Biliyor muyuz?
Önceki gün paylaşılan bir istatistik, dünyada öne çıkan bazı kentlerin 2016 yılı turizm istatistiklerini sıraladı. Listede, mimarisi ve lüks tüketimi ile Dubai öne çıkarken; Barselona, Paris, Londra ve New York gibi kentler gerilerde kaldı. Peki, Antakya da bir gün bu listeye girer mi?
Antakya’nın ‘inanç turizmi’ başlığında sahip olduğu tarihi emanetlerin listesini sıralamak değil, bugüne dair haberimizin gayesi! Ama eldekinin karşılığını almak için ne yaptığımız ya da ‘ne yapmadığımız’ gerçeği! Konu o yüzden, kent içindeki ‘yön tabelalarının’ ötesine geçemiyor maalesef! Özellikle de, ‘bacasız sanayi’ diye adlandırılan turizm sektörünün omuzlanma şekli adına!
-NE ZAMAN DEĞİŞİR?-
Sayfadaki fotoğraflar, Antakya kent merkezinde, Palladium alışveriş merkezine inen yolun hemen başında! Türkçe anlayanlar için tabelayı okumak oldukça kolay! Yukarıdan aşağıya sıralanan ‘St. Pierre Kilisesi, Yeni Arkeoloji Müzesi, Habib-i Neccar Camii ve Ulu Camii” isimlerine bakıp da gideceğiniz yönü tayin etmek çok kolay! Türkçe bilmeyenler mi? Kent idarecilerimiz onları da düşünmüş? Yukarıdan aşağıya sıralanan ‘Church, Museum ve Mosque’ ile bu işi hakkıyla (!) kotarmış! Eldeki ‘İngilizce’ bu kadar deyivermiş! Böylece, ‘turizm neden para kazanamıyor’ sorusuna da nereden başlamamız gerektiğini bir güzel ortaya koymuş.
Merak edileni soralım mı? Sahi, bazılarını değiştirdik değiştirmesine de, diğer geri kalanlar için ‘yaz dönemini’ mi bekliyoruz? -Tamer Yazar-