Seçim tarihi yaklaştıkça, anketlerde birbiri peşi sıra açıklanmaya başlandı.
Kamuya yansıyan bu anketler farlılıklar göstermekte ise de ,sonuç itibariyle hemen tamamında Cumhur ittifakına verilecek oyların giderek aşağı yöne gittiği, buna karşılık kararsız oyların ise arttığı izlenmektedir.
Yine bir anket sonucuna göre de seçmenlerin %45 inin partisiz bir konumda olduğu, yani güvenecekleri, kendilerini içinde bulundukları sıkıntıdan kurtaracak, ülkeyi esenliğe götürecek bir siyasi oluşumu arar durumda bulundukları görülmektedir.
Bu anket bile, bizim yıllardan beri yazdığımız, söylediğimiz, uyarmak için her türlü yola başvurduğumuz üzere, seçmenin içinde bulunduğu zor durumdan kendisini kurtaracağına inanacağı, güveneceği bir liman arayışında olduğu gerçeğini doğrulamaktadır.
2019 seçimlerinde sadece Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri seçilmeyecek.
Bu seçim bir nevi referandum niteliğinde olacaktır.Yani bir tarafta bugüne kadar mevcut olan parlamenter sistemin yeniden egemen olmasını isteyenler, öte tarafta ise mevcut düzeni tümden değiştirecek olan başkanlık sistemini isteyenler.
İşte yapılacak olan seçimlerde bu iki görüş oylanacak.
Kamuoyu görüşlerini yansıtan anket sonuçlarına göre, seçmenlerin hatırı sayılır bir çoğunluğu parlamenter sistemden yanadır. Yani başkanlık rejimine geçilmesini, ülkenin tek adam anlayışı ile yönetilmesini tasvip etmemektedir. Bazı anketlere göre AKP- MHP ittifakının Cumhurbaşkanı seçimindeki oy oranı, kararsızların oyları dağıtılmadığı takdirde %30 lara kadar inmektedir. Buna karşılık parlamenter sistemin devam etmesini ve başkanlık sisteminden dönülmesini isteyenlerin oylarının ise giderek % 60 lara yaklaşabileceği doğrultusundadır.
Bu gerçekler ortada iken, hala somut adımlar atılmaması, hala seçmene güven verecek tutum ve davranış içine girilmemesi, parlamenter rejimi destekleyen, başkanlık sistemine karşı olan seçmenler nezdinde büyük bir hayal kırıklığı ve umutsuzluk yaşanmasına neden olacak boyuta ulaşmak üzeredir.
Zaman su gibi akıp gidiyor.
Eğer 7 Haziran seçimleri sonrasında olduğu gibi bu doğrultudaki görüşmeler, istikşafı görüşmeler gibi olursa, sonuç ne yazık ki hüsran olacaktır.
2019 seçimleri ülkenin geleceği açısından çok önemli bir kilometre taşını oluşturacaktır.
Bu kilometre taşını hangi görüşü savunanların göğüsleyebilecekleri , sadece içte değil dış dünyada da ilgiyle ve merakla izlenmektedir.
Gerek anket sonuçları ve gerekse dış dünyada bizi merakla izleyen sağduyu sahibi çevreler, ülkemizdeki ezici bir çoğunluğun batılı bir anlayışa sahip yönetim şeklinin egemen olmasını, çağdaş bir dünya içerisinde yer almamızı, çağın gerisine gidecek fikir ve davranışlardan kaçınılmasını ve buna izin verilmemesini, ülkenin şeriatla değil medeni yasalar ve anlayış içerisinde yönetilmesini istemekte, arzulamakta ve beklemekte olduğu doğrultusundadır.
Ezici bir çoğunluğun görüşü bu olduğuna göre ,siyaset sahnesinde rol ve sorumluluk üstlenenlerinde bu isteğe uygun bir şekilde bir araya gelmesi ve seçmene güven verici tutum ve davranış içine girmesi gerekir.
Daha zaman var, şimdilik görüşmeler yapmakla yetinelim anlayışı, bir tür havanda su dövme ile eşdeğer bir anlayıştır.
Zaman giderek kısalıyor. Seçmen boş lafları değil, inandırıcı, güven verici, sığınılacak liman olunduğuna inandırıcı tutum ve davranışları görmek ve duymak istiyor. Yine seçmen klasik sözler yerine yeni söylemler bekliyor.
Anketler başkanlık sistemine verilen desteğin giderek azaldığını buna karşılık parlamenter sistemin güçlendirilerek devam ettirilmesine ilişkin desteğin ise giderek arttığını gösteriyor.
Bu gerçek ortada iken seçmen iradesini görmezden gelmenin, sorumluluk taşıyanları büyük bir vebal altına sokacağı bilinmelidir.
Bir kez daha hatırlatalım: Un var, yağ var, şeker var ama bunlardan helva yapacak ehil bir aşçı yok….
YORUMLAR