FIFA Başkanı Gianni Infantino’nun Şarm el-Şeyh’te düzenlenen Barış Zirvesi’ne katılımı, spor ve siyaset ilişkisini yeniden gündeme taşıdı. Infantino, 2026 Dünya Kupası’nda İsrail’in durumuna ilişkin soruya “Futbol jeopolitik emellerin parçası olamaz” yanıtını vererek, tarafsızlık söylemini öne çıkardı.
Ancak bu açıklama, FIFA’nın etik ve politik sorumlulukları açısından tartışma yarattı. Akademisyen Dr. Görkem Turaç, FIFA’nın İsrail’i uluslararası futbol organizasyonlarından men etmemesini ve uygulanan çifte standardı AA Analiz için değerlendirdi.
Gazze’deki sivil kayıplar nedeniyle Avrupa ülkeleri ve Türkiye, İsrail’e karşı yaptırım uygulanmasını talep ediyor. Rusya’nın işgalinin ardından FIFA’nın hızlı yaptırımlar uygulaması, İsrail konusunda gösterilen çekingenlikle karşılaştırıldığında, kurum üzerindeki çifte standart eleştirilerini artırıyor.
Tarih boyunca spor, siyasetten bağımsız olmadı. Olimpiyatlar ve Dünya Kupası gibi organizasyonlar, ideolojik rekabet ve diplomasi aracı olarak kullanıldı. Uzmanlar, FIFA’nın İsrail’e yönelik sessizliğini etik açıdan tarafsızlık değil, edilgenlik olarak yorumluyor.
Avrupa’daki bazı federasyonlar, İsrail’e yaptırım çağrısı yaparken, Almanya ve İngiltere sporun siyasal gerilimlerden uzak tutulması gerektiğini savunuyor. FIFA’nın önünde ise iki seçenek bulunuyor: Ya ekonomik ve diplomatik çıkarların gölgesinde kalacak, ya da küresel vicdanı dinleyerek etik bir kurum olma yolunu seçecek.