CHP tabanı kaynıyor. Partililerin önemli bölümü, Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifası ile olağanüstü kurultayın toplanması ve Muharrem İnce’nin Partinin başına geçmesini istiyor. CHP’li eski Milletvekilleri ve bazı seçilmişler de, uygun bir üslupla Partide nöbet değişim zamanının gelip geçtiğine vurgu yapıyor!
CHP’de 24 Haziran’da beklenen sonuçların alınamaması sonrası ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “seçimin yenilgi alan tek partisi AKP’dir” açıklamasının ardından, Parti tabanında, sosyal medya üzerinden çok farklı ses getirecek açıklamalar yapılıyor. Seçimin üzerinden 48 saat geçmesine rağmen, sosyal medyada Kemal Kılıçdaroğlu’nun görevi bırakmasına yönelik mesajlar yoğunlaşırken, genel merkez yönetimine yakın kişilerin sessizliği ise dikkat çekiyor.
Sosyal medyada, son 48 saatte, CHP’de nöbet değişimini savunan yetkili, yetkisiz üye, parti sempatizanı ya da sosyal demokrasi yanlısı kişilerin görüşleri şöyle:
Hasan Akgöl (24.Dönem Milletvekili): Bir şey söylesem, ‘liste dışı kaldın diye konuşuyorsun’ diyecekler. Söylemesem, başarısızlığı başarı varmış gibi göstermeyi de hazmedemiyorum. İnanın siyasetten bir beklentim yok. Bu Parti bana vereceğini fazlasıyla verdi. Bize, yani CHP’ye güvenen sade seçmenden utanır ve yüzüne bakamaz, ne cevap vereceğimizi bilemez hale geldik. Sayın Genel Başkanım, sizi çok seviyor ve sayıyoruz. İnanın bilgi birikiminiz, insanlığınız hakkında kimse tek söz edemez. Ama olmuyor işte. Lütfen, artık nöbet değişim zamanı. Bir büyüklük gösterip, koltuk sevdalısı olmadığınızı, Muharrem İnce’yi Partinin başına siz getirerek bir ilke imza atın. Hep fahri başkanımız kalın. İnanın, tüm CHP seçmeninin takdirini alırsınız.
Mevlüt Dudu (25 ve 26.Dönem Milletvekili): Cumhuriyet Halk Partisi’nin liderini halk belirlemiştir ve o lider Muharrem İnce’dir. Bu böyle yarım kalmaz, kalamaz… Yola devam…
Halil İbrahim Özgün (Hatay İl Başkanı): ‘Kuvvetli bir adam yenildi mi, bu mağlubiyet, onun için yeni hamlelere yol açan bir kapıdır.’ William Shakespeare… Herkese günaydın!
Servet Mullaoğlu (CHP Eski İl Bşk.): Evet, bizim koltuk sevdamız var. Biz, Cumhurbaşkanlığı ve Bakanların koltuklarına sevdalıyız. Bu koltukları istiyoruz. Bunun için sizin oturduğunuz koltuktan kalkmanız gerekiyor. Hiç olmazsa Partinin en üst kurulu olan kurultaydan güvenoyu alın.
Derya Altunay (Belediye Başkan Yardımcısı): Seçimin kazananı biz, kaybedeni AKP’ymiş. Öyle buyurdu Sayın Genel Başkanımız… O halde niye AKP seçmeni sevinçli. Ben ve benim gibi düşünenler üzgün.
Mehmet Kaynak (Milletvekili aday adayı): 9 seçim, 3 referandum kaybedeceksin, 24 Haziran’da hezimet yaşayacaksın, sonra kalkıp Tayip Erdoğan’ın bu başarısına şaşacaksın. Kendimize gelelim arkadaşlar. Sorun içimizde. Halkın partisi olamadıktan sonra, önümüzdeki seçim CHP barajın altında kalır!
Emine Akseven: Muharrem İnce’nin başarısını görmezden gelen bir genel başkanı, Kemal Kılıçdaroğlu’nu tanımıyorum. Bundan sonrada mademki koltuk sevdasından yanıp tutuşuyor bunun için de hiç tanımıyorum, tanımak da istemiyorum.
Selva Berber: Her hüsran seçim sonrası yapılan açıklama… Bizim emeklerimize yazık, günah. Taze kan şart. Değişim olmalı. Sevgi ve selamlarımla.
Hüseyin Kit: CHP seçmeni nazarında seçimin kazananı Muharrem İnce, kaybedeni ise sen. Biletine amorti çıkmış biri gibi sevinmeni anlamak mümkün değil be Kılıçdaroğlu… Gürsel Erol’un eşsiz başarısını kutlamamak nasıl bir sosyal demokratlıktır, nasıl bir emeğe saygıdır Kılıçdaroğlu?
Billy Bülent Altunay: CHP Genel Başkanı dün gece kendini muhteşem tarif etti. Etmeye etti de, kendi dilinden kendisi anlamayınca ortaya tuhaf bir denklem çıkıyor.
1. “Diktatörün neyini tebrik edeceğim” dedi. Eyvallah, arkandayım, ama! Usta, Tayyip Erdoğan de…Peki sen de CHP’nin diktatörü değilmisin? 2. “Bu partide koltuk sevdalılarının yeri yoktur” dedi. Eyvallah, arkandayım ama! Usta, 9 seçim kaybeden ben miyim? Sevgili ve çok Sayın Kılıçdaroğlu, yenilikten korkmayın, gidin artık… Ya şerefinizle gidersiniz, ya şerefinizle gidersiniz! Biz başka bir şekilde gitmenizi istemiyoruz. Siz, bu ülke siyaseti için yetersizsiniz, bunu kabul edin. Umarım ve dilerim şerefinizle gidersiniz.
Hasan Eliaçık (Milletvekili aday adayı): CHP’de bir sürecin sonuna gelinmiştir. Gerçeği eğip bükmenin artık kimseye bir yararı yok. Koltuk sevdası imiş… Önce biz koltuğu bırakmayı bilmeliyiz. Bildik mi? Ki demokrasi dersi veriyoruz. Yazık, ülkemizin insanın umuduna ve beklentisine… Yazık bu halka, yazık…
Timur Emir: Genel Başkanımız istifa etmediği taktirde, yıllardır bu partiye oy verenlerin oyunu alamayacak! Bu zihniyet, demokrasi zihniyeti değil! Başaramıyorsan bırak, senden başarılı olan yürütsün bu işi. Ayrıca ölmek üzere olan ve bu partiye oy kaybettirmekten başka işe yaramayan Deniz Baykal’ı birinci sırada gösterip milletvekili seçtiren bu zihniyet genel başkanlık yapamaz. Yazık! Onca insan Atatürk için, demokrasi için bu partiye gönül veren insanlar artık yenilik, başarı istiyor. Bu da ne Kemal Bey ile olur ne de hastanede yattığı halde ölmek olan birini aday gösteren yönetimle olur. Genç ve başarılı insanlar varken, nasıl ölmek üzere olan birini birinci sıradan gösterirsin? Kemal, istifa! Herkes değişim istiyor. Duyun bu milletin sesini. Başarı istiyorum.
Sema Bağdatlı: Gereği yapılmadığı takdirde bu partiye olan tüm değer yargılarım değişecek.
İlker Kaptan: 2018’in en komik fıkrası, “Koltuk sevdası olanların bu partide yeri yoktur.-Kemal Kılıçdaroğlu”
Yıldıray Meydan: Tamam İlker Bey, anladık. Sayın Kılıçdaroğlu önderliğindeki CHP kendi içinde bin örgütse, Sayın İnce’nin önderliğinde on bin olacaktır. Nokta.
Murat Çakar: “Kişisel beklentisi olanların partimizde işi yoktur” diyor. Bir Belediye Başkanının bir telefonu ile bir ilin bütün listesini değiştirdi. Kendisi 10 seçim kaybetti. Adam hala önümüzdeki yerel seçimlerden bahsediyor. Sayın Kılıçdaroğlu, kişisel beklentisi olan tek kişi sizsiniz!
Vahit Süner: Bir daha Kılıçdaroğlu’nun olduğu yere oy vermem. Kaybettiği 9. Seçim…
Kadir Öztürk: Umarım istifasını da verir. Bence istifa etsin de önümüzü görelim.
Aykut Cakır: CHP, Muharrem İnce’ye bırakılmalı. Aksi takdirde, ben CHP’nin aynı yerde saymasından sıkıldım. Sevda CHP sevdası olmalı, makam ve yer sevdası olmamalı artık.
Bülent Özaslan: Dokuz defa seçim kaybetmiş bir Genel Başkan koltuğunu bırakmıyorsa, adaletten bahsetmeye hakkı yoktur.
Eşref Taner Özkaya: CHP Lideri Sayın Kılıçdaroğlu, ekranlarda yaptığı açıklamada, gözümüze baka baka ‘seçimin kaybedeninin AK Parti olduğunu söyledi!’ Şaka değil, aynen öyle dedi! Hatta daha da ileri giderek, ‘koltuk sevdasına kapılan her kim varsa partimizde barınamaz’ dahi dedi! Yeminle, kendi kulaklarımla işittim…
Üzüldüm! Zira Kemal Bey, CHP’nin vazgeçilmezi olduğuna, onsuz sersefil bir hayat süreceğimize, hak hukuktan mahrum kalacağımıza inanıyor ve biz de inanalım istiyor! Vah vah vah
Ayten Şahin: Peki, istifa etmek için daha kaç seçim kaybetmesi gerekiyor? Bizler daha kaç seçim sonucunda ağlayacağız sandık başlarında? Bunlar bizimle daha kaç seçim dalga geçecek ‘nasıl yendik’ ama diye?
Sabahattin Ali: Kılıçdaroğlu, istifa sorusuna karşılık ”koltuk sevdası olanların partimizde yeri yok” demiş. Yav arkadaş, kaç seçim üst üste yenildin, buna rağmen yıllardır o koltukta duruyorsan, koltuk sevdalısı bizzat sensin demektir. Taban da kendi liderini seçmişken, onurlu bir şekilde genel başkanlıktan çekilerek gereğini yapmalısın. Tabi eğer gerçekten iktidar ya da en azından mecliste daha çok söz sahibi olmak gibi bir amacın varsa!
Temel Ali: Soru şu… Seçimin kaybedeni AKP ise sen ne yaptın? CHP olarak % 30 mu aldın? Matematikten nasıl geçtin anlamıyorum. Yazık olmuş o diplomanın basıldığı kâğıt!
Hanna Gülenay-Krayt: Koltuk sevdasına tutulmak… Girdigi tüm seçimleri kaybettiği halde Genel Başkanlık koltuğunda oturmak… Başkasını hedef gösterip kendini mi tarif ediyor acaba? Bunu da Allah söyletiyor galiba.
Mehmet Dilber: Asıl diktatör, yenilgiyi kabullenemeyen ve tabanın istediği adamın başa gelmesine engel olan Sayın Kılıçdaroğlu’dur. Lütfen artık “tamam” kampanyası kendi partimiz için başlatalım ve kavga etmeden bu işi güzellikle halledelim.
Ekrem Bebek: 9 seçim kaybetmiş bir liderin söyleyeceği söz bu olmamalıydı. Hemen istifa edip partiyi olağanüstü kongreye götürmeliydi. Bu pişkinlik partiyi bitiriyor.
Ümit Sarı: Sizler partili falan değilsiniz. Sizler, koltuk davasına düşmüş dinozorlarsınız. 41 yıl sonra gelip 1 lider yüzde 30 barajını geçti, hala Kemal Kılıçdaroğlu diyorsunuz Sizin gibiler yüzünden biz bu seçimi kaybettik. Sizin gibiler Muharrem İnce’yi desteklemediklerinden, biz gençler gibi canı pahasına çalışmadığından kazanamadık. Hepinize tek kelime söylüyoruz… Elinizi vicdanınıza koyun!
Saadet Özal: Türkiye de iktidar partisi olmak gibi bir amaçları yok. Parti içi iktidar olmak yetiyor yöneticilerimize. Çok yazık. İnsanların umutlarına karabasan gibi çöküyorlar.
Niyrem Erbay: 9. seçimi de kaybetmiş bir lider, hangi sebeple Partinin Genel Başkanı sıfatıyla kalmaya devam eder? Daha hala yerel seçim var önümüzde de… -Cemil Yıldız-