Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Mera besiciliği yeniden canlandırılmalı

Milletvekili Topal, hayvancılığı güç kılan en önemli etkenlerin başında yem

Milletvekili Topal, hayvancılığı güç kılan en önemli etkenlerin başında yem maliyetlerinin geldiğine dikkat çekti

CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, bir grup milletvekiliyle birlikte TBMM Başkanlığı’na verdiği önerge ile hayvancılık sektöründeki sorunları gündeme getirdi. Günümüzde hayvancılığı güç kılan en önemli etkenlerin başında yem maliyetlerinin geldiğini belirten Milletvekili Topal, mera besiciliğinin mutlaka yeniden canlandırılmasının önemine dikkat çekti.
Tarih boyunca beslenme ihtiyacının giderilmesinde hayvansal kaynaklı besinlerin önemli bir yer tuttuğunu bildiren Milletvekili Topal, önergede şunlara yer verdi: “Göçebe hayatın terki ve yerleşik hayata geçişle birlikte toprağın işlenmeye başlanması, hayvancılığın gelişmesine pozitif etki etmiştir. Bunula beraber ticari hayatın başlamasıyla beraber hayvancılık daha da önem kazanarak nüfusun önemli bir kısmının geçim kaynağı oluşturmuştur. Diğer bir açıdan dengeli, yeterli ve sağlıklı beslenmede et ve et ürünlerinin önemi büyüktür. Özellikle çocukların gelişim sürecinde ihtiyaç duydukları hayvansal protein kaynağının sağlanmasında, et birincil gıda ürünüdür.
80 sonrası hayvan sayısında önemli düşüşler oldu …
Bugün dünyada olduğu gibi ülkemizde de hayvansal ürünlere olan talep nüfus artışına paralel bir şekilde artmaktadır. Et, süt ve yumurta, toplumun yeterli ve dengeli beslenmesinde vazgeçilmez besin kaynakları olmakla beraber, hayvansal üretimden elde edilen deri, yün bağırsak vb. sayısız ürünler, gıda sanayi, tekstil, tıp ve kozmetik sektörleri gibi bir çok ana ve yan dalın alternatifsiz hammadde kaynağı olmuştur. Son yıllarda özellikle et fiyatlarında yaşanan artışlar, et tüketiminin azalmasına ve hatta insanlarımızın et yerine ikame gördükleri diğer gıda ürünlerine yönelmelerine sebep olmuştur.
Bir başka açıdan gelişmiş ülkelerin gelişme süreçlerinin ilk aşamaları incelendiğinde; bu ülkelerin kalkınma yolundaki birinci sektörünün hizmetler sektörü değil, tarım ve hayvancılık sektörü olduğu gözlenmektedir. Bunun temel nedeni yüksek katma değerli mal üretiminin ihtiyacı olan hammadde kaynağının yine tarım ve hayvancılık sektöründen elde ediliyor olmasıdır. Gelişmekte olan bir ekonomi yapısı sergileyen ülkemiz 1980 yılına kadar gerek hayvan sayısı gerekse işletme sayısı bakımından önemli artışlar göstermiştir. Ancak 1980 sonrası özellikle hayvan sayısında önemli düşüşler yaşanmıştır. Örneğin 1960 yılında 59 milyon adet olan toplam küçükbaş hayvan varlığımız son yıllarda 30 milyon seviyelerine gerilemiştir.”
Tüketiciler daha yüksek fiyata daha az et tüketmek zorunda kalıyor …
Ülkemizde son yıllarda küçükbaş hayvan sayısındaki artışın, büyükbaş hayvan sayısındaki artışa oranla daha fazla olduğuna değinen Milletvekili Topal, önergenin sonunda şunlara yer verdi: “2009 yılında yaklaşık 27 milyon olan küçükbaş hayvan varlığı bugün 14.4 milyon artarak 41,4 milyona ulaşmıştır. Bu rakamın içinde 2016’da 28,8 milyon ile en çok yerli koyun varlığı yer almaktadır. 1960’tan bugüne yüzde 35 olan hayvan sayısındaki azalma karşısında ülke nüfusu 1960’tan bugüne tam aksine yüzde 34 oranında artış göstermiştir. 1960 yılında 27 milyon olan nüfusumuz bugün 80 milyona ulaşmıştır. Hayvan sayısındaki bu dengesizlik sürdürülebilir küçükbaş hayvan eti arzını da olumsuz etkilemiştir. Öyle ki, nüfusun et ihtiyacını karşılamak için zaman zaman ithalata yönelmek zorunda kalınmıştır.
Hayvancılığı güç kılan en önemli etkenlerin başında yem maliyetleri gelmektedir. Öyle ki hayvan yetiştiriciliğinde kullanılan girdilerin neredeyse yüzde 80’ini yem grubu oluşturmaktadır. Maliyetlerin et fiyatlarını doğrudan etkilemesi biz tüketicilerin daha yüksek fiyata daha az et tüketmemize sebep olmaktadır. Bu maliyetleri düşürmenin en kolay yolu mera besiciliğini yeniden canlandırmaktan geçmektedir.
1970 yılında Köy Hizmetleri verilerine göre 21,6 milyon hektar olan ülkemiz toplam mera alanı bugün 10 milyon hektara düşmüştür. Son 2 yılda oluşan tesciller incelendiğinde, küçükbaş karkas et fiyatlarında artış yüzde 55’e ulaşmıştır. Bu piyasa fiyatları koyun eti arzının talebi karşılayamadığının göstergesidir. Problemlerin en büyüğü yüksek girdi maliyetleridir. Hayvan sağlığı, hayvan hareketlerinin kontrolü, hijyen ve kaliteye ilişkin sorunların önüne geçilmek için yapılan çalışmaların, oluşturulan mevzuatın önüne geçemediği anlaşılmaktadır. Genetik materyal ve damızlık üretimi ile hayvan başına verim düzeylerinin arttırılmasına yönelik ıslah faaliyetlerinin yetersiz olmasıdır.
Örgütlenme, koordinasyon yetersizliği ve yönetsel sorunlar sektörün gelişimini tıkayan sebeplerdir. Doğru tarım politikalarının benimsenmesi ve uygulanması, etkin ve yüksek üretim için ıslah çalışmalarını arttırılması artırılması, meralarımızın yeniden canlandırılması ve bu doğrultuda kaybolmaya yüz tutmuş keçi besiciliği, koyun arzı maliyetlerinin makul seviyelere indirilmesi ile küçükbaş hayvancılık sürdürülebilir hale gelecektir. Bu konuda ortak akıl çerçevesinde konuyu ele almak, sorunları net bir şekilde ortaya koymak ve çözümlerine ilişkin gerekli aksiyon planlarına belirlemek üzere meclis araştırması açılmalıdır.” -Mehmet ÖZGÜN-