Dünya genelinde geçerli olan ve kabul gören bir kural vardır: “Eşitlik ilkesi”. Bu kural tüm yarışmalara tarafların eşit koşullarda katılması, eşit hak ve yetkilere sahip olması ve bu hak ve yetkileri de tarafsız bir kurul önünde eşit bir şekilde kullanabilmeleri imkânının kendilerine sağlanmasıdır. Eğer bunlar yapılır ve uygulamaya konulur ise o yarışma her türlü şaibeden uzak bir şekilde sonuçlanır. Kazanan taraf kutlanır, kaybeden tarafta hiçbir itiraza mahal bırakmayacak eşit koşullar içerisinde bir yarışmaya girdiklerini, bunun sonucunda da kaybettiklerini kabullenmek suretiyle rakibini tebrik eder ve ona başarılar diler.
Bu anlattığım genel bir kuraldır. Şimdi bunu spor yarışmalarına indirgeyelim.
Spor yarışmaları içerisinde de bir spor dalına göre de uyarlamaya çalışalım.
Örneğin bir futbol müsabakası.
Futbol karşılaşmalarına katılacak takımların eşit yarışma koşullarının oluşabilmesi için aşağıda sıralayacağımız kurum ve kuruluşlar ile kuralların tarafsız bir şekilde uygulanması, herhangi bir şekilde takımların biri lehine, diğerinin aleyhine kararlar alınmaması gerekir.
Şimdi bunları sıralamaya başlayalım.
Futbol federasyonu. Eğer federasyon tüm kararlarını bir takımın lehine, diğerinin aleyhine alırsa o durumda eşitlik ilkesi baştan zedelenmiş olur.
Futbol müsabakasını yönetecek olan hakem kurulu yanlı olur, takımlardan birinin lehine diğerinin aleyhine kararlar verirse, bu durumda aleyhine karar verilen takım müsabakaya en az 1-0 yenik başlamış olur.
Hele hele kırmız kartlar, verilen haksız penaltılar, sayılmayan goller, çalınan ofsayt düdükleri, bunlara eklenecek olursa siz seyreyleyin gümbürtüyü.
Müsabaka sonunda karar verme mevkiinde olan kurulların da tarafsız olması zorunludur. Mesela ceza kurulu . Bu kurul kendisine yapılan itirazları yansız olarak incelemeyip tarafların birini tutan tutum ve davranış içinde olursa elbette ki o müsabakanın eşitlik ilkesine uygun bir şekilde sonuçlandığını söylemek doğru olamaz.
Yine aynı şekilde tahkim kurullarının da kararları büyük önem taşır.
Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür.
Ancak verilen örnekler bir araya getirildiğinde sayılan kurulların ve yetkili kişilerin yanlı tutum ve davranışlarının, bir maçın kazanılıp kaybedilmesinde çok önemli rol oynayacaklarından şüphe etmemek gerekir.
Nitekim oynanacak önemli bir maç için görevlendirilecek olan hakemin taraflı olması, hakemin desteklediği takımın maça yine 1-0 önde başlamasını sağlar. “Ama bazen buna rağmen de kaybedecek zannedilen takım maçı kazanır.”
Maç sırasında verilen yada verilmeyen penaltılar maçın kaderini değiştirir.
Peş peşe gösterilen sarı kartlar, bunu tamamlayan kırmızı kartlar, bir takımın moralinin yükselmesine, diğer takımın ise moral çöküntüsü içerisine düşmesine neden olur.
Yine bir sonraki haftada önemli bir maçı olan takımın oyuncularına gösterilecek sarı kartlar, kırmızı kartlar, hakem raporları o takımın ertesi hafta yapacağı maçın sonucunun etkilenmesinde çok önemli rol oynar.
Bu anlattıklarımız bir futbol karşılaşmasında kendisine destek verilen takım ile hakkı yenen, desteklenmeyen, aleyhine kararlar alınan, yetkilerin ilgili kurullar tarafından tamamen aleyhe ve tek taraflı olarak kullanılması hallerine birer tipik örnektir.
Böylesi durumlarda sonuç ne olursa olsun eşitlik ilkesinin uygulanmadığı, kararların kurallara aykırı olarak aleyhe verildiği durumlarda, başta spor dünyası olmak üzere ilgilenen herkes derinden yaralanır ve o kurullara olan güven temelden sarsılır.
“Şimdi bu durum siyaset sahnesine aktarıldığı takdirde, aynı sakıncalar ortaya çıkar ve eşitlik ilkesinin uygulanmaması sonucu hasıl olacak durum kamu vicdanını derinden yaralar. ”
18 maddelik anayasa değişikliği ile ilgili referandum 16 Nisan’da yapılacaktır. Bu referandumda seçmenler sandık başına giderek EVET veya HAYIR şeklinde oylarını kullanacaklardır. Referandum sonuçlarının hiçbir tartışmaya mahal bırakmayacak bir şekilde kamuoyu tarafından kabul edilmesi, kamu vicdanının herhangi bir şekilde yaralanmaması, eşitlik ilkesinin uygulandığı, kurum ve kuruluşların yetkilerini tek taraflı olarak kullandıkları yolunda iddiaların öne sürülmediği bir ortam içerisinde halk oylaması yapılmış ise, bu referandumun kurallara uygun olarak gerekleştirildiği kabul edilip, sonucun herkes tarafından benimsenmesi gerekir. Aksine hareket edilir, eşitlik ve tarafsızlık ilkesinden ayrılmak suretiyle yaratılan bir ortam içerisinde referandum gerçekleştirme yoluna girilirse, elde edilecek sonuç kamu vicdanında kabul görmez, tartışma konusu olur ve bundan da ülke büyük zararlar görür.
“Halk oylamasına iki aydan daha az bir zaman kaldığı için bu hususları hatırlatmak gereğini duyduk. Ümit ediyoruz ki, her şey eşitlik ve tarafsızlık ilkesi içinde gerçekleştirilir. Beklenti bu doğrultudadır. Acaba fiili durum nedir ve gelişmeler hangi yönü gösteriyor?. Bunu da sizler araştırın ve yanıtını kendi kendinize vermek suretiyle sandık başına gidip oyunuzu kullanın…”
YORUMLAR