Tüm bu kameralar ne işe yarıyor?

Bir dönem ‘gezi’ teknelerinin hareket noktası olarak kullanılan, Asi Nehri’nin Antakya kent merkezindeki yerinin sürekli kendini tekrar eden kirli haline bakıp da soranlar, merak ediyor…

Duvarlarında ‘aşka’ dair, ‘küfre’ dair, hatta ara ara ‘siyasete’ dair çok şey var. Ellerinde sprey boyalarla buraya gelen gençler, şehrin her tarafına hakim bu alana bir şeyler yazmanın telaşında, çok da yasal olmayan bir özgürlük yaşıyorlar aslında. Garip olan, bu özgürlüklerini, bu alana ekli kameraların olduğu bir yerde yaşıyor olmaları… Üzerinde, ‘Bu köprü, 24 saat kamera sistemi ile izlenmektedir’ diyen

ve altında da Antakya Belediyesi yazan bir uyarının gölgesinde yaşıyor olmaları… Bahane, ‘kameralar, olayın yaşandığı alanı görmüyor’ mu? O zaman görmesini sağlayalım mı? Aslında bu kameralara rağmen köprünün geldiği hali de izleyenler olarak, bunun bir faydası olur mu, bunu da merak ediyoruz!

Bir vatandaşın dediği gibi: “Kaç kez temizlendi burası? Ben hatırlamıyorum. Yine temizlenir mi? Sonra? Yine kirletilecek. Daha fazla yazılar eklenecek. Eline sprey boya alanlar burayı istedikleri gibi kullanacak. Yapılması gereken ne, biliyor musunuz? Ceza verecekler. Kamuya ait bir alanı kirletmekten ceza verecekler. Bu da örnek olacak. Ama benimkisi hayal! Yere çöp atmanın ceza gerektirdiği ve bu cezayı da zabıtanın kesmesi gerektiği bir şehirde olması gereken şey oluyor mu? Olmuyor… O yüzden de ne çöpümüz bitiyor ne kirimiz! Biraz da bundan, siz haber yapmaya ve biz de konuşmaya devam ediyoruz.”                                    Tamer Yazar