Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Antakya’da Kültür-Sanat

Hazırlayan: Mehmet Karasu Antakya

Hazırlayan: Mehmet Karasu

Antakya Kitaplığı
Enver Ercan-Sen Sözcüğün Tekisin!/Haz. Özge ERCAN
Sayın Ercan’ı geçtiğimiz hafta başında yitirdik.
Kızı, Özge Ercan, şairle ilgili makaleleri “Sen Sözcüğün Tekisin” adlı kitapta topladı yakın bir geçmişte.
Şiirle ilgilenen herkesin kitaplığında bulunması gereken önemli bir eser.
“Enver Ercan’ın şiiri yumuşak, lirik bir şiirdir. Belirttiğim gibi küçük harflidir. Asla büyümsenmez. Ne var ki, bu şiirin dile getirdiğim özellikleri onun kompleks bir şiir olmasını engellemez. Aksine, Ercan’ın şiiri yazılıp yayımlandığı tüm dönemlerde kendi karmaşasını içinde taşımıştır. Kendi karakteristiğini çok güçlü şekilde ifade etmiş bir şiirdir bu. Çok daha ayrıntılı incelemelere ihtiyaç duyar. Türkçenin en duyarlı, doğrudan Türkçeyi özne edinmiş bir şiirdir. Ercan’ın şiirindeki mesele doğrudan Türkçedir, diğer tüm ögeler ve belirleyiciler ona içkin olarak belirir.”
-Hasan Bülent Kahraman-(Tanıtım Bülteninden)

Konuk Yazar
Oblomov, Enver Ercan’ı Tanıdı Mı?/Mustafa KÖZ
İvan Aleksandroviç Gonçerov, kahramanı Oblomov’u yaşatırken tembelliğin herkes için bir hak olduğunu da düşünüyor olabilirdi. Ancak tembelliğe zaman bulamayan yazarlar içinse “zaman”, yalnızca üretmeye ve hayal kurmaya yarayan bir sonsuzluk diliminden başka da bir şey değildir. Bu yazarlar, ürettikçe bu sonsuzluk dilimlerinden herkes için yeni giysiler dikerler. Yaratılanlar bir şiir olabilir. Bir öykü, bir deneme, bir roman, bir oyun, bir masal ya da başka bir şey.
Üretken yazarlar, yalnızca kendi yazdıklarına değil, başkalarının dağarcıklarına da bakarak onları okurla buluştururlar. Bu buluşmalar, bu yazarlar için de okurlar için de apayrı bir keyif, apayrı bir zenginliktir. Bu zenginlikle beslenir, bu zenginlikle daha da aydınlanır onlar.
Enver Ercan da ömrünü yazıya ve şiire veren o gümrah, velut yazarlardandır. Yalnızca kendi yaşamından çıkardıklarıyla değil, başka yazarların, özellikle de şairlerin yaşamlarından aldığı “şiir terbiyesi”ni bir “yaşam görgüsü”ne dönüştürmüştür.
Değil mi ki “büyük trajediler”i olmayan insanların büyük şiirleri de olmayacaktır. Öyleyse usul ve kendiliğinden olan her şey, onun için içtenlikli bir şiirin kapılarını aralayabilir ancak. Yeter ki şiir, “yalansız” yazılsın. Enver Ercan’ın şiirde kurmak istediği tek ve yalın gerçeklik budur.
Şairin de ustası sayabileceği Cemal Süreya’nın “Şairin hayatı şiire dahil.” sözü, Ercan’ın şiir düşüncesinin özü sayılabilir. Şiiri süslü sözde, belagatte, saf imgede aramak, bir tavuğu altın suyuna batırılmış bir yumurtayla kuluçkaya yatırmaya benzer. Oysa o tavuk, altın değil, sadece yumurta bırakacaktır kümesine. Gerçek olan da budur. Ercan’ın aradığı şiir de buradadır. Gerçek ve süssüz bir şiir.
“Gerçek ve süssüz” eda, şairin yalnızca şiirinin değil, yaşamının da karşılığıdır. Bu iki sıfata yapışacak üçüncü sıfat da “titizlik” olabilir. Şiirinde ve söyleşilerinde, derlemelerinde bu titizlik, onu boş sözün safralarından da arındırır. Bunun için şiirini her kitabında “söz”ün haddesinden, “zaman”ın imbiğinden geçirmiştir.
İyi şairlerde olması gereken sabırdır belki de ona bu inceltilmiş şiiri yazdıran. Öyledir de. Çok söz, tacirin, öz söz şairin işi değil midir? Enver Ercan’ın kendi şiirinde yaptığı da bu yalınlaşmadan, inceltmeden başka bir şey değildir. Başka şairlerden beklediği de bu olmalıdır. İyi şairler sözü çarçur etmezler çünkü. Mıcırsız molozsuz bir şiirdir aradığı.
“Okur, bu yolculuğun neresindedir?” diye sorarsanız da iyi şairlerin iyi okurları olur, diyebiliriz. Ercan, beslendiği iyi şairlerin adlarını dergilerinde, şiirlerinde, sohbetlerinde o iyi okurların kulaklarına fısıldamıştır her zaman.
Bu kitap da şairin onca yıllık şiir birikimini yeni okurların kulaklarına fısıldamak için küçük, alçak gönüllü bir armağan yalnızca.

