Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Tespit bizden değil! Uzmanından!

Burası, Antakya ile Defne

Burası, Antakya ile Defne ilçelerinin buluştuğu Sümerler Mahallesi’nin yanı başında! Ana caddeye bakan ara bir sokağın içinde yaklaşık 500 metre ilerleyince karşınıza çıkan dağın eteğinde. Düne dair ne kadar derine indiği henüz tespit edilemese de, eldekine beton ekleyenler kimler sahi? Yerel idare mi?Cevap net değil, ancak konu artık ‘Bakanlık’ incelemesinde!

Eldeki habere, “Antakya ile Defne’nin birleştiği noktada, eski Roma topraklarının hemen orta yerinde, ana caddeye bakan ara bir sokağın hemen ucunda, sessiz, sakin, ama bir o kadar da yorgun bekleyen taş bir kemer (köprü) var… Dün’e ekli bedenine ‘beton’ bir merdiven indirdiğimiz hani… Bildik mi? Yoksa unuttuk mu?” diye başlayıp, devam etmiştik. Haberin Ankara noktasında ve Bakanlık nezdinde karşılık bulduğunu söylemek keyif veriyor. Ancak, bu konuda bir araya geldiğimiz bir uzmanın ifadesiyle, ‘dün’ kokan bu taş kemere indirilen ‘beton merdiven’ vatandaşın işi değil! Yerel idare yapmış gibi görünüyor! Ama hangisi?
-BAKANLIK DEVREDE-
14.11.2017 tarihinde kamuoyu ile paylaştığımız haberin ardından konuyu gündemine aldığını öğrendiğimiz Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın talimatı ile harekete geçen Hatay Müze Müdürlüğü uzmanları, habere konu olan yerde bir inceleme yaptılar. İnceleme ve tespit aşamasına, haberi sizlerle paylaşan Antakya Gazetesi olarak bizler de katıldık.
-KURUMSAL, AMA KİM?-
Özetle söylenen mi?
“İncelemenin ardından buraya dair bulgular netleşecek. Ancak önemli bir yapı. Ancak öyle görünüyor ki, bu alana indirilen beton merdiven yapı vatandaşın değil, belediyenin bir uygulaması. Çünkü aynı benzer yapı, merdivenle beraber yol boyunca da duvar şeklinde sürüyor. Yani yolun hemen yanı başında kullanılan duvar ile merdiven aynı elden çıkmış gibi… Bu da işin kurumsal bir yapıdan çıktığını gösteriyor. Tabi böyle bir şey ‘nasıl’ olur da yapılır, bilmiyoruz. Bunun yanı sıra, taş kemerin üzerinden bir su tesisatı da geçirilmiş, sizlerin de ifade ettiği gibi. Bu konuda da bir düzenleme şart.”
Eldekine eklenen bu kelimeleri okudukça, akla, son haberimizin şu paragraf geldi:
“Cehennem nedir? Bence o, sevmeyi başaramamaktan dolayı acı çekmektir, demiş, Rus Yazar Fyodor Mihailoviç Dostoyevski. Eski Roma topraklarının dünya markasını bugün her karış toprağında ve o her karış toprağından çıkan ‘dün’ ile taşımaya devam eden Antakya’nın çektiği acı da buna mı dair? Yeterince sevilmemesinden mi? Eldekilerin terk edilmesi de bundan mı? Terk edilenlerin yok oluş hikâyelerinin biriktiği bugünden sarkanlar da tam olarak bu mu?” Tamer Yazar