Saadet Partisi Hatay Milletvekili Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, bölgedeki narenciye üreticileriyle bir araya gelerek sahada yaşanan sıkıntıları yerinde değerlendirdi. Üreticilerin yıllardır giderek büyüyen bir ekonomik çıkmazla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Çalışkan, hem ziyaretinin ardından yaptığı basın açıklamasında hem de TBMM Genel Kurulu’nda konuyu gündeme taşıyarak “Narenciyede üretici can çekişiyor” ifadeleriyle hükümete acil önlem çağrısı yaptı.
“Don vurdu, maliyet dörde katlandı”
Bölgedeki üreticilerin bu yıl ciddi bir darbe aldığını belirten Çalışkan, özellikle don olaylarının narenciye bahçelerinde büyük hasara neden olduğunu aktardı. Üreticilerin ürünü kurtarabilmek için yoğun gübre ve ilaçlama yapmak zorunda kaldığını söyleyen Çalışkan şu değerlendirmelerde bulundu:
“Don felaketi bahçeleri resmen yaktı. Üretici, meyveyi kurtarmak için iki kat gübre, fazla ilaç kullanmak zorunda kaldı. Maliyetler birkaç kat arttı. Sadece işçilik maliyeti kilo başına 4 lirayı bulurken çiftçi ürünü 1 liraya dahi satamıyor. Tonlarca narenciye alıcı olmadığı için tarlada çürümeye terk ediliyor.”
“Hatay, Türkiye’nin narenciye deposu”
Hatay’ın narenciye üretimindeki stratejik konumuna dikkat çeken Çalışkan, Dörtyol–Erzin–Samandağ hattının ülke ekonomisi açısından kritik önem taşıdığını söyledi. Üretimin sürdürülemez hale geldiğini vurgulayan Çalışkan, “Bu bölge Türkiye’nin narenciye deposudur. Bugün üretici ekemezse gelecek sezon narenciye bulmak hayal olur” dedi.
Meclis’te ‘Milli Narenciye Politikası’ çağrısı
Milletvekili Çalışkan, Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada da çözüm önerilerini sıralayarak hükümete kapsamlı bir politika oluşturma çağrısını yineledi. Çalışkan, narenciye krizinin aşılabilmesi için şu önerileri dile getirdi:
- Türkiye’nin gecikmeden “Milli Narenciye Politikası” ilan etmesi,
- Kamu kurumlarında portakal suyunun milli içecek olarak kabul edilerek tüketimin teşvik edilmesi,
- Üreticiyi ayakta tutacak destek ve alım mekanizmalarının güçlendirilmesi.
Çalışkan, narenciye üreticisinin yaşadığı darboğazın yalnızca küçük bir bölgesel sorun değil, ülke tarımı ve gıda güvenliği açısından acil çözüm bekleyen bir başlık olduğunu vurguladı.

