Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kadın Meclisi isyan etti: “Cezasızlık düzeni kadınları öldürüyor”

KESK Hatay Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı

KESK Hatay Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde artan kadın cinayetlerine, cezasızlık politikalarına ve aile odaklı uygulamalara dikkat çekerek “Eşit, özgür ve şiddetsiz bir yaşam için mücadeleyi sürdüreceğiz” mesajı verdi.

KESK Hatay Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında basın açıklaması yaptı. Açıklamayı KESK Hatay Şubeler Platformu Hukuk Sekreteri Zeynep Kırıkkaya okudu.
Kırıkkaya, 25 Kasım’ın, 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı mücadele ettikleri için katledilen Mirabal Kardeşler anısına ilan edildiğini hatırlatarak, kadınların kararlılığının bugün de devam ettiğini söyledi. Erkek egemenliğine, savaşa, yoksulluğa ve sömürüye karşı yaşamı savunduklarını belirten Kırıkkaya, “Şiddetsiz, eşit ve özgür bir yaşam için mücadelede kararlıyız” ifadelerini kullandı.

“Dilovası’ndaki iş cinayeti düzenin sonucudur”

Açıklamada, son günlerin en çarpıcı olaylarından biri olarak görülen Dilovası’ndaki iş cinayetine de dikkat çekildi. Yaşamını yitiren altı kadın için başsağlığı dileyen Kırıkkaya, bu olayın “kaza” ya da “kader” ile açıklanamayacağını vurguladı. KESK’in, güvencesiz ve kayıt dışı çalışmanın ortadan kaldırılmasını ve tüm sorumluların hesap vermesini talep ettiği belirtildi.
Kadına yönelik şiddet verileri paylaşıldı
Zeynep Kırıkkaya, güncel şiddet verilerini paylaşarak kadınların yaşamın tüm alanlarında risk altında olduğunu dile getirdi. 2024 yılında en az 394, 2025’in ilk dokuz ayında ise 290 kadının öldürüldüğünü aktaran Kırıkkaya, öldürülen kadınların çoğunluğunun aile içinde hayatını kaybettiğine dikkat çekti. Kadın çalışanların yüzde 45’inin son bir yılda şiddete maruz kaldığını ifade eden Kırıkkaya, “Bu tablo kadınların evde, iş yerinde, sokakta ve üniversitelerde sistematik olarak şiddet ve ayrımcılığa uğradığını ortaya koyuyor” dedi.
“Hukuki mekanizmalar işletilmiyor” eleştirisi
KESK Kadın Meclisi, kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda hükümetin gerekli adımları atmadığını savundu. Açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin iptal edilmediği, 6284 Sayılı Kanun’un etkin uygulanmadığı ve ILO’nun 190 sayılı sözleşmesinin hâlâ imzalanmadığı hatırlatıldı. Ayrıca, yargıda cezasızlık politikalarının sürdüğü ve faillerin korunabildiği yönünde eleştiriler getirildi.
Kırıkkaya, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi yürüten kadın ve LGBTI+ örgütlerinin hedef gösterildiğini belirterek, ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakkının kısıtlandığını ifade etti.

“Şiddeti meşrulaştıran söylemler kabul edilemez”

Açıklamada, yaşam tarzına yönelik müdahaleler, kadınların giyim-kuşamına dair açıklamalar ve aile odaklı politikalar da eleştirildi. Yeni yasa teklifleri ile kazanılmış hakların geriye götürülmeye çalışıldığı savunularak, kadınların çalışma yaşamından doğurganlık tercihine kadar birçok alanda baskı altında olduğu kaydedildi.
Suriye’deki kadınlara yönelik şiddete dikkat çekildi
KESK Kadın Meclisi, Suriye’de Alevi, Dürzi, Ezidi, Hristiyan ve Sünni kadınlara yönelik saldırılara da değindi. Açıklamada, kadınlara yönelik kaçırma, istismar ve şiddet iddialarının kabul edilemez olduğu belirtilerek, Türkiye’nin bu konuda sorumluluk üstlenmesi gerektiği ifade edildi.
KESK’in talepleri
Basın açıklamasında hükümete yönelik talepler sıralandı:
• Cinsiyetçi iş bölümünü derinleştiren politikalara son verilmesi,
• Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe oluşturulması,
• 6284 Sayılı Kanun’un etkin şekilde uygulanması,
• İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi,
• ILO 190 sayılı sözleşmesinin imzalanması ve uygulanması,
• Kadınların bakım yükünü artıran politikaların sona ermesi,
• Güvenceli istihdamın sağlanması,
• Suriye’de kadınlara yönelik baskı ve şiddetin önlenmesi için gerekli adımların atılması.
KESK Hatay Kadın Meclisi açıklaması, “Kadınların eşit, özgür ve şiddetsiz bir yaşam mücadelesini sürdüreceği” vurgusuyla son buldu.