158 gündür tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı, YouTube yayınındaki sözleri nedeniyle yargılandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme Altaylı’yı tahliye etmezken karar, basın örgütleri ve hukuk çevrelerince sert biçimde eleştirildi.
Altaylı’nın Yargı Süreci
Gazeteci Fatih Altaylı, YouTube kanalında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında yaptığı açıklamalar nedeniyle 22 Haziran’dan bu yana tutuklu bulunuyordu. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Marmara Cezaevi kampüsünde görülen ikinci duruşma, planlanan saatten yaklaşık 50 dakika gecikmeyle başladı.
İddianamede Altaylı’nın TCK 310. madde kapsamında “cumhurbaşkanına fiilî saldırı ve tehditle” suçlandığı belirtiliyor. Savcılık bu suçlama doğrultusunda Altaylı için “beş yıldan az olmamak üzere” hapis cezası talep etti.
Savcı Ceza Talebinde Israrcı Oldu
Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını yineleyen savcı, Altaylı’nın cezalandırılması ve tutukluluk hâlinin devamı yönündeki talebini tekrarladı. Erdoğan’ın avukatı da bu talebe destek verdi.
Savunmasını yapan Altaylı, konuşmalarının hiçbir şekilde tehdit niteliği taşımadığını vurguladı ve beraat istedi. “Cumhurbaşkanının benim konuşmamdan korkması mümkün değil. Programında hiçbir değişiklik olmamış. Ben sadece fikrini söyleyen bir vatandaşım,” dedi.
Altaylı: Hem Bana Hem Cumhurbaşkanına Haksızlık
Altaylı, sözlerinin bağlamından koparıldığını savunarak geçmiş davalardan örnekler verdi. “Urla Davası’nda bile darbe girişimi sonrası yargılananların çoğu ‘cumhurbaşkanına tehdit’ suçlamasından beraat etti,” sözleriyle mütalaayı eleştirdi.
Savunmasında, “Bu durum çok gereksiz. Haksızlığa uğradığımı düşünüyorum,” ifadelerini kullanan Altaylı, kendisinin şiddetle ilişkilendirilecek bir yönü olmadığını belirtti.
Avukatlar: Suçlama Abesle İştigal
Altaylı’nın avukatı Ömer Teker, müvekkilinin 158 gündür tutuklu olduğunu hatırlatarak dosyada sadece tek bir delil bulunduğunu vurguladı. “Cumhurbaşkanının bu sözlerden korkmuş olabileceği iddiası abesle iştigal,” diyerek beraat talep etti.
TBB Başkanı Erinç Sağkan ise tutukluluğun basın özgürlüğüne ciddi bir müdahale olduğunu ifade etti. “Bu tutukluluk tamamen hukuka aykırı. Kaçma şüphesi yok. Bu süreç artık cezalandırmaya dönüştü,” dedi.
Mahkeme 4 Yıl 2 Ay Ceza Verdi, Tahliye Etmedi
Mahkeme heyeti, aranın ardından Altaylı’ya 5 yıl hapis cezası verdi; iyi hâl indirimiyle ceza 4 yıl 2 ay olarak açıklandı. Heyet, adli kontrolün yetersiz kalacağı gerekçesiyle Altaylı’nın tahliyesini reddetti.
Kararın ardından Altaylı, elindeki kağıtları havaya fırlatarak tepki gösterdi. İzleyiciler kararı yuhalarken mahkeme heyeti salonu terk etti.
RSF’ten Sert Tepki
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, kararın basın özgürlüğü açısından son yılların en ağır yaptırımlarından biri olduğunu belirtti.
“Yıldırıcı bir mesajdır. Eleştirel gazetecilere yönelik sert bir gözdağı niteliği taşımaktadır,” açıklamasını yaptı.
TGC: Gazetecilik Suç Değildir
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) de karara tepki gösterdi.
“Gazetecilerin yargı eliyle baskı altına alınması halkın haber alma hakkının engellenmesidir. Gazetecilik tutukluluk nedeni olmamalıdır. Altaylı ve tüm tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyoruz,” değerlendirmesinde bulundu.
Altaylı’nın Yayındaki Sözleri Tartışma Yaratmıştı
Altaylı, 21 Haziran’da yaptığı yayında AKP seçmeninin bir bölümünün siyasal tutumunu yorumlarken Osmanlı döneminde yaşanan padişah suikastlarına atıfta bulunmuş, “Bu millet hoşuna gitmediğinde padişahını bile boğmuş bir millettir” sözleri tartışmanın odağı olmuştu.
Yayının ardından Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, Altaylı’nın konuşmasını kesilmiş bir bölümle paylaşarak hedef göstermiş ve süreç gözaltı ile başlamıştı. Altaylı, ertesi gün tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