Haftanın Şiiri
Görecek Günler Var Daha/ Rahmi Emeç
-istanbul’un şiir ağbisi
enver ercan’a
rüyadayım,
uykunun köprüsünden geçiyorum birgün
şifresini çözmüş gibi büyük bir sırrın*
1.sahne:
istanbul dağınıklığı yol boyu
martılar, denizden kadıköye doğru
rüzgarla birlikte dalıp dalıp çıkıyor
vapurların yorgunluk seferi oradan oraya

hayat biriktirmiş eski bir yapıdayız
duvarları şairler albümü bir salonda
sözcükler bu kadar mı anlam yüklenir
bu kadar mı içmize içimize bakar fotoğraflar

2.sahne:
rüya bu işte
sözde bildiri hazırlıyorum ben
ispirto kokuyoruz teksirin başında
sudkostik hazırlıyorum kolumda afişler

sonra nefeslenmek için
şiir okuyorsun bana teksir kâğıtlarından
ahşap bir masaya ağırlık yapıyor sesin
elinde nasıl bir kalem o, hep şiir söylüyor

3.sahne:
fötr şapka giydirilmiş incelikle bakıyorsun
o sıra, aynadan loş odaya akan beyazlık görüyorum
saksıda çiçeklerin durağan serinliği

yağmur pencereyi dövüyor akşam mı ne
dışarıda çoğalan sesler beni çağırıyor
afişleri alıp gidiyorum alelacele
ispirto kokusu benimle geliyor güya
sana kalıyor teksir kâğıtları şiir olsun diye

4.sahne:
rüya bu ya
kadıköy’ü kiralamışız çekimler için
bir masanın başındayız başka şairler de var
sözcük alıp veriyoruz heyecanla
veresiye defteri elinde herkesin
özenle tutuluyor hesabı harflerin

hayat denen oyuna açılmış kâğıtları topluyorsun
sonra karıp dağıtıyorsun denk gele
birlikte bir şiiri çekiştiriyoruz ve dilinde
şiirleri tane tane okumanın berraklığı
belli ki o şiirden tutunuyor(sun) hayata*

5.sahne:
yeni yazılmış şiirler gibi kapının eşiğinde
arkadaşlık kokan yazın gölgesindeyiz
mutlu bir istanbul sabahını koyuyoruz önümüze
sesimiz boğazın sesine karışıyor
-görecek günler var daha,
anıları kar topluyor (olsa da) inceden*
*bold dizeler e.ercan’a aittir.

HAFTANIN SANAT GÜNDEMİ
Enver Ercan hayatını kaybetti
Şair Enver Ercan 60 yaşında hayatını kaybetti. Enver Ercan bir süredir kanser tedavisi görüyordu.
Varlık Dergisi genel yayın yönetmeni, Yasakmeyve Komşu Yayınları İmtiyaz Sahibi Şair Enver Ercan 60 yaşında hayatını kaybetti. Enver Ercan bir süredir kanser tedavisi görüyordu.
Enver Ercan KİMDİR:
21 Ocak 1958’de İstanbul ‘da doğan Ali Enver Ercan, Güneş, Sabah, Yeni Düşün, Varlık gibi gazete ve dergilerde edebiyat sayfaları hazırladı, yayın yönetmenliği yaptı. Broy, Gösteri, Milliyet Sanat, Yeni Düşün, Yeni Olgu, Varlık gibi dergilerde şiirleri yayımlandı.
Eksik Yaşam (1977), Sürçüyor Zaman (1988), Geçtiği Her Şeyi Öpüyor Zaman (1997) adlı şiir kitaplarını yayımladı, Yunus Nadi ve Cemal Süreya şiir ödüllerini aldı.
Varlık Dergisi’nin yayın yönetmenliğini uzun yıllardır sürdüren Enver Ercan, şiir kitapları yayımlayan bir yayınevinin de sahibiydi.
Fabrika işçiliğinden yazı işçiliğine geçen Enver Ercan, Türkiye Yazarlar Sendikasında (TYS) 3 dönem başkanlık yaptı. (Oda Tv)
64. Sait Faik Hikâye Armağanı sahibini arıyor
Bu yıl 111 yaşına giren Sait Faik Abasıyanık anısına her yıl bir öykücüye verilen ve Darüşşafaka Cemiyeti ve İş Bankası Kültür Yayınları iş birliğiyle düzenlenen 64. Sait Faik Hikâye Armağanı’na başvurular başladı.
Başvuru yapacakları hikâye kitabından on (10) nüshayı başvuru dilekçesi ile birlikte, 9 Mart, saat 17.00’ye kadar teslim etmesi gerekiyor.
Darüşşafaka Cemiyeti tarafından yapılan açıklamada, yarışmaya katılacak hikâye kitaplarının 2017 yılında yayımlanmış olması, daha önce herhangi bir ödül almamış olması gerektiği ve daha önce aynı armağanı kazanmış yazarların yarışmaya katılamayacağı vurgulandı.
Seçiciler Kurulu tarafından yapılacak değerlendirmenin ardından, sonuçların bu yıl mayıs ayı içinde açıklanacağı ifade edildi.
Doğan Hızlan’ın başkanlığında toplanacak Seçiciler Kurulu, Hilmi Yavuz, Nursel Duruel, Jale Parla, Murat Gülsoy, Metin Celal ve Beşir Özmen’den oluşuyor.
Bugüne kadar Haldun Taner, Orhan Kemal, Necati Cumalı, Adalet Ağaoğlu, Ayşe Kulin, Selim İleri, Oya Baydar, Bilge Karasu, Yekta Kopan, Mehmet Zaman Saçlıoğlu gibi yazarların kazandığı Sait Faik Hikâye Armağanı geçen yıl En Eski Yüz adlı kitabıyla Pelin Buzluk’a verilmişti (Sözcü)

Yazar, Mimar Cengiz Bektaş’a Mimar Sinan Büyük Ödülü
Mimarlar Odası’nın 16. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri kapsamında verilen ‘Mimar Sinan Büyük Ödülü’ne Evrensel yazarı Cengiz Bektaş layık görüldü.
Mimarlar Odası’nın 16. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri kapsamında verilen “Mimar Sinan Büyük Ödülü”ne, tüm meslek hayatı boyunca verdiği eserleri ve mimarlığa geçen hizmetleri nedeniyle Evrensel yazarı Cengiz Bektaş layık görüldü. Bektaş, mimari alanında verdiği eserlerin yanı sıra eğitimciliği, yazarlığı ve şairliği ile de tanınıyor.
“Mimar Sinan Büyük Ödülü”ne değer görülen mimarlar için düzenlenen “Sinan Ödüllü Mimarlar Programı” kapsamında, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin Karaköy Binasında panel düzenlendi. “Çok Yönlü Kültür İnsanı” ve “Geleneğe Eklenmek” başlıklı iki bölümden oluşan panelde, Cengiz Bektaş için hazırlanan kısa bir film gösterimi yer aldı. Panelin açılış konuşmasını Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu yaptı. 16. Ulusal Mimarlık Sergisi kapsamında 2 bin 306 eserin sergilendiğini söyleyen Muhcu, “Mimar Sinan Büyük Ödülü”nün Türkiye’nin en prestijli mimarlık ödülü olduğunu söyledi. Muhcu, ödüle layık görülen Bektaş’ın Cumhuriyet dönemine önemli eserler bıraktığını kaydetti.

Yazar Ursula K. Le Guin yaşamını yitirdi
ABD’li Yazar Ursula K. Le Guin, 88 yaşında hayata gözlerini yumdu. Yazarın sağlığının uzun süredir kötü olduğu bildirildi.
ABD’li Yazar Ursula K. Le Guin, 88 yaşında hayata gözlerini yumdu. Fantastik ve bilim kurgu eserleriyle dünya edebiyatında kendine önemli bir yer edinen Le Guin, Karanlığın Sol Eli, Mülksüzler, Sürgün Gezegeni, Yerdeniz serisi gibi roman ve öyküleriyle çağına damga vurdu.
New York Times’ın haberine göre Le Guin’in ölümü oğlu Theo-Downes Le Guin tarafından doğrulandı. Oğlu, ölüm nedenini açıklamadı ancak annesinin sağlığının bir süredir kötü olduğunu belirtti.
1929 California doğumlu Ursula Kroeber Le Guin, antropolog çift Alfred L. Kroeber ve Theodora Quinn Kroeber’in kızıydı.
Kitapları 40’tan fazla dile çevrilen ve milyonlarca satan Le Guin, yerleşik cinsiyetçi kalıplara meydan okuyan tarzıyla fantastik ve bilim kurgu yazınında kendine özgü bir üslup geliştirdi.
1969’da yayımlanan Karanlığın Sol Eli, insanların erkek ya da kadın olmadığı cinsiyetsiz Gethen dünyasında geçiyordu.
Le Guin, mitoloji, fantezi ve bilim kurguya meraklı bir genç olarak hikayelerin sürekli “Beyaz adamın dünyayı fethetmesi” etrafında döndüğü gerekçesiyle bilim kurgudan soğuduğunu anlatmıştı. Yine de yazın hayatının ileriki dönemlerinde bu alanda güçlü ve özgün eserlerle adından söz ettirdi.
LE GUIN: BİZİM GÜZEL ÖDÜLÜMÜZ KÂR DEĞİL ÖZGÜRLÜKTÜR
Le Guin, 2014 yılındaki Ulusal Kitap Ödülleri’nde ödülünü “Kitaplar sadece meta değildir” diyerek almış ve şu ifadeleri kullanmıştı:
Ursula Le Guin
“Kitaplar sadece meta değildir. Kâr motivasyonu çoğunlukla sanatın hedefleriyle çatışma halindedir. Kapitalizmde yaşıyoruz, onun gücünden sakınılamaz gibi geliyor ama kralların kutsal iktidar hakları da öyleydi. Her türlü insan iktidarına karşı direnilebilir ve bu iktidar insanlar tarafından değiştirilebilir. Direniş ve değişim çoğu zaman sanatta başlar. Çoğu zaman bizim sanatımızda, kelimelerin sanatında.
Bir yazar olarak uzun bir kariyerim oldu, iyi bir kariyerdi. Şimdi, onun sonuna geldiğimde Amerikan edebiyatının nehrin akıntısına kapılıp gittiğini görmek istemiyorum. Yazarlıkla ve yayıncılıkla yaşayan bizler, bu sürecin getirilerinden hak ettiğimiz payı talep etmeliyiz ama bizim güzel ödülümüz kâr değildir. Onun adı özgürlüktür.” (EVRENSEL KÜLTÜR SERVİSİ)

Bize Gelenler
1. Yasakmeyve/Sayı 90/ Ocak-Şubat 2018
2.Çini Kitap/Sayı 46/ Ocak Şubat 2018
3.Eliz Edebiyat/ Sayı 107- 108/ Kasım-Aralık 2017

Kitaplar
1.Athanatos/ Mahir Ergun/Belge Yayınları
2.Şirazlı Sa’di/Prof.Dr. Kavus Hasanli/Demavend
3.İlber Ortaaylının Gözüyle İran/ Demavend
4.Bir Başka Doğuş/ Füruğ Ferruhzad/ Demavend
5.Doğu Edebiyatında Kadın/ Demavend
6.İran Bayramları/ Asker Behrami/ Demavend
7.Orhan Veli-Unutabilmek Maviler İçinde/İsmail Cem Doğru/İndie
8.Ferhat’ın Ölüsü/Abbas Maroufi/Demavend