Hatay’da Durum Ne?
Dönemin Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, öğrencilere yapılacak ‘yardımlar’ konusunda bir Genelge yayınlamış ve konuya ilişkin olarak 81 İl’in İl Milli Eğitim Müdürlükleri bu konuda uyarılmıştı. Uyarı mı? Netti! İhtiyaç sahibi öğrencilere yönelik yardımlar basın önünde gerçekleştirilmeyecekti! Peki, Hatay karnesinde buna dair ne var?
Tarihler 1991 senesini gösterirken, dönemin Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, “Öğrencilere Yapılacak Yardımlar” konulu bir Genelge yayımladı. Bakan Çubukçu, yayımladığı Genelge’de, Milli Eğitim Temel Kanunu’nda, öğrencileri “Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan, yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek” hükmünün yer aldığını anımsattı. Anımsatırken de, okullarda sık sık yaşanan ‘yardım’ çalışmalarının basına yansıyan hallerine işaret etti ve bu duruma Bakanlık olarak bir ‘set’ çekmek istediklerinin altını çizdi.
-UYARI 81 İL’E-
Bakan Çubukçu’nun buna dair mesajı, Genelge’nin gönderildiği 81 İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yönelik oldu ve söylenenler de, bu anlamda oldukça net ve oldukça açık ifadeler içeriyordu.
İşte o Genelge ile yansıyan uyarı:
“…Bakanlığımıza bağlı okullarımızda öğrenim görmekte olan yardıma muhtaç öğrencilerimizin ihtiyaçlarının
karşılanmasına destek olmak amacıyla gerek okul aile birliği gelirlerinden, gerek hayırsever kişi, kurum ve kuruluşlardan sağlanan gelirlerin öğrencilere ulaştırılmasında;
Öğrencilerin kişilik ve psikolojik gelişimlerini olumsuz yönde etkileyecek davranışlardan kaçınılması… Yardımların, basın-yayın huzurunda, toplu tören şeklinde yapılmaması… Öğrencilere, kendi sınıf ve okul arkadaşları arasında yardım ediliyor izlenimi verilmemesi… Yardımların, etik değerlerimize uygun olarak ve reklam yapılmadan gerçekleştirilmesi öğrencilerimizin ruhsal yönden sağlıklı ve kişilikli olarak yetişmeleri açısından büyük önem arz etmektedir. Uygulamanın, belirtilen hususlar çerçevesinde gerçekleştirilmesini önemle rica ederim…”
-SON ÖRNEK REYHANLI-
Eski bir Bakanlık Genelgesi olmasına rağmen, olması gereken bir ‘vicdan’ içeriği sunan ‘uyarıların’ Hatay genelindeki Bakanlık okullarında neden ‘istendiği’ ve ‘beklendiği’ gibi uygulanmadığını soranlar, bu konudaki asıl sorumluluğun İl Milli Eğitim’de olduğuna işaret ediyor, ancak Hatay Valiliği’nin de bu kurumsal işleyişe omuz vermesi gerektiğinin de altını çiziyor. Bu konuda yaşanan son (!) örnek, Anadolu Ajansı üzerinden tüm abonelere servis edilen bir haberle, Reyhanlı ilçesinden geldi. Bir siyasi partinin ‘gençlik kolları’ ile bir derneğin yardım çalışmasına sahne olan Reyhanlı Tayfur Sökmen İlkokulu, söz konusu Genelge’de söylenenlerin aksi yönde bir ‘yardım’ çalışması ile ‘Hatay bu konuda nerede’ sorusuna cevap aradı!
-100 ÖĞRENCİ-
Yapılanlara dair konuşan bir velinin ifadesi, ortaya konması gereken hassasiyete dair:
“Yardım haberlerini okumak gibisi yok. İnanın insanın ruhunu besliyor bu tür haberler. Keşke bizlerin de yardım yapanlar kadar imkanı olsa da herkese ulaşabilsek. Ama olmuyor. İmkanlar el vermiyor. İmkanı el verenlere o yüzden teşekkür etmek lazım. Ama… Yardımın özelliği nedir? Bir elin verdiğini diğer elden saklamak değil mi ? Usul bu değil mi? Yardım alanın çaresizliğini diğerlerine göstermemek, olması gereken değil mi? Sizin dediğiniz haberin fotoğraflarına bakınca, inanın kalbim cız etti. Hele ki küçük bir öğrenci omuzuna almış siyah bir yardım poşetini. Onu o şekilde fotoğraflamışlar. Abartmıyorum, ağlayasım geldi. Üzüldüm. Bu çocuklar yardımın keyfinde, gülümsemesinde dururken fark etmiyorlar belki ama, peki büyükler? Onlar bu duruma nasıl oluyor da izin veriyorlar? Bir de bu konuda sizlerin haberleriyle bu kadar gündeme geliyor. Bilmiyorlar mı? Sahi, buna dair habere mi ihtiyaçları var? Genelgeyi unuttular mı? Bir zahmet unutmasınlar. Lütfen unutmasınlar.”
-İSİMLER OKUNUYOR-
Haberde dikkati çeken en önemli ayrıntı, yardım alan okul öğrencilerinin isimlerinin haber metni içinde ‘yazılmamış’ olması. Ancak ‘en azından bu yapılmış’ demeye hazırlananları, gözden kaçan başka bir detay karşılıyor! Zira işin ‘trajik’ kısmı, isimleri yayınlanmayan çocuklara teslim edilen yardım poşetlerinde, yardımı alan çocukların isimlerinin ‘okunur’ şekilde yer almış olması! Bu ise, fotoğraflanan ve bir şekilde ismi de paylaşılan çocukların ‘Genelge’ dışına çıkmış bir yardım (!) haberine istenmeyecek bir biçimde haber olması anlamına gelmiş. Sonuç mu? Olmamış! Bu yardım, ‘şekil’ itibariyle hiç olmamış! Hele ki eldeki ‘eski’ bir Genelge’nin uygulayıcıları adına Hatay karnesini bir kez daha kırıklarla doldurmuş! -Tamer Yazar-