Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Sığınak zorunluluğu geliyor: Hatay’daki projelerde olacak mı ?

Türkiye genelinde afetlere karşı güvenlik standartları yeniden şekilleniyor. AFAD koordinasyonunda

Türkiye genelinde afetlere karşı güvenlik standartları yeniden şekilleniyor. AFAD koordinasyonunda yürürlüğe giren yeni Sığınak Yönetmeliği, Hatay dâhil tüm illerde kamu binalarından alışveriş merkezlerine kadar birçok yapıya sığınak zorunluluğu getiriyor.

Türkiye’nin afetlere hazırlık kapasitesini artırmayı hedefleyen yeni Sığınak Yönetmeliği, metro tünelleri, alışveriş merkezleri, üretim tesisleri ve toplu konut projeleri gibi geniş bir yelpazede zorunluluklar getiriyor. AFAD koordinasyonunda hazırlanan düzenleme, Hatay Tramvay Projesi, yeni AVM yatırımları ve benzeri tüm projelerde uygulanacak.

Yeni sistemle birlikte, toplu yaşam alanlarının altında yer alacak sığınaklar, olası afet anlarında vatandaşlara güvenli alan sağlayacak. Yönetmelik, Türkiye genelinde eş zamanlı olarak yürürlüğe girdi ve 81 ili kapsayacak şekilde uygulanmaya başlandı.

Metro tünelleri ve millet bahçelerine sığınak zorunluluğu

Yeni düzenlemeyle mevcut metro hatları ve yapımı planlanan tüm tüneller, artık çift amaçlı kullanılacak. Bu yapılar, hem ulaşım altyapısı hem de afet durumunda sığınak görevi üstlenecek.

Ayrıca 15 bin metrekareden büyük millet bahçeleri için de yeni bir standart getirildi. Bu alanların en az %3’ü yer altı sığınağı olarak inşa edilecek. Böylece şehirlerin yoğun bölgelerinde, afet anında vatandaşların toplanabileceği güvenli alanlar oluşturulacak.

AVM ve otoparklara 2028’e kadar uyum şartı

Yeni yönetmelik, alışveriş merkezleri ve kapalı otoparklar için de ciddi yükümlülükler getiriyor. Tüm bu tesislerde, bodrum katlarda sığınak inşası artık zorunlu hale geldi.

İşletmelere, yeni düzenlemeye uyum sağlamaları için 2028 yılı sonuna kadar süre tanındı. Bu tarihe kadar sığınak altyapısını tamamlamayan tesisler için cezai yaptırımların uygulanacağı bildirildi.

Stadyum, otel, yurt ve bakım merkezlerine yeni standart

Düzenlemeye göre, 5.000 kişiden fazla kapasiteye sahip stadyumlarda, sığınak inşası artık bir zorunluluk. Bu sığınakların kapasitesi, toplam seyirci sayısının en az %3’ü kadar olacak.

Ayrıca 50 yatak üzeri oteller, öğrenci yurtları ve 25 yatak üzeri bakım merkezleri de kapsam içine alındı. Yaşlı, engelli ve çocuk bakım merkezleri, güvenli sığınak alanlarıyla donatılmak zorunda olacak.

Konut projeleri ve üretim tesisleri için de yeni yükümlülükler getirildi. 10’dan fazla bağımsız bölümü bulunan konutlar artık sığınak yapmadan ruhsat alamayacak. 2.000 m² üzeri üretim tesisleri ve 1.000 m² üzeri kamu yapıları da aynı zorunluluk kapsamında.

Okullar için betonarme zorunluluğu getirildi

Eğitim kurumları için getirilen yeni standartlara göre, okul binalarındaki sığınakların tavan kalınlığı en az 20 cm, duvar kalınlığı ise 30 cm betonarme olmak zorunda. Bu sayede, öğrencilerin ve personelin güvenliği afet anında maksimum seviyede korunacak.

Yeni yönetmeliğe göre, mevcut tüm sığınaklar bir yıl içinde denetlenecek. Denetimler sonunda TSE standartlarına uygun olmayan yapılar için güçlendirme zorunluluğu getirilecek.

Sığınaklar ayrıca erişilebilirlik standartlarına da uygun hale getirilecek. Yaşlı, hamile ve engelli bireylerin güvenli şekilde erişimini sağlamak zorunlu olacak.

Modern donanım şartı: Teknolojik güvenlik dönemi başlıyor

Kamu binalarında yer alacak sığınaklar, artık modern teknolojiyle donatılmış olacak. Yeni standartlara göre bu alanlarda:

24 saatlik jeneratör desteği,

Uydu telefonu, Wi-Fi ve sabit hat bağlantısı,

Yangın söndürme, ilk yardım seti, lavabo ve mutfak birimleri,

LED aydınlatma, radyo ve batarya destekli cihazlar yer alacak.

Ayrıca, TRT, afet anlarında tüm sığınaklara kesintisiz yayın ulaştıracak.

Kayıtlar AFAD sistemine işlenecek

Türkiye genelindeki tüm sığınakların bilgileri, AFAD veri sistemine kaydedilecek. Bu sayede, olası bir afet durumunda koordinasyon hızlı ve etkili biçimde sağlanabilecek.

Hatay başta olmak üzere büyükşehirlerde yürütülen bu dönüşüm, Türkiye’nin afetlere karşı dirençli şehirleşme politikası açısından tarihi bir adım olarak değerlendiriliyor.