Üç semavi dinin mabetleri; cami, kilise ve havranın yan yana, omuz omuza, yüz yüze olduğu bir kentin ‘ezan-çan-hazan’ ritmine ayak uydurmak çok da zor olmamalı.Özellikle de buna dair şehir melodisine kurumsal notaları eklemek!
TÜİK verilerine göre, Türkiye yılın ilk 6 ayında yüzde 31 artışla yaklaşık 11,5 milyar dolar turizm geliri elde etti. Bakanlık verilerine göre, yabancı ziyaretçi sayısında ise rekor artış gerçekleşti. Yılın ilk altı ayında yüzde 30,4 artışla 16 milyon yabancı ziyaretçiyi ağırlayan Türkiye’ye en çok turist Rusya Federasyonu ile Almanya’dan geldi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yılın ilk altı ayında yabancı ziyaretçilerin kişi başına ortalama harcaması 629 dolar, gurbetçilerin ise 877 dolar olarak gerçekleşti. Kişi başına ortalama harcama da toplamda 667 dolar oldu.
Paylaşılan verilerin Antakya özelinde duran bizler, turizm sektörünün yorgun beklentilerinin ‘nadas’ halinin ne zaman biteceğini çokça sorguluyoruz belki ama… Sorgulanan asıl kısım, bu zorunlu ‘nadas’ durumunun resmi kurumsal kimlikler tarafından nasıl algılandığı ve çözüm için ‘ne’ ya da ‘nelerin’ yapıldığı!
-TANITIM MI?-
Son günlerde, Antakya kent merkezinin birçok yerinde billboardlara asılı bazı ilanlar dikkat çekiyor. Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan bu ilanlar, ‘Hatay olmak kardeş olmaktır’ mesajı üzerinden şehir görüntülerine yer veriyor. Ancak o kardeşlik mesajının ‘çok dinli, çok dilli, çok kültürlü’ bir şehirden verildiğini unutmamak, kullanılan fotoğraf ya da resimlerde de detaylara sahip çıkmamız gerekiyor.
Bu tanıtım ayağının ‘tartışmalı’ fotoğrafında bir kare yer alıyor. Önde, Antakya Katolik Kilisesi’nin ‘çanı’, arka planda ise ‘ahşap’ külahlı bir cami minaresi…yer alıyor. Ancak billboarda ekli ‘Hatay olmak kardeş olmaktır’ yazısı, bu iki detayın üzerini kapatıyor. Durumu fark eden ve yapılan yanlışlığın işaretinde duranlar ise ‘biraz dikkat’ demeyi ihmal etmiyor. Peki, düzeltir miyiz, yoksa ‘YAPTIK-OLDU’ mu? -Tamer Yazar-