Kimsenin yüzü gülmüyor. İşçisi, memuru, emeklisi, esnafı, dar gelirlisi büyük bir sıkıntı içerisinde. Ailesinin zorunlu ihtiyaçlarını nasıl karşılayabileceğinin hesabını yaptığı içinde geceleri gözlerine uyku girmiyor.
Ekonomi bu ortam içerisinde dibe vurmuş bir durumda. Esnaf siftah yapamıyor. Şirketler zarar üstüne zararla karşılaştıkları için faaliyetlerini durdurma hesapları yapıyorlar.
Böylesi bir durumda herkesin kemerlerini sıkmak suretiyle tasarruf yapması ve böylece içinde bulunan ekonomik dar boğazı kazasız belasız atlatması gerekirken, örnek olması, kanaat önderliği yapması gerekenlerin ölçüsüz harcamaları dudak uçurtacak mertebeye ulaşmaktadır.
Geçtiğimiz günler TBMM başkanlık divan üyeleri ile komisyon başkanları ve siyasi partilerin grup başkan vekillerinin, meclis bütçesinden karşılanan haberleşme giderleri açıklandı.
Bu açıklamayı duyanların, okuyanların hayret nidaları ve feryatları hala kulaklarda.
Bu arada en çok haberleşme giderinin başkanlık divanı üyesi olan CHP Adana milletvekili Elif Doğan Türkmen tarafından yapıldığı ortaya çıktı. Bunun üzerine CHP’nin bu durum karşısında takınacağı tavır merak konusu edilmeye başlandı. CHP’den beklenen karar hemen geldi. Elif Doğan Türkmen’in başkanlık divanındaki görevinden istifa etmesi istendi. Elif Doğan Türkmen’de istifasını sundu.
Bu bir siyasi partinin göstermesi gereken doğru ve beklenen bir tutum ve davranışı idi. Bir yandan israfa karşı olduğunu ifade eden bir siyasi parti, elbette ki böylesine aşırı bir haberleşme giderinin yapılmasını doğru bulmayacak ve buna karşı tepkisini gösterecek idi. Nitekim beklenen tepki gösterildi, istifa gerçekleşti. Bu CHP için örnek bir hareket olarak görüldü ve takdirle karşılandı.
Meclis bütçesinden yapılan haberleşme giderleri buzdağının görünen yüzünden küçük bir parçayı oluşturmaktadır. Buzdağı ve onun görünen diğer parçaları ise halen yerinde durmaktadır.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde büyük bir ekonomik sıkıntının içerisinde iken, yapılan lüks harcamalar, gösterişli açılışlar, törenler, seyahatler, uğurlama ve karşılama masrafları, buzdağının görünen diğer yüzeyindeki parçaların ayrı bir kısmını oluşturmaktadır.
Ödemelerin maliye hazinesinden karşılanması, böylesine hesapsız, kitapsız harcamalar yapılmasını haklı kılmaz. Aksine bu konuda daha titiz davranmayı, daha hesaplı, kitaplı hareket etmeyi gerektirir. Bunun aksine bir tutum ve davranışın kabul edilebilir hiçbir yanının bulunmadığı bilinmelidir.
Önümüzde yapılacak olan anayasa değişikliği ile ilgili bir referandum var. Değişmesi istenen maddeler arasında milletvekili sayısının 550’den 600’ya çıkartılması yolundaki değişikliğin oylanması da var.
Bir yandan parlamenter sistemin sonlandırılması yolunda konuşmalar yapılırken, öte yandan hiçbir inandırıcı gerekçe olmadan milletvekili sayısını 550’den 600’ya çıkartmak istemenin tutar bir yanının olmadığı kanısındayız.
Bir milletvekilinin devlete bir yıllık yaklaşık maliyetinin 30-40 bin TL. olduğu hesap edilirse, 50 milletvekilinin maliyetinin ne olacağını sizler hesap ediniz. Bu kadar sıkıntı içerisinde bulunulurken, hiçbir zorunluluk olmadığı halde masrafları arttırmanın ve hazineye yüklemenin savunulur bir tarafının olmadığı kanısındayız.
Devlet bütçesinden karşılanan uçakların, zırhlı araçların, makam otomobillerinin sayısı azaltılacağına her geçen gün daha da arttırılmaktadır.
Seyahatlerde uçaklara alınan yolcuların masrafları bildiğimiz kadarıyla kendileri tarafından karşılanmamaktadır. Oysaki batı ülkelerinde bu masraflar davetliler tarafından karşılanır.
Bunların genel bütçe içerisinde yerinin fazla olmadığı, yani küçük bir miktar oluşturabileceği söylenebilir. Ancak örnek olabilmesi için bu tür harcamaların devlet bütçesinden yapılmaması gerekir. Zira kanaat önderlerinin bu tür davranışları diğer görevliler tarafından örnek alınır ve olumlu adımların atılmasına neden olur.
TBMM başkanlık divanı üyesi olan Elif Doğan Türkmen’in istifasını isteyen CHP’ nin bu yoldaki tutumu, lüks ve israfın önlenmesi yolunda örnek bir hareket olarak görülmeli ve kabul edilmelidir.
Diliyoruz ki aynı tutum ve davranış diğer siyasi partiler ve kanaat önderleri tarafından da gösterilir. Böylece ekonomik dar boğaz içerisinde mücadele eden yurttaşlarımız, kanaat önderlerinin, örnek olması gerekenlerin, israf ve lüksten uzak bir anlayış içerisinde, hesaplı kitaplı harcamalar yaptıklarını görmek suretiyle üzerlerinde bulunan yükün ağırlığını daha az hissedeceklerdir.
Aksine bir yol izlenmeye devam edildiği takdirde, yaşanılan ekonomik sıkıntının ağırlığı daha çok artacak, sıkıntısı daha çok hissedilecek, kanaat önderlerine olan güven giderek azalacaktır
Diliyoruz ki; doğru olan yapılır ve örnek bir tutum ve davranış sergilenmek suretiyle lüksten, israftan , gereksiz harcamalar yapmaktan kaçınılır. Meşhur atasözümüz vardır. Bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: “ Damlaya damlaya göl olur…”
[email protected]
YORUMLAR