolunu açıyor. Bu, hem büyük bir saygısızlık hem de açıkça yasa ihlali.”

Denetim yetersiz, düzensizlik sistemleşti

Vatandaşlar, emniyet birimlerinden daha sıkı denetim ve ciddi yaptırımlar talep ediyor. Her geçen gün artan şikayetlere rağmen bu tür araçlara yönelik herhangi bir caydırıcı adım atılmaması, kentte güven duygusunu da zedeliyor.

“Sadece binalar değil, düzen de enkaz altında”

Hatay’da yaşanan bu tablo, sadece fiziksel yıkımın değil, kamu düzeninin de hâlâ toparlanamadığını gözler önüne seriyor. Aradan geçen 32 ayda inşaatlar yükselse de, kent hakkı ve yaşam kalitesi yerle bir olmuş durumda. Vatandaşlar, şehrin yeniden ayağa kalkmasının sadece betonla değil; adalet, denetim ve planlama ile mümkün olacağını söylüyor.

Bir Hataylı’nın ifadesiyle:

“Depremden sonra evimizi kaybettik, şimdi ise kentimizi kaybediyoruz. Lütfen artık biri bu çığlığı duysun.”

Yerel yetkililere çağrı:

Vatandaşlar, hem trafikteki “çakar” ayrıcalığına hem de genel düzensizliğe karşı acil denetim ve çözüm bekliyor. Aksi halde “normalleşme” sadece kâğıt üzerinde kalacak gibi görünüyor.