Koç Holding şeref Başkanı Rahmi Koç’un geçtiğimiz günlerde “Bizden Haberler” dergisindeki röportajı oldukça ilgi ve dikkat çekicidir. Ders niteliğinde olan bu röportajdan bazı bölümleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Rahmi Koç özelikle ekonomi ve dış siyaset konularında çok önemli açıklamalarda bulunmuş,ülkemiz ile ilgili kayda değer tespitler yapmıştır.
Ekonomi açısından tespitleri ve söyledikleri özetle şunlardır: “Her ülkenin avantaj ve dezavantajları vardır. Ülkeler ekonomisinin politikasını ve dünyadaki konumunu buna göre idare etmek zorundadır. Türkiye’nin güçlü ve zayıf tarafları hepimiz için malumdur. Jeopolitik durumumuz kuvvetli yanlarımızdan biridir. Bunu en iyi şekilde değerlendirerek global oyuncuların arasına girmemiz kaçınılmazdır.”
Rahmi Koç’un bu açıklamaları üzerinde durmak, düşünmek ve doğruluk payının varlığını göz önünde tutmak suretiyle, ekonomi politikamıza yön vermek zorunluluğunda olduğumuzun ayırtına varmak gerekir.
Zira Koç’un da tespitine göre “ülkeler ekonomik güçlerine göre saygınlık görürler…”
Eğer ekonomi cephesinden saygınlık görmek istiyorsak ekonomimizin güçlü ve sağlam olması zorunludur.
Güçsüz bir ekonomiye sahip olan, dışa bağımlı bir ekonomik politika izlemek zorunda kalan ülkelerin, itibar ve saygınlık görmesi mümkün değildir.
Dünyada böyle bir saygınlığı görebilmek ve dünya ekonomileri arasında saygın bir yer edinebilmek için, sağlam , tutarlı ,inandırıcı ,ayağı yere basan bir ekonomik politika izlenmeli ve bu izlenecek politika da ,tüm dünya devletlerine duyurulup ,kabul ettirilmelidir..
İçinde bulunduğumuz ekonomik durumu ve var olan, tabloyu şöyle bir gözden geçirdiğimizde, ne yazık ki global oyuncular arasında yer almamızın çok zor olduğu sonucuna varmamız mümkündür.
Taşıma su ile değirmenin dönmeyeceği bir gerçektir. Kalıcı, tutarlı ve inandırıcı bir ekonomik politika izlemek suretiyle, sorunların üstesinden gelebilmek için çaba sarf edilmelidir. Uygulanacak politika kısa, orta ve uzun olmak üzere üç evrede uygulanmaya konulmalı ve sabırla sonucu beklenmelidir.
Eğer böyle bir politika uygulandığı takdirde global oyuncular arasında girmemiz ve orda kendimize etkin ve saygın bir yer edinmemiz mümkün olabilir.
Koç’un bu yoldaki tespitlerini ve önerilerini göz ardı etmemek, bu önerilerden yararlanmak ülkenin ekonomik geleceği açsından büyük bir önem taşır.
***
Rahmi Koç’un bir de dış politika ile ilgili görüşleri var. Bu görüş ve tespitlerde, ekonomik politika açısından olduğu gibi doğru ve isabetlidir.
Rahmi Koç’a göre dış politika “tavla oynar gibi değil, satranç oynar gibi “hesap edilmeli ve buna göre hareket edilmelidir….
Yani Koç’a göre: “dış politikada küsmek, darılmak, gücenmek yoktur. Dış politikada nokta yoktur. Yani cümlenin ucunun açık olması lazımdır. Dış politikada ne alıyorsunuz ne veriyorsunuz, çok ince hesap edilip ona göre götürülmesi icap eder…” Bu tespitte doğrudur.
Dış ilişkilerde duygusallık, küsmek, tüm ilişkileri hemen koparmak, doğru bir yol ve yöntem değildir. Her şey karşılıklı çıkar hesaplarına dayandırılır. Yani ne alıyorum, karşılığında ne veriyorum hesapları yapılmalıdır. Kişisel dostluklar, münasebetler, ilişkiler bir ülkenin dış politikasının belirlenmesinde etken olamaz. Aksine yarar değil, zarar getirir.
Bu nedenle dış ilişkilerde sağlıklı ve tutarlı bir yol izleyebilmek için, tıpkı satranç oyunundaki gibi hamleleri iyice hesap edip, ona göre hücum ve savunma oyununa geçmek gerekir. Böyle bir yol izlendiği takdirde de dış ilişkilerde başarılı olunur, saygın bir yer edinilir.
Bu nedenledir ki, Mustafa Kemal Atatürk “yurtta sulh cihanda sulh ilkesini” benimsemek ve uygulamak suretiyle, Türkiye’nin de dünya devletleri arasında saygın ve etkin bir yer edinmesinin yolunun açılmasını sağlamış idi.
Ama ne yazık ki, zaman zaman bu ilke unutulduğu ya da göz ardı edilmek suretiyle aksine bir yol izlendiği için, zor durumlarla karşı karşıya kalınmıştır.Oysaki “ülkeler güçlerine göre saygınlık görürler. Saygınlığınız olursa sözünüz geçer.”
“Saygı verilmez kazanılır” Saygı görmek için, saygıyı kazanacak tutum ve davranış içinde olunması gerekir. Saygın bir yer edinebilmek içinde buna uygun plan ve projeleri arayıp bulmak ve uygulamaya sokmak zorunludur. Bir kez daha yineliyoruz. “Saygı verilmez, kazanılır…”
YORUMLAR